• DOLAR 34.55
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...
Susa Bir Destandır Susa Gülistandır
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Ezelden ebede her türlü hamd, şükür ve sena âlemlerin Rabbi olan şanı yüce Allah’a mahsustur. Salat ve selam başta Allah’ın habibi iki cihan serveri Peygamber Efendimize, O’nun aline ashabına ve onların takipçileri olan tüm Müslümanların üzerine olsun.

“Sizden, hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun, işte onlar kurtuluşa erenlerdir. (Al-i İmran 104)

Bu ayeti kerime inanan insanlara bir vazife ve bir sorumluluk yüklemektedir. Yüklenen bu sorumluluk gereği cenabı hakkın vahyi doğrultusunda peygamberlerin getirdikleri davetin mutlaka ama mutlaka insanlara anlatılmasıdır. Bu vazife yeryüzünün en şerefli ve en kıymetli vazifesidir. Bundan daha kıymetli ve değerli bir vazife yoktur.

Allah-u Teâlâ her devir ve asırda İslam davetini insanlara ulaştırmak için bir kısım insanları seçmiş ve onları bu kutsal vazifeyle görevlendirmiştir. Bu kutsal görevi yüklenen davetçiler İslam davetini nesil den nesile, kabile kabile tüm insanlara anlatarak bu vazifeyi yerine getirmeye çalışmışlardır ve insanları tevhid bayrağı altında toplanmaya çağırmışlardır. Her peygamber kendi kavmini Allah’a (c.c) ihlasla teslim olmaya ve onları tağutlara kulluk etmekten kaçınmaya davet etmişler. Peygamberlerin bu daveti karşısında iki sınıf insan ortaya çıkmıştır. İnananlar ve inanmayanlar… İnanan insanların bu çağrıyı kabullendikten sonra hayatları, düşüncelerini kısacası hayata dair ne varsa hükümlerini Allah’tan (c.c) almış ve hayatların bu çağrıya göre düzenlemişlerdir. İnanmayanlar ise bu çağrıyı kabule yanaşmammış bununla da kalmayıp inananlara karşı cephe alıp her türlü saldırıda bulunmuşlardır. Bu durum karşısında inananlar çok çetin süreçlerden geçmiş ve inanmayanların her türlü baskı ve zulümlerine maruz kalmışlar kimisi bu yolda canını vermiş kimisi de zindanlara atılmıştır.

İşte yukarıdaki ayet-i kerimenin fermanıyla insanları hayra çağırmak, iyiliği emretmek ve kötülüğü menetmekten başka hiçbir derdi ve amacı olmayan muvahhit Müslümanlardan bazıları da Susa camii yarenleridir. Bu Müslümanların da tek amacı İslam davetini ve peygamber çağrısını insanlara anlatmak ve ulaştırmaktı, sırf bunun için gecesini gündüzüne katarak çalışıyorlardı.

Ancak onların bu İslami hizmet ve çalışmaları gözü dönmüş örgütün gözüne bir diken gibi batmaya başladı. Yapılan bu çalışmaları kendi çıkarları için zararlı görüp tahammül etmediler ve her zaman yaptıkları gibi Ermeniler hesabına çalışan bu din düşmanı hainler, asker kılığına girerek haince ve kalleşçe bir plan yaparlar. Allah’ın evi olan camide ibadet eden bu mü’minleri çıkarıp ellerini bağladıktan sonra kurşun yağmuruna tutup, şehid ettiler.

Evet, peygamberin çağrısına ‘lebbeyk’ deyip bu davete icabet eden İslam’ın bu davetçileri, davet vazifelerini hakkıyla yerine getirdiler. Zulüm ve ihanet karşısında imanla direnip bu uğurda canların verdiler. Kanlarıyla tarihe yeniden şanlı bir destanın yazdılar ve Susa’yı gülistana çevirdiler.

Evet, belki bu katliam bize çok ağır geldi. Kalbimizi ve ruhumuzu çok derinden yaraladı ve çok büyük bir mahzuniyet yaşadık.

Ancak bu katliamda şehid olan azizlerimiz zaten Allah katında büyük bir mükâfata nail oldular. Aylarca bu katliamın gizli birçok hikmetinin yanında bu mazlumiyet vesilesiyle Müslümanlar Allah’ın yardımı açıkça hissettiler ve gördüler.

Yine o şehitlerimizin şehadeti birçok uzak olan yolu bize yakın eti ve onlar davanın temel taşı oldular. Kısacası Susa denilince aklımıza cami yarenlerini, Allah yolunda feda olma destanları gelir akıllara. Susa denilince Hüseyinlerin çağdaş yezitlere karşı kıyamı gelir akıllara.

Ey aziz İslam şehitleri sizler İslam’ın ve Müslümanların iftiharısınız. Dünya var oldukça sizin destanınız unutulmayacak ve bizler var oldukça sizleri unutmayacağız ve unutmayacağız biiznillah.

Tarih boyunca Müslümanlar sizleri rahmetle ve minnetle anacak. Sizleri katledenleri lanetle ve nefretle anacaklardır.

Evet, Susa İslam güneşinin doğduğu mekândır.

Susa kapkaranlık geceleri yırtan ışıktır.

Susa hak ve batıl mücadelesini
gün yüzüne çıkarandır.

Susa İslami mücadelenin göz bebeğidir.

Susa hainlerin kanlı maskelerini indirendir.

Susa küfrün kara yüzünde patlayan şamardır.

Susa zulmün ve zalimlerin
kalbine saplanan hançerdir.

Susa şeytan ve dostlarının hile,

oyun ve kirli planlarını alt üst edendir.

Susa şehit ve şehadettir.

Sus müminlerin önünde bir meşaledir.

Muhterem Seyda’mız,

Molla Mizgin’in dediği gibi;

Susa gulistane (susa gülistandır)

Susame destane (susa destandır)

Fexra Kurdistane (Kürdistan’ın iftiharıdır.)

Fecra bındestane ( ezilmişlerin şafağıdır.)

Selam ve dua ile

Mehmet Fidancı F Tipi Kapalı Cezaevi Adana
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir