"Miraç Kandili aşığın maşukuna kavuşma anıdır"
Miraç Kandili dolayısıyla görüştüğümüz âlimler ve İslami STK yöneticileri, Miraç Kandili'nin anlam ve önemine değindi.
VAN - Recep Ayı'nın 27. gecesi olarak idrak edilen Miraç Kandili vesilesi ile görüştüğümüz âlim ve İslami STK yöneticileri, bu gibi önemli gün ve gecelerin Müslümanlar tarafından iyi idrak edilmesi gerektiğini ifade ettiler.
Miraç kandilinin İslam tarihinde ve Peygamberimizin hayatındaki en önemli mucizelerinden biri olduğunu söyleyen Bölge âlimlerinden ve Medrese Müderrisi Molla Abdurrahman Emsen, “Miraç, Peygamber Efendimizin Cebrail (as) tarafından Mescidi Haramdan, Mescidi Aksa’ya Mescidi Aksa’dan da Allah’u Teâlâ’nın huzuruna, Sidretül-Münteha’ya götürülmesidir. Bu Peygamber Efendimizin en büyük mucizelerinden birisidir. Miraç Gecesinde Peygamber Efendimiz çoğu olaylara, Allah’u Teâlâ’nın kendisine göstermiş olduğu çoğu şeylere müşahhid olmuştur.” dedi.
“Namaz Mümin’in miracıdır”
Emsen, “Miraç Gecesinde peygamber efendimiz Allah’u Teâlâ’nın huzuruna vardıktan sonra Müslümanlara Allah’u Teâlâ tarafından 5 vakit namaz farz kılınmıştır. Ve bu beş vakit namaz ile birlikte Bakara süresinin son iki ayeti de vasıta olmaksızın Peygamber Efendimize vahy dilerek Müslümanlara hediye edilmiştir. Zaten bir Müslüman namazı hakkı ile yerine getirirse ve hakkı ile kılarsa bu namaz, Peygamber efendimizin deyimi ile ‘Namaz Mümin’in miracıdır’ Yani kendisini Allah’u Teâlâ’nın huzurunda hissederek namaz kıldığında oda kendi gönlünde, kendi kalbinde Allah’u Teâlâ’nın huzuruna çıkarak kendi miracını yapmış olur.” diye konuştu.
“Miraç Gecesi de hediye edilen gecelerden birisidir”
Mübarek gecelerin Allah’u Teâlâ tarafından hediye edilmiş zamanlar olduğuna dikkat çeken Emsen, “Allah’u Teâlâ bazı günleri ve zamanları Müslümanlara hediye ederek özel önem vermiştir. İşte miraç gecesi de bu hediye edilen gecelerden birisidir. Bu gecede özellikle Allah’u Teâlâ’dan niyazda bulunmak, Allah’u Teâlâ’ya bolca ibadet etmek, Kur’an-ı Kerim okumak, zikir çekmek gibi Allah’u Teâlâ’ya yaklaştıracak fiillerde ve davranışlarda bulunmak gerekir.” İfadelerini kullandı.
“Miraç kandili aşığın maşuğuna kavuşma anıdır”
Peygamber Sevdalılarına üye STK’lardan Van Sabır Eğitim ve Dayanışma Derneği (Sabır Der) Sekreteri Yusuf Türk ise “Miraç Kandili aşığın maşuğuna kavuşma anıdır. Allah’u Teâlâ çok sevdiği kulunu Hz. Muhammed (s.a.v)’i kendisine bir takım ayetleri vermek amacı ile Cebrail vasıtası ile kendi katına çekmesidir, getirmesidir. Miraç kelime olarak merdiven demektir. Istılahi manasına gelindiğinde miraç ayette geçtiği kadarı ile Resulullah’ın (s.a.v) bir gece mescidi haram’dan mescidi Aksa’ya oradan da Cebrail(a.s) vasıtasıyla Allah’u Teâlâ’nın huzuruna çıkmasıdır.” dedi.
“Allah’u Teâlâ çok sevdiği kuluna bir hediye vermek istemiştir”
Miraç Resulullah (s.a.v)’ın hayatında hem bedenen hem de ruhen gerçekleşmiş olduğunu söyleyen Türk, “Allah’u Teâlâ çok sevdiği kuluna bir hediye vermek istemiştir. Hediyesi de namazdır. Namaz öyle önemli bir hediyedir ki Allah’u Teâlâ çok sevdiği kuluna bu hediyeyi bilhassa kendisi takdim etmek istemiştir ve Resulullah (s.a.v)’i kendi yanına çağırmıştır.” İfadelerini kullandı.
“Kişi ile küfür arasında namaz vardır”
Türk şöyle konuştu: “Bildiğimiz gibi Miraç’ta Resulullah(s.a.v)’in şahsında kendi ümmetine bir takım ihsanlar da bulunmuştur Allah’u Teâlânın Bu ihsanlardan bir tanesi de bilindiği gibi namazın farz kılınmasıdır. Dikkat edilecek olunursa namaz diğer ibadetler gibi Kuran’ın ayetleri ile Cebrail (a.s) vasıtası ile peygamberimiz(s.a.v)’e indirilmemiştir. Namaz ile ilgili emirleri bil hassa kendi ayetleri ile Resulullah (s.a.v)’i huzuruna çağırarak kendisine vermiştir. Bunun yanında Bakara süresinin son iki ayeti de Resulullah(s.a.v)’e hediye edilmiştir. Namaz Resulullah’ın buyurduğu kadarı ile mümin’in miracıdır. Dolayısıyla bu miraç hadisesinde Resulullah (s.a.v)’ın şahsında ümmeti Muhammed’e hangi ibadetler lütfedilmişse Müslümanların bu ibadetler üzerinde çok ciddi bir şekilde tefekkür edip amellerini bu ibadetler üzerinde yoğunlaştırmalıdır. Mesela bunlardan bir tanesi de namaz’dır. Acaba namaz niye miraçta farz kılınmıştır? Niye normal ibadetler gibi Cebrail(a.s) vasıtası ile Resulullah(s.a.v) indirilmemiştir de Allah’u Teala tarafından Farz kılınmıştır? Bundan çıkarılacak ders şudur, Namaz’ın diğer ibadetlere nazaran önemi daha fazladır. ‘Kişi ile küfür arasında namaz vardır.’ buyuruyor. Resulullah. Bu mübarek gün ve gecelerde bizim yoğunluk vereceğimiz ibadetlerin en başında namaz gelmelidir ve namaz üzerine yoğunlaşılmalıdır.”
“Miracı Hz. Resulullah (s.a.v) hem ruhu hem de bedeni ile yapmıştır”
Bölge âlimlerinden Molla Ali Arslan da Allah’u Teâlâ’nın kuluna daha büyük ayetlerini, kudretini göstermek için ve onu daha güzel tatmin etmek için yeryüzünden gökyüzüne çıkardığını söyledi. Arslan, “Kulunu bir gecede Mescidi Haram’dan, etrafını mübarek kıldığı Mescidi Aksa’ya götüren Rabbimize sonsuz hamd ve senalar olsun. Hz. Resulullah (s.a.v)’e salât ve selam olsun. Rabbimize şükürler olsun ki Kadir gecesinin bir mukaddimesi mesabesinde olan, miraç gecesine ulaştırdı. Bu konuda rabbimize çok şükretmemiz lazım. Miraç Arapça bir kelimedir. Alçaktan, yükseğe yükselme anlamındadır. Yani bir insan merdivenden yukarı çıktığında buna uruç denir. Miraç’ta Hz. Resulullah (s.a.v)’in hem ruhu hem de bedeni ile bir gecede Cebrail (a.s) vasıtasıyla Mekke’den alınıp, mescidi aksa’ya getirilmesine İsra denir, yani gece yürüyüşü. Mescidi Aksa’dan da Sidretül Münteha’ya oradan da Allah’u Teâlâ’nın huzuruna kadar götürülmesine de Miraç denir. Tabi miraç ve İsra gecesi her ikisi aynı gecede olmuşlar ama her birisi ayrı sureler de. İsra yürüyüşü yani mescidi haramdan mescidi aksa’ya yürümesini, Allah’u Teala İsra Suresinde bahsediyor, Miraç gecesini de Necm Suresinde bahsediyor. Miraç gecesi İslam ulemalarının bahsettiği gibi, Hz. Resulullah (s.a.v)’in hanımını kaybettikten sonra, amcasını kaybettikten sonra ve Taif’e gidip Taif halkı ona inanmayıp taşladıktan sonra, Allah’u Teala o kuluna daha büyük ayetlerini, kudretini göstermek için ve onu daha güzel tatmin etmek için yeryüzünden gökyüzüne çıkarıyor.” dedi.
“Hediyeler bizim için hem bir teselli hem de bir müjdedir"
Arslan, “Hz. Muhammed (s.a.v) ümmeti için getirdiği bazı hediyeler vardır. Bazı hadislere göre 3 tanedir. Hz. Resulullah oradan ümmetine geldiği sıralarda, 3 büyük hediye ile gelmiştir. Ümmet bunu hiç unutmasın. Birincisi Namaz’dır, günde 5 vakit namaz farz kılınıyor. Allah’u Teala bir fiil habibi ile konuşarak Namaz’ı Farz kılıyor. İkincisi ise bakara Suresinin son iki ayetidir. Allah’u Teâlâ o ayetler de iman’ın erkanlarını sayıyor. Üçüncü olarak ta şu müjdeyi veriyor en büyük müjdelerden bir tanesidir, “Ey Muhammed senin ümmetinden Allah’a ortak koşmadan ölen herhangi birisi, günahları ne olursa olsun, yeter ki müşrik olarak değil, Allah’u Teala onu cennetine koyar. Sonsuz olarak cehennem de yanmaz.” Hz. Resulullah (s.a.v) bu 3 hediye ile döndü. Bunlar bizim için hem bir teselli hem de bir müjdedir.” İfadelerini kullandı.“
Ümmetin vahdeti için, bağışlanması için, muzafferiyeti için dua etmeliyiz”
Ragaip Kandili, Miraç Kandili ve Beraat Kandili, bunlar Kadir Gecesine ulaşmak için birer basamak olduğunu ifade eden Arslan, “Miraç Kandilinde özel bir ibadet yok, ama mademki Resulullah (s.a.v) hem bütün enbiyaların vekaletin de hem de ümmeti vekaletinde orda namazı farz kılıyor ve Bakara suresinin son kısmını farz kılıyor, biz o gecede özelliklede namaz kılmalıyız, Miraç’a çıkmalıyız o gecede. İmanımızı tazelemeliyiz. İman erkanlarını tekrar gözden geçirmeliyiz. Ve o gecede çok dua etmeliyiz. Çünkü Miraç gecesinde hediye edilenler arasında Bakara Suresinin son bölümü vardır ve orda da dualar vardır. Çok dua etmeliyiz ümmetin vahdeti için, bağışlanması için, muzafferiyeti için dua etmeliyiz.” diye konuştu.
“Gelin tekrar Selahattin’i bir şekilde Kudüs’ü o zalimlerin elinden alalım”
Arslan, “Allah’u Teala bu Miraç gecesinde Mescidi Aksa ile Mescidi Haram’ı birbirine bağlıyor. Bir ayette her ikisinden bahsediyor. Bu ayetin işaret ettiği konu Mescidi Haram müminler için ne kadar önemliyse Mescidi Aksa’da müminler için o kadar önemli ve ehemmiyetlidir. Çünkü Mescidi Aksa tabiri caizse Mescidi Haram’a giden yolun kapısıdır. Mescidi Haram’ı Ashabı kiram nasıl müşriklerin kirinden, pisliğinden temizledilerse ayı şekilde bütün müminler üzerinde farzdır ki Mescidi Aksa’yı da o şirkin, o pislerin pisliğinden kurtarmaları farzdır ki bunu ashabı kiram anlıyordu onun için Mescidi Aksa’nın fethi için mücadele verdiler, daha sonra tekrar Yahudiler orayı istila etmeye çalıştılar. Bu sefer de Selahattin-i Kurdi (r.a) tarafından Mescidi Aksa tekrar Müslümanların eline geçti. 1967’den bu yana mescidi aksa yine Yahudilerin elinde. Bugün Müslümanlara tek çağrımız budur, gelin tekrar Selahattin’i bir şekilde Kudüs’ü o zalimlerin elinden alalım, azad edelim. Aksi takdirde Kudüs’ün ihtilali, Kudüs’ün elden çıkması, Mekke ve medineninde elden çıkması demektir. Onun için Allah’u Teala orda her iki büyük kıbleyi de Müslümanlara ayet ile bildiriyor, birbirine bağlıyor.” dedi.
(Cihad Coşar – İLKHA)