Mardin`in Dargeçit ilçesinde dindar kişiliğiyle bilinen Gêra Cafer köyü eski muhtarı, köyün öğrencilerini almak için gittiği ilçe merkezinde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Bu olaydan sonra ne Hizbullah’ı ne de Hüda-par’ı kurulduğu günden beri bu kadar kararlı ve celallendiklerine şahit olmadım. Daha önce 90lı yıllarda Hizbullah camiası, PKK’nin dayatması sonucu girdiği çatışma ortamında da birçok üye ve sempatizanını kaybetmişti. PKK’nin aldığı ağır darbelerden sonra fiili çatışmadan zorunlu olarak vazgeçmek durumunda kalan PKK, eylemlerine ara vermeye mecbur kılınmıştır. PKK’nin, Hizbullah’a karşı eylemleri 2000’ler doğru son buldu ve stratejik olarak uzun bir süre çatışmadı. 5 Mayıs 2011 de PKK, tarafından katledilen Ubeydullah Durna için de Hizbullah sukunet ortamının bozulmaması için karşılık vermedi. En son PKK’nin katledtiği Gêra Cafer köyü eski muhtarı Mehmet Uğurtay bardağı taşıran son damla oldu.
 

Bütün alanlarda hiç kimseye söz hakkı tanımayan PKK/BDP, özelikle Hizbullah ve Hüda-par’a karşı yoğun bir propaganda, iftira ve karalama ile varlığını sürdürmeye çalışmıştır. Örgütün (PKK) 90lı yıllarda aldığı ağır darbeler, ‘geçmişten ders’ almasına sebebiyet vermedi. Kürdistan’a, marksist ve Leninist ideolojisi ile inançlı kesime yıllarca zulüm eden bu örgüt kadın, yaşlı, çocuk, genç, ihtiyar demeden gerek toplu gerek ise kaleşçe katletmiştir. Hizbullah’ın yaklaşık 14 yıldır hiçbir silahlı eylemi olmadığını Kürdistan halkı şahit olmasına rağmen ‘kontra’ gibi ithamlarda bulunarak camia’nın yıllarca hizmet ettiği alanları sabote etmekten hiçbir zaman kaçınmamıştır.
 

Hükümet-PKK arasında gerçekleştirilen sözde ‘barış süreci’ Kürdistanı PKK’nin kucağına bırakmıştır. Bölge de devlettin varlığından söz etmek son günlerde trajedik olur. Diyarbakır, Bingöl, Ağrı.. vs. yol kontrolleri yapan PKK, asayişi kontrolüne geçirmiş ve hükümet 3 maymun’u oynamıştır. Bunu fırsat bilen PKK, yaklaşık bir yıldır dağda asker ile çatışmamış ve bu sapık örgüt, egolarını tatmin etmek için gece yarılarında gene halkın en zayıf noktası olan köylülere saldırmıştır.
 

-Silvan`ın Dağcılar köyünde oturan Hüseyin Adiyaman adlı yaşlı bir köylüyü darp etmiş.
 

-Diyarbakır`ın Lice ilçesi Kıyıköy Mahallesi`ne mütedeyyin aileyi kaçırmaya çalışan PKK, köylülerin direnmesi üzerine rastgele ateş açmış, ateş sonucu 3 köylü yaralanmış.

-Hür Dava Partisi Dicle İlçe Başkanı Ercan Alparslan PKK tarafından kaçırılmış ve hala kendisinden haber alınamıyor.
 

Bu yaşananlar ‘barış sürecinde’ meydana gelmesi hiç manidar değil tam bir provakatörlük ve fırsatçılıktır. Yıllardır kan’dan beslenen PKK, bölgeyi ateş’e sürüklemeye çalışmakta. Son yaşanan olaylar üzerine Hüda-par Genel Başkanın açıklamaları ise “PKK’nin mütedeyyin insanlara savaş açtığıdır”.
Bu durum Suriyede de PKK’nin kolu olan PYD tarafından ordaki kürtlere yapılıyor. Son Rojava olayları üzerine Suriye Kürdistan Demokrat Partisi Politbüro üyesi Cuma, Rojava`dan 12 yaşındaki kız çocuklarını PYD`nin zorla götürdüğüne dair ellerinde kesin bilgiler olduğunu söyledi.
 

PKK`nın 2013 başından bu yana toplam 700 çocuğu zorla ya da kandırarak dağa kaçırdığı herkesin malum’udur. Son günlerde çocukları dağa kaçırılan anneler’in PKK/BDP’ye karşı isyanı ise takdire şayandır.
Sonuç olarak: PKK/BDP’nin, Hizbullah’ın son açıklamasını dikkate alması gerekir. Şayet olası bir çatışma ortamı doğarsa bu çatışmadan en çok zarar görecek olan PKK/BDP olacaktır.

Birkaç gündür Kürdistan’ın birçok yerinde halkın, `Kahrolsun PKK` Sloganları ise PKK zorbalığını en açık sözlerle gözler önüne seriyor. Selam ve Dua ile...

Adnan Memiş