Hamza Yılmaz / Doğruhaber / Haber Yorum
ABD Temsilciler Meclisi Genel Kurulu’nda geçtiğimiz gün, Myanmar hükümetinin Rohingya Müslümanlarına yönelik işkenceyi sona erdirmesi ve ülkedeki tüm etnik ve dini azınlıkların insan haklarına saygı göstermesine yönelik bir karar tasarısı kabul edilmiş.

Nötr bir pencereden bu tasarı değerlendirildiği zaman bir ülkenin zulme uğrayan insanlar için adım atması gerçekten önemli bir gelişme. Ancak, işin ucunda Amerika olunca insanın aklına, “Acaba bu tasarının altında bir çapanoğlu olmasın?” sorusu geliyor. Çünkü Amerika’nın zulüm, işkence, işgal dosyası çok kabarık.

Amerikan dış politikasının son elli yılda yaptığı yıkım ve işgalleri şöyle kısaca bir hatırlamak bile, karşımızda nasıl bir terörist devlet olduğunu göstermeye yeter.

Guntanamolar, Ebu garipler Amerika’nın eseri. Kanın hiç durmadığı ortadoğu, özelde hergün bombaların patladığı Irak, yıllarca işgal altında kalan Afganistan, İç savaşın hiç bitmediği Somali Amerika’nın eseri. Siyonist İsrail’in elinden inim inim inleyen mazlum Filistin’in içler acısı durumu yine Amerika’nın eseri.

Bugün ABD operasyonlarına maruz kalan ülkeler, özellikle islam ülkeleri dünyanın en istikrarsız, güvensiz, katliam ve iç çekişmelerin olduğu ülkeler değil midir?

Biraz geçmişe gittiğimiz zaman Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombalarının hatıraları hala insanların zihninde canlılığını koruyor. Amerika zulum temelleri üzerine kuruldu ve kuruluşundan bu yana zulmetmeye devam ediyor. Örneğin Amerika, sadece 1946-1975 yılları arasında 215 askeri operasyon (savaş) düzenledi.

Elhasıl Amerika’nın zulüm ve işgallerinin listesini yapsak ansiklopediler yazmak gerekir. Şimdi bu kadar cürüm işlemiş olan Emperyalist Amerika acaba mazlum Rohingyalı müslümanlardan ne istiyor veya ne bekliyor.

Bu konuyla ilgili kesin bir yargıya bugün için varamıyoruz. Ancak Amerika`nın bunca işkencelerineden, işgallerinden, yıkımlarından dolayı müslümanların içinde biriken öfkeyi bir nebze de olsun düşürmek için böyle bir tasarı hazırlamış olabilir. Her ne kadar böyle bir düşünce hasıl olsa da müslümanlar bu oyunlara gelmeyecektir.

Sahiç çıkılmazsa sahip çıkılır...

Bu arada Rahingyalı Müslümanların, Hindu Budist çetelerinden çektiklerini bir onlar bilir bir de Allah. Bir dönem yoğun bir şekilde basına yansıdı. İnsanın kanını donduran görüntülerle karşılaştık. Canlı canlı müslümanların ateşe atıldığına şahit olduk. Evlerin yakıldığına, çocukların asıldığına, insan bedenlerinin parçalandığına.

Bunca zulme karşın islam ülkelerinden istenildiği ölçüde bir ses çıkmadı. Rohingyalı müslümanlara el uzatanlardan Allah razı olsun ancak bu zulmü bitirecek bir adım hiç bir islam ülkesinden atılamadı. Bugün Amerika Rohingyalı müslümanlarla ilgili tasarrufta bulunmaya çalışıyorsa bu onların fazlalığı değil müslümanların eksikliğidir. Çocukken bir deyim kullanılırdı, yemeyenin yemeğini yerler, oturmayanın koltuğuna otururlar. Şu anda bu durumdayız. Biz müslümanlar Rohingyalı müslümanlara sahip çıkamıyoruz. Amerika o mazlumlara kim bilir içinde ne hinliklerin saklı olduğu bir sahiplenme göstermeye çalışıyor.