İSTANBUL- Mavi Marmara davasının beşinci duruşması  Çağlayan Adliyesindeki 7. Ağır Ceza Mahkemesinin büyük salonunda görülmeye başlandı. Duruşmaya 19 farklı ülkeden 74 hukukçu ve mağdur yolcu katılıyor.  Duruşmaya şehit aileleri ve Türkiye’nin farklı şehirlerinden gelen mağdurlar ailelerin yakınlarının da katıldığı görüldü. 

Terörist İsrail donanmasının, Gazze’ye insani yardım götüren Mavi Marmara gemisine yaptığı saldırıyla ilgili dava İstanbul’da başladı. Dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Ashknazi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Alfred Marom, Hava Kuvvetleri Komutanı Avishay Levi`nin gıyabında yargılandığı dava İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda başladı.

“Hem paralel vesayete hem de İsrail vesayetine hayır”
İstanbul Adalet Sarayı önünde açıklama yapan  İnsani Yardım Vakfı Başkanı Bülent (İHH) Yıldırım,  “Tam 3 yıl Türkiye`de birileri bize engel oldu. Dava açmak için 3 yıl uğraştık. Şimdi anlıyoruz yargı kimlerin vesayeti altındaymış. Yargı, Paralel Devletin vesayeti altındaymış. Hangi savcının nereye dahil olduğu, hangi sohbetlere katıldığını da biliyorduk. Maddi delili bu kadar açık olan, bu kadar şahidi olan bir davada hala yakalama kararı verilmedi. Şimdi soruyorum, paralel vesayete tamam da İsrail vesayetini de burada kim kaldıracak? Şu anda hepimiz bekliyoruz. Katliamcılara, tehditlere karşı savcı elinden geleni yaptı. Şimdi paralel vesayet bitti, bakacağız bu baskılar kalktı mı? Bu baskılar kalkmadıysa demek ki İsrail`in burada başka yandaşları da var. Türkiye`de içinden geçtiğimiz hassas dönem itibarıyla bu davanın, paralel vesayetten kurtarılmaya çalışılan yargının, İsrail güdümündeki dış güçlerin vesayetinde olup olmadığı açıkça ortaya çıkacaktır. Hem paralel vesayete hem de İsrail vesayetine hayır.” diye konuştu. 

“Ambargo kalkmadan alınacak kararlardan asla taviz vermeyiz”
Saldırgan İsrail askerlerine yönelik Uluslararası Ceza Mahkemesi`nde açılan diğer davaların da buradan çıkacak karara göre şekilleneceğine vurgu yapan Yıldırım, “Türkiye Hükümeti ile İsrail arasında yürütülmekte olan tazminat pazarlıklarının siyasi düzeyde diplomatik sonuçlar doğursa da tüm bu yaşananlara neden olan asıl sorun, hukuken çözülmediği sürece İsrail`i cesaretlendirmekten ve `tazminatı öder katliamlarına devam ederim` mesajı almasından başka bir işe yaramayacaktır. Bu nedenle hükümet bu pazarlıklarda Filistin`e yönelik ambargoların ve ablukanın tümüyle kaldırılması şartından kesinlikle vazgeçmemelidir. 

Tazminat tamam, özür tamam, bunlar başarı. Ama abluka ve ambargo konusu mutlaka protokole bağlanmalı. Bize verilen bir söz var. Ablukaya ambargo birinci sırada, bizim için özür ve tazminat elbette önemliydi ama Mavi Marmara yolcuları için, şehit yakınları için ambargo ve abluka ilgili alınacak kararlardan asla taviz vermeyiz.” ifadelerini kullandı.  (Erkan Yavuz-İLKHA)