KONYA - Dünya Parkinson Hastalığı Günü’nde açıklama yapan Türk Nöroloji Derneği 2. Başkanı ve Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, “Hastalığın kalıtsal formları daha genç yaşlarda başlayabilmekte ve daha hızlı ilerlemektedir. Bu formun ortaya çıkmasında akraba evliliklerinin rolü önemlidir.” İfadelerini kullandı.

Hastalığın tedavi edilebildiğine ve hayata engel olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Öztürk,“Parkinson hastalığı ilerleyici ve fonksiyon bozucu nörolojik hastalıklar içinde önemli bir yer tutar. Hastalık istirahat sırasında ortaya çıkan titreme, hareketlerde yavaşlık, katılık ve pozisyonunu koruma, devam ettirmede zorlukla birliktedir. Yaygın vücut ağrıları, yorgunluk, koku almada bozukluk da zaman zaman öncü bulgular olabilir. İleri aşamalarda günlük yaşamı devam ettirmede zorluk yaratacak şekilde unutkanlıklar yaşanabilir. Beyindeki hasardan kaynaklanan ve kişide yaşından beklenen beyin performansını gösterememesi olarak bilinen demans ortaya çıkabilir” dedi.

Prof. Dr. Öztürk, hastalığın hareket sistemindeki etkileri dışında kan basıncında değişiklikler, iştah ve tat almada bozukluklar, kabızlık, ishal, sindirim bozukluğu, cilt değişiklikleri, uyku bozuklukları da hastanın yaşam kalitesini kötü yönde etkileyen ek bulgular olarak tanımladı.

“Belirtilerin önemsenmemesi tanıyı geciktiriyor”

Türkiye genelinde yaklaşık 100 bin parkinson hastası olduğunun tahmin edildiğini söyleyen Prof. Dr. Öztürk, “Parkinson hastalarının sayısının fazla olmasına karşın bu hastaların ancak yüzde 60’ı tedavi görüyor. Ayrıca ortaya çıkan belirtilerin önemsenmemesi tanıda gecikmeye neden oluyor. Tanı konup, uygun tedavi planlanan hastalarımızın motor fonksiyonları ve diğer hastalık belirtileri belirgin ölçüde düzelmekte, günlük yaşamlarını, işlevlerini başarıyla sürdürebilmektedirler.” diye konuştu.

“Hayatı daha verimli hale getirebilirler”

Selçuk Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı olarak parkinson hastalığı konusunda önemli çalışmalar yaptıklarını vurgulayan Prof. Dr. Öztürk, Hastaların tedavi ihtiyaçlarına göre, ilaç tedavisi, derin beyin stimülasyonu denilen beynin belirli bölgelerinin uyarılmasına dayanan tedavi metodunu ve gerekirse cerrahi tedavilerini fakültede beyin cerrahisi anabilim dalı ile işbirliği içinde gerçekleştirdiklerini belirterek,  “İlaç tedavisi yanı sıra rehabilitasyon ve uğraş tedavileri önem taşıyor. Ayrıca bu hastaların yaşam alanlarına gerekli düzenlemelerin yapılması da kısıtlılıklarını büyük ölçüde azaltıyor. Güvenli bir yaşam sürmelerini sağlıyor.” dedi.

Öztürk, Parkinson hastalarının en etkin tedaviyi alarak, uygun beslenme ve düzenli egzersiz ile daha aktif ve daha verimli olarak hayatın içinde olmalarının mümkün olduğunu söyledi. (İlyas Yavuz-İLKHA)