Doğu-Batı Kardeşlik Platformundan `Halepçe` açıklaması
Doğu-Batı Kardeşlik Platformu, 16 Mart 1988`de Saddam Hüseyin`in ABD, İngiltere ve Fransa yardımı ile gerçekleştirdiği katliamı kınadı
DİYARBAKIR - Saddam Hüseyin’in 16 Mart 1988’de gerçekleştirdiği katliam, Doğu-Batı Kardeşlik Platformu, tarafından yapılan basın açıklaması ile kınandı.
Doğu-Batı Kardeşlik Platformu tarafından yapılan basın açıklamasında, “Doğu ve batı emperyalizminin işbirliği yaparak kukla Saddam Hüseyin eliyle gerçekleştirdikleri Halepçe katliamına tüm dünya sessiz kalarak adeta bu katliamı ortak olmuştur.” denildi.
“Kullanılması savaş suçu olan kimyasal silahlar Kürtlerin üzerinde kullanıldı”
Yapılan açıklamada, tüm dünyada yaşanan büyük acılar sonrasında yasaklanan ve kullanılması savaş suçu kabul edilen kimyasal silahlar en etkili biçimiyle Halepçe’de acımasızca ve tüm dünyanın gözleri önünde Kürtlerin üzerinde kullanıldığı bildirildi.
Katliamın kararı ABD, İngiltere ve Fransa olmak üzere batılı emperyalist devletler tarafında verildiği dile getirilen açıklamada, “16 Mart 1988’de gerçekleşen hava saldırısında, SSCB (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği) yapımı 8 adet MİG ve MİRAGE bombardıman uçakları kullanıldı. Halepçe’ye hardal ve sarin gazları olarak bilinen kimyasal gazlar içeren bombalar bu uçaklarla atıldı. Öldürücü gücü maksimum olan bu gazlar, Saddam yönetimine, öncelikle ABD, İngiltere ve Fransa olmak üzere batılı emperyalist devletler tarafında verilmişti. Yani Halepçe jenosidinde Doğu ve batı tüm emparyalist ülkeler suç ortaklığı yapmışlardı. Kullanılması yine kendileri tarafından yasaklanan kimyasal silahları Saddam yönetimine vererek ve saldırıyı gerçekleştirecek uçakları sağlayarak bu insanlık suçuna ortak olmuş, savaş suçu işlemişlerdir.”denildi.
“5 binden fazla Kürt hayatını kaybetti 10 binden fazla Kürt de sakat kaldı”
O gün adeta Halepçe’nin ölüme terk edildiği dile getirildiği açıklamada, “Soykırımda çoğu çocuk, kadın ve yaşlı olmak üzere 5 binden fazla Kürt halkından sivil insan hayatını kaybetmiş, 10 binden fazla insan da sakat kalmıştır. Halepçe’de o gün ölen insanlıktı, vicdandı, merhamet duygusuydu. Halepçe ölüme terk edildi o gün. Sonrasında da kimse sahip çıkmadı Halepçe’ye. Katliamdan kaçanlar da yakınlarının cesetlerini kaldırmadan Türkiye ve İran sınırını geçmeye çalıştılar. Türkiye’ye sığınmaya çalışan Kürt’lerin bir kısmı Irak’a teslim edilerek infaz edilmiş, kalanlar ise günlerce sınır kapılarında aç-susuz bekletildikten sonra içeri alınmışlardır.” denildi.
Açıklamanın devamında; “Irak yüksek ceza mahkemesi 1 Mart 2010’da Halepçe katliamını soykırım olduğunu ilan etti. Soykırım saldırısından sonra, Halepçe’de ekolojik denge altüst oldu. Çocuklar sakat doğdu, yetişkinler kansere yakalandı. Halepçe’de özürlü doğum oranının Hiroşima ve Nagazaki’den 4-5 kat fazla olmasına rağmen Birleşmiş Milletler Hiroşima’yı soykırım olarak kabul ettiği halde, Halepçe’yi soykırım olarak kabul etmedi. Irak’ta ise ancak 22 yıl sonra Halepçe Katliamı, soykırım olarak kabul edildi. Irak yüksek ceza mahkemesi 1 Mart 2010’da Halepçe katliamını soykırım olduğunu ilan etti.”denildi. (İLKHA)