Hüseyin Kaya / Doğruhaber / yorum

Ortam gergin ve herkes sıkı bir şekilde politize olmuş.

Hak taleplere ilişkin duyarlıklar anlamında politize oluşun faydaları var; ama maalesef buralarda bununla sınırlı kalmıyor.

Her yerde hinlik, her yerde komplo arama hastalığı gittikçe psikolojileri bozuyor.

Ergenekon taraftarları, Gülen grubu ve hükümet kanadı… Pkk çizgisinde yayın yapan kuruluşlar da bu konularda geri kalmıyor tabii.

Rojava üzerinden uzun süre kirli bir bilgi yayımı yoluna gittiler. HÜDA PAR ve Mustazaflar hareketini Rojava’da tekfirci gruplarla beraber gösterme çabasına girdiler.

Ellerinde buna yönelik hiçbir delil yoktu.

Tek kanıt iki taraftan da sakallı kimselerin bulunmasıydı.

Sakallı kimselere karşı bir korku ve düşmanlık pompalanmaya başlandı yalan ve iftirayı meslek edinmiş Pkk medyası tarafından.

BDP’liler de bu kirli suya atlayıp iyice kirlendiler.

Sonra ortam biraz berraklaşınca Rojava’da yaşananların hiç de anlatıldığı gibi olmadığı ortaya çıktı.

Rojava halkının gerçekten de mazlum olduğu ve fakat en büyük zalimin de orada Pkk’nin Suriye kolu olan Pyd olduğu ortaya çıktı.

Mazlum halkın savaş ortamından dolayı hem Pyd’den hem tekfirci gruplardan hem de Baas’tan darbe yedikleri anlaşıldı.

Ortam kısmen berraklaşınca aynı yalan merkezleri İşid adındaki grubu hedef almaya başladı.

Kendileri dışındaki herkesi kâfir olarak gören İşid’in gaddarlığı da Pyd ve Pkk’de korkuya neden oldu.

Bağcılar’da gerçekleştirdikleri eylemde uzun sakallı biri, eylemciler ile polis arasında kalınca Pkk medyası “İşid’çiler polis desteğinde saldırdı” şeklinde haber yaptılar.

Ellerindeki tek bilgi adamın sakallı olmasıydı.

Oysa adamın İsmailağa Cemaatinden biri olduğu çıktı ortaya.

Ama korku adamların aklını başından almış.

Biri onlara her sakallının ne dedeleri ne de işid’çi olduğunu anlatmalı, diyeceğim, ama onlar anlarlar mı bilemem.