`Allah`ın ayetini kalbine işleyen intihar edemez`
TÜİK`in Diyarbakır intihar raporunu değerlendiren Din Bir Sen Bölge Başkanı Molla Muhammed Özer, bu gün ortaya çıkan tablonun asıl sebebinin dini değerlerden soyutlanmaya çalışılan sosyal hayat olduğunu söyledi.
DİYARBAKIR - Din Bir Sen Bölge Başkanı Molla Muhammed Özer, son günlerde Diyarbakır`da meydana gelen intihar vakalarındaki artışların sosyolojik ve psikolojik boyutları kadar, şahısların manevi anlamda karşı karşıya kaldıkları boşluklardan da kaynaklandığını ifade etti.
"Temel sebebin eğitim kaynaklı olduğu görüntüsünü var"
Bu meseleye Diyarbakır ölçekli bakamamak gerektiğinin altını çizen Özer, " Meseleye belki Türkiye geneli bakmak lazım. Bu intihar eden insanların yaş ortalaması genelde genç olduğu gözlerden kaçmamalı. Bu da temel sebebin, biraz da eğitim kaynaklı olduğu görüntüsünü veriyor. Öğrencilerin temelde aldıkları eğitimde dini bir eğitimin ve manevi boşluğu giderecek bir eğitimin olmaması, bir çok sorunu beraberinde getirebiliyor. Okullarda, evet Din kültürü dersi var. Ancak dini eğitim yoktur." ifadelerini kullandı.
"Bu toplum dine karşı oluşturulan cephenin ektiği fitne tohumlarının acı meyvelerini görüyor "
28 Şubat süreciyle beraber okullarda ve toplumda dini hayata büyük bir darbe vurulduğunu ve insanların inançlarından uzaklaştırılmaya çalışıldığını hatırlatan Özer, "Özellikle din eğitimine darbe vuruldu. Bu bağlamda, İmam Hatip okullarının üzerine gidilmiştir. Okullar ısrarla karma eğitim girdabına sokulmaya çalışılmış, eğitimin kalitesi ve öğrenci psikolojisi dikkate alınmamıştır. O gün dine karşı oluşturulan cephenin ektiği fitne tohumlarının acı meyvelerini, bu toplum bu gün görüyor. Bunu böyle değerlendirmek lazım diye düşünüyorum." şeklinde konuştu.
"Kısa yoldan kurtulma yolunu seçiyor maalesef"
İntiharı sadece dini boyutuyla değerlendirmemek gerekir diyerek, olayın sosyal ve Psikolojik boyutuna atıf yapan Özer, "Genel olarak olaya baktığımızda insanların toplum içerisinde sıkıntı yaşadıkları başka durumlar da söz konusudur. Örneğin, lüks yaşam, konforlu bir hayat özlemi, giderek artan ihtiyaçlar vesaire. Böylesi bir noktaya ulaşmak isteyen ve kısa yoldan zengin olma hayalinde olan bir çok gencimiz var. Dolayısıyla bu zenginliğe ulaşmak için toplumun da zararına olabilecek bir çok zararlı yola başvurmaktan geri durmuyor. Peki ya ulaşamadıysa diye sorarsanız? O zamanda kendine göre belki de kısa yolda zengin olamadıysa, kısa yoldan kurtulma yolunu seçiyor maalesef. Bu çok acı bir durum." ifadelerini kullandı.
"Allah-u Teâlâ’nın emir ve tavsiyelerinden uzaklaştığımız için gençlik manevi bir boşluğa girdi"
Olayın asıl dikkate alınması gerektiği boyutunun işin dini boyutu olduğunu ve bunun göz ardı edilmememsi gerektiğinin altını çizen Özer, " Biz dini anlamda meseleye baktığımız zaman en büyük etken, en büyük neden manevi eksikliktir. İnsanlar manevi anlamda bir boşluk içerisine girmişlerdir. Bunu açıkça müşahede etmek mümkün. Şimdi ‘ Bir insanı öldüren bütün insanları öldürmüş olur.’ ayetini kalbine, gönlüne işleyen bir insan intiharı düşünebilir mi? Mümkün değil düşünemez. Bundan uzaklaştığımız için, Allah-u Teâlâ’nın bize emir ve tavsiyelerinden uzaklaştığımız için, gençlik manevi bir boşluğa girdi. O gönül ve kalp de boşluğu kabul etmez. Başka şeyler mutlaka o kalbi doldurur ve insanlar o istedikleri şeyi elde edemeyince de bunalıma girer ve intihara teşebbüs ederler." dedi.
"Sapık ideolojilerde bu sonucun sebeplerinden biridir"
Gençleri intihara götüren nedenlerden birinin de gençlerin uhrevi anlamda bir beklenti şuuru içerisinde olmamaları olduğunu söyleyen Özer, " Gençlerimizin peşine takıldığı ve onların ahrette olan inançlarına zarar veren sapık ideolojiler de bu sonucun sebeplerinden biridir. Ahiret inancında bir eksiklik bir dayanaksızlık oluştuğu için de insanlar intihara teşebbüs edebiliyorlar. " şeklinde konuştu.
"İslami hizmet veren kurumların nasihatlerini dinlemek ve tecrübelerinden istifade etmek lazım"
Çocuklarını bu çıkılmaz durumdan kurtarmak için ailelere büyük bir mesuliyet düştüğünü söyleyen Özer, "Bir genç eğer yalnızlığa çok fazla özlem duyuyorsa, muhakkak ki ciddi ciddi kontrol altına almak lazım. Acaba bu genç niye yalnızlaşma, ferdileşme gibi bir çaba içerisine giriyor, buna bakmak lazım. Bir de en son şunu söyleyebiliriz: Bu konu hakkında malumunuz etrafımızda İslami hizmet veren kurumlar çoktur. Bu konuda İslami hizmet veren kurumlara müracaat etmek, onların da bu konuda nasihatlerini dinlemek ve tecrübelerinden istifade etmek lazım." ifadelerini kullandı. ( Hamza Adiyaman - İLKHA)