`Ramazanda sahura kalkmayı ihmal etmeyin`
Oruç tutacaklar için önemli ve dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Diyetisyen Ceren Aktaş, daha sağlıklı bir şekilde nasıl oruç tutulabileceği hakkında tavsiyelerde bulundu.
DİYARBAKIR - Beslenme şeklinin önemli ölçüde değiştiği Ramazan ayında, uzun süreli açlık sonrası geç saatlerde gerçekleşen iftarda hızlı ve bol miktarda tüketim gerçekleşiyor. Beslenme şekillerinde görülen bu değişim mide ve bağırsak sorunlarını da beraberinde getiriyor.
Memorial Diyarbakır Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Diyetisyen Ceren Aktaş, Ramazan ayını sağlıklı geçirebilmenin püf noktalarına dikkat çekti.
“Sahur sabah kahvaltısı yerine geçer”
Ramazan’ın en önemli öğününün sahur olduğunun altını çizen Aktaş, sahura kalkmadan oruç tutulmasının uygun bir durum olmayacağına dikkat çekti.
Aktaş, "Atlanmaması gereken bu öğün sabah kahvaltısı yerine geçer ve tüm günü sağlıklı bir şekilde geçirebilmek için içeriğinin özenle oluşturulması gerekir. Sahura kalkmak metabolizmayı güçlendirerek gün içinde daha az acıkma sağlar. Ancak sahurda tüketilen besinlerin içeriklerine, tüm günü etkileyeceği için çok dikkat edilmelidir." ifadelerini kullandı.
Sahurda tokluk verici gıdalar gün içinde zinde tutar
Sahurda çok baharatlı ve tuzlu yiyeceklerin gün içinde çok fazla su ihtiyacına neden olacağı uyarısında bulunan Aktaş, çay ve kahvenin bol tüketiminin de idrara çıkmayı artıracağını söyledi.
Aktaş, "Çay içilecekse iki bardağı geçmemelidir. Sahurda tüketilmesi gereken en önemli besinler; süt, yumurta, peynir çeşitleri gibi uzun süreli tokluk sağlayacak protein içeriği yüksek gıdalardır. Bunun yanında taze söğüşler de bol miktarda tüketilebilir. Bunları yemesinde sakınca olan kişilerin ise; meyveli yoğurt veya 1 su bardağı yarım yağlı süt ile hazırlanmış 5-6 yemek kaşığı mısır gevreği tercih etmeleri uygun olacaktır." tavsiyelerinde bulundu.
İftarda ana yemek için çorba sonrası 20 dakika gerekli
Uzun süren açlığın ardından iftarda ağır ve enerji değeri çok yüksek olan besinlerin bir anda tüketiminin kan şekerinin yükselmesine yol açabileceği uyarısında bulunan Aktaş, oruçlu kişinin iftarını hurma ve kuru kayısı gibi meyvelerle açmasının daha iyi olacağını söyledi.
Pişirme şekli haşlama olmalı
Ramazan ayında tüketilen besinlerin pişirilme yöntemlerine de değinen Aktaş, "Kızartma hazmı zorlaştırıcı ve kan şekerini yükseltici özelliği nedeniyle tercih edilmemelidir. Bunun yerine yemeklerin; ızgarada, fırında, haşlayarak, buğulayarak pişirilmesi tercih edilmelidir. Bu şekilde sağlıklı olan pişirme yöntemleri; mide kramplarına, reflüye, mide yanmasına ve hazımsızlığa karşı koruyucudur." önerisinde bulundu.
Aktaş, yenilen iftar sonrası iftardan ortalama 1,5-2 saat sonra ise yapılacak hafif tempolu yürüyüşün, besinlerin sindirimine yardımcı olacağını ve zayıflayan metabolizmayı hızlandıracağını sözlerine ekledi.
Su ve kuru meyveler kabızlığı önler
Bazı kişilerde uzun süren açlığın kabızlık sorununa neden olabileceği uyarısında bulunan Aktaş, "Bağırsakların tembelleşmemesi için iftardan sonra ara ara kurutulmuş meyveler atıştırılabilir. Ayrıca kabızlık sorunu yaşamamak için su tüketimi de son derece önemlidir. Su özellikle sıcak havalarda daha da önem kazanmaktadır. Vücudun günlük su ihtiyacı 1,5-2 litreyken, yaz aylarında bu gereksinim 2,5-3 litreye kadar çıkmaktadır. Ramazan ayının da yaza denk gelmesi sebebiyle belirtilen sıvı ihtiyacının mutlaka karşılanması gerekir." dedi.
Kronik hastalıkları olanlar doktor kontrolünde oruç tutabilir
Tansiyon, şeker ve kolesterol hastalarının oruç tutup tutamayacaklarını doktorlarına danışarak karar vermeleri gerektiğini belirten Aktaş, "Oruç tutması sakıncalı olan hasta grupları, doktorlarının önerilerine uygun hareket etmelidir. Hamileler ve emziren anneler de iftar sofralarının cazibesine kapılmadan yeterli miktarlarda besin tüketmelidir." ifadelerini kullandı. (İLHKA)