`Oruç; sabrı, takvayı ve şükrü öğretiyor`
Mardin İl Müftüsü Dursun Ali Coşkun, orucun insana sabrı, takvayı ve şükretmeyi öğrettiğini ifade etti.
MARDİN - Mardin İl Müftüsü Dursun Ali Coşkun, on bir ayın sultanı Ramazan-ı Şerif ile ilgili açıklamada bulundu. Hz. Peygamberin bütün ibadetler gibi orucun da insan davranışlarını etkileyen, düzenleyen yönlerine işaret ettiğini belirten Müftü Coşkun, Allah Resulünün orucu kalkana benzettiğini dile getirdi.
Oruç kalkandır
Coşkun; “Kalkan, nasıl ki savaşta askerleri düşmanın ok ve kılıç darbelerine karşı koruyorsa, oruç da sahibini öyle korur. Üstelik sadece dışarıdan gelecek saldırılara karşı değil kendi nefsinden, şehevî arzularından, şeytanın vesveselerinden de onu korur. Bu hassasiyetle oruç tutan kişi dünyada günah ve kötülüklere, âhirette ise cehennem azabına karşı korunmuş olacaktır. Oruçlu, kalkanı öncelikle kendi elinden ve dilinden sadır olabilecek yanlış tutum ve davranışlara karşı kullanacaktır. Bu nedenle kimseye karşı kaba davranışlarda bulunmayacak, cahil ve zorba tutumlar içine girmeyecektir. Şayet bir başkası ona sataşır, kavga ve dövüş edecek olursa bu defa da oruç kalkanını ona karşı kullanacaktır. Çünkü böyle davranmak zor olsa da öfkeyi yenmenin ve yanlış yapana iyilikle karşılık vermenin bir şeklidir.” dedi.
Yüzünüzden tebessümü eksik etmeyin
“Oruçluya yakışan, aç olmasına rağmen, yüzünden tebessümü eksik etmemektedir.” diyen Coşkun, “Gönül kırmak, inanan insana, hele oruçlu bir Müslüman’a yakışmaz. Güler yüz ve tatlı dil, oruç ibadetinin ruhuna verdiği dinginlikle birleşerek insanın ilâhı rahmet esintisine ulaşmasını sağlar. İnananlar nefislerini körelterek ruhlarına huzur veren ve gönüllerinde sevgi, merhamet, şefkat duygularını artıran orucun aydınlığını, yaptıkları hatalarla gölgelemekten sakınırlarsa karşılığını fazlasıyla göreceklerdir. Oruçlunun ayrıntı sayılabilecek fakat orucunu güzelleştirecek davranışlarda bulunması, mahzurlu davranışlardan sakınması ona bambaşka mânevi boyutlar kazandıracaktır.” diye konuştu.
Oruç insana şükretmeyi öğretiyor
Orucun insana sabrı, takvayı ve şükretmeyi öğrettiğini ifade eden Coşkun, “Kişi bir yandan orucum bozulur endişesi ile nefsinin arzularından sakınırken, öbür yandan da istenilen şekilde oruç tutabilmek için iyi hasletler sergilemeye çalışır. Tuttuğu her oruçta nefsine hâkim olma kabiliyetini geliştirir. Bu ayda sabır, müminin bütün benliğini kaplar. Geçici bir süre uzak kalman maddî gıdaların yerini manevi gıdalar alır. Artık kalp, Allah’ın adı anıldığında ürpermeye başlar.” dedi.
Oruç, bir sabır sınavıdır
Orucun bir sabır sınavı olduğunu söyleyen Coşkun, “İnsan oruçlu iken önünde duran yemeğe elini uzatmaz, kötü söz söylemez, kem gözle bakmaz, başına gelen her türlü olumsuzluğu olgunlukla karşılar. Oruçlu olduğu sürece açlığa, susuzluğa ve her türlü günah ve kötülüğe karşı sabreder. Bundan dolayı da Allah Resulü, ‘Oruç, sabrın yarısıdır.’ (İbn Ma’ce siyam 44) buyurur.” dedi.
Uzuvlar mideyle beraber oruç tutmalıdır
Müftü Coşkun sözlerini şöyle sürdürdü: “Kutlu Nebi’nin, ‘Oruç tutan nice kimseler vardır ki oruçtan nasibi sadece aç kalmaktır. Geceyi ibadetle geçiren nice kimseler vardır ki kıyamdan nasibi sadece uykusuz kalmaktır.’ (İbn Ma’ce siyam21) hadisinde de oruç ibadetinin şekil şartlarının sinde, birtakım derunî özelliklerinin olduğu vurgulanmaktadır. Oruçtan nasibi aç kalmaktan öteye geçmeyen kimselerin durumuna düşmemek için gözler, kulaklar, eller, ayaklar, kalp ve ağız, mideyle beraber oruç tutmalıdır.” (M. Salih Keskin – İLKHA)