Başörtü Mağduru O Günleri Gözyaşları İçinde Anlattı
Anayasa Mahkemesinin başörtüsüyle duruşmaya katılan avukatla ilgili verdiği kararı değerlendiren başörtü yasağı mağdurlarından Sena Nur Polat, o günleri gözyaşları içinde anlattı.
BURSA - Anayasa Mahkemesinin başörtüsüyle duruşmaya katılan avukatla ilgili `başörtüsünün dini özgürlükler kapsamında değerlendirilmesi gerekir’ şeklindeki gerekçeli kararında söz konusu avukatı haklı bulmuştu. AYM’nin kararını İLKHA’ya değerlendiren başörtü yasağı mağdurlarından Sena Nur Polat, yaşadığı acı dolu günleri gözyaşları içerisinde anlattı.
Okul idaresi tarafından sürekli baskılara ve tecritlere maruz kaldığını söyleyen Polat, unutamadığı bir anıyı şöyle anlattı: “İlk gün okula gittiğimizde zaten okula almadılar, ikinci gün de aynı şekilde ama üçüncü gün okula aldılar. Ve bizi müdür yardımcısın odasına aldılar. Orada birisi vardı, bize Milli Eğitim Bakanlığından geldiğini söyledi. Ama biz daha sonra öğrendik ki, o kişi polismiş. Sonra babamlar içeri girdi ve onlara, `siz bizim çocuklarımızı neden kandırmaya çalışıyorsunuz?` Diyerek kızdılar.
“Siz gidin şemame şarkısıyla dans edin, bırakın başörtüsünü”
Okul öğretmenlerinden birisinin kendisine memleketini sorarak, şemame şarkısıyla dans etmesini söylediğini ifade eden Polat, gözyaşlarını tutamayarak şöyle devam etti: “Sonra bir gün yine rehberlik odasında otururken, içeriye Osman Hoca geldi. Ve bana sen Urfalı mısın? Diye sordu. Ben de evet Urfalıyım deyince bana sen git şarkılar söyle, şemame oyna bırak bu işleri’ dedi.
Anayasa Mahkemesi’nin başörtüsüyle duruşmaya alınmayan avukatla ilgili verdiği kararda başörtüsünü `din özgürlüğü` içerisinde değerlendirmesine başörtüsü mağduru velilerden de destek geldi.
İlke Haber Ajansı’na konuşan mağdur veliler, yaşadıkları mağduriyetlerin izlerini ancak atılacak bu türden olumlu adımlarla silebileceklerini kaydetti.
“Baba ben ne zaman okula gideceğim?”
Sena Nur Polat’ın babası Mehmet Polat ise, kızının yaşadıklarından psikolojik olarak çok etkilendiğini dile getirdi. Polat, “Kızım haftalar boyunca gece 2-3`te kalkıp, ‘baba ben ne zaman okula gideceğim!’ diye soruyordu.” dedi.
"Başörtüsünü savunmanın sonucu: 2 yıl ceza”
Aile olarak da kızının başörtüsüyle okuma mücadelesinde büyük sıkıntılar yaşadıklarını kaydeden Polat, “Tabi ki, biz aile olarak da, bunun ağır travmasını yaşadık. Artı beni iki sefer mahkemeye çıkardılar. İkisinde de bana ceza verdiler. Bizi korkutmaya ve bunla da yıldırmaya çalışıyorlardı. Allah’a hamd olsun biz bundan vazgeçmedik. Yaşadıklarımızla kamuoyunu bilinçlendirmeye çalıştık. Ve ben sırf kızımın başörtülü okuma isteğine destek olduğum için iki yıl bir ay ceza aldım. Cezam şu anda her ne kadar dondurulmuş olsa da biz bunun yıldırma amaçlı yapıldığını düşünüyoruz. İşte biz sana ceza vermişiz eğer bir daha aynı şeyi yaparsan biz cezanı onaylarız diye korkutmaya çalışıyorlar.” ifadelerine yer verdi.
"Zindanlar başörtüsünü savunanlarla dolu”
“Bu gün zindanlara baktığımız zaman sırf başörtüsünü ve Allah’ın dinini savundukları için ceza almış insanlarla doludur” diyen Polat, kendilerinin dışarıda olmasının sorunu gidermediğini ve yetkililerin bu soruna acilen el atması gerektiğini vurguladı. Polat, “Birçok paket açıldı. Peki, bunun paketi ne zaman açılacak? Bu insanların hakları ne zaman verilecek? Biz bu paketi er ya da geç bekliyoruz. Bizim siyasilerden beklentimiz de budur. Mağduriyetlerimizin en kısa sürede giderilmesini istiyoruz.” dedi.
“Paralel yapı bizi ezdi”
Yaşadıklarını, kamuoyunda ‘paralel yapı’ olarak bilinen grupla çalışan polis ekiplerinin oyunu olarak değerlendiren Polat, “Yaşadıklarımız tamamen paralel yapının bir oyunuydu. Allah’a hamd olsun ki bunu görebildiler ve geç de olsa bir adım atabildiler. Başörtüsünü geç de olsa dini özgürlük kapsamına alabildiler. Bu bizim için sevindiricidir.” diye konuştu.
“AYM’nin kararı ödenen bedellerin sonucudur”
İki kızının başörtüleriyle okuma taleplerine destek olan Baba Aziz Kayalık da, AYM’nin kararını sevindirici bulduklarını söyledi. Kayalık, yaşadıkları mağduriyetleri hatırlatarak, “O gün de aynı devlet aynı hükümet yok muydu? Aynı yargı yok muydu? O gün yasaktı da bugün serbest mi oldu?” diye sordu.
Kayalık, “Biz bu kararı olumlu bir adım olarak buluyoruz. Fakat çok geç kalınmış bir mesele. Biz ezildikten sonra bu karar alındı.” diye konuştu. (Veysi Siyah / Zeki Aras - İLKHA)