Mehmet Özcan / Doğruhaber
Siyonist israil rejiminin işgali altındaki Filistin’de Yahudileştirme faaliyetleri hız kesmiyor. İnsanlık dışı uygulamalara imza atan siyonist rejim, 50 yaş altı erkeklere Mescid-i Aksa’ya girişi yasaklamak, Filistinlilerin evlerini yıkarak arazilerine el koymak, ekili arazileri talan etmek, baskınlar düzenleyerek insanları katletmek ve tutuklamak gibi daha birçok vahşeti yaşatmaktan geri durmuyor. Daha geçtiğimiz gün, Batı Yaka`nın orta kesimindeki Birzeit beldesinde israillilere teslim olmak istemeyen 25 yaşındaki Filistinli Mutez Veşha, içerisinde bulunduğu ev buldozerlerle başına yıkıldıktan sonra bombalanarak şehid edildi.

İnsanlık suçu sayılabilecek cürümlerin dozajını giderek artıran siyonist israil rejimi, diğer yandan yine son olarak 1924’ten bu yana Ürdün’ün kontrolünde bulunan Mescid-i Aksa dahil Kudüs`teki İslami ve Hıristiyan dini mabedler üzerindeki muhafaza ve yönetim rolünün kaldırılmasını istiyor. İsrail Meclisi Knesset`te görüşülen bu karar üzerine Ürdün`ün temsilciler meclisi oy birliğiyle israil`in Amman Büyükelçisi Daniel Nevo`yu sınır dışı etme kararı almıştı.

Ancak ürdün kralının imzası gereken sınır dışı edilme durumu halen gerçekleşmiş değil. Tüm olanlar karşısında nadir de olsa böyle kararlar alabilen Arap Birliği, israil`in Mescid-i Aksa`ya yönelik baskınlarının, uluslararası barış ve güvenliği tehdit ettiğini bildirdi.

KUDÜS MUHAFIZINA 16 AY HAPİS!
Siyonist yahudi rejimin mel’ânetleri saymakla bitmiyor… Siyonist Yahudi rejiminin Kudüs’te yaptığı tahribata karşı büyük bir cesaretle karşı duran ve bu yönde çok ciddi faaliyetlerde bulunan 1948 İslami Hareketi lideri Şeyh Raid Salah da israil rejiminin hedefinde.

Siyonist rejime karşı duran ve her fırsatta bunu dile getirip icraate döken Şeyh Raid Salah, Kudüs`ün önemli semtlerinden Vadi el-Cevz camisinde 2007`de verdiği bir cuma hutbesinden dolayı israil mahkemesince 16 ay hapse mahkum oldu. Raid Salah, cuma hutbesinde halka "Mescid-i Aksa`ya zarar verilmesi halinde direnerek şehid olmaları" tavsiyesinde bulunması üzerine söz konusu dava açılmıştı. Açılan davada siyonist mahkeme, Şeyh Raid Salah’ı "ırkçılığa teşvik" suçlamasından beraat etmiş ancak aynı dava kapsamında “şiddete teşvikten" suçlu bulmuştu. 7 yıl önce açılan dava 4 Mart Salı günü karara bağlandı. İşte Şeyh Raid Salah’la yaptığımız kısa mülakatı siz okuyucularımızın istifadesine sunuyoruz…

MESCİD-ÜL AKSA UĞRUNA ÇOK DAHA FAZLASINI ÖDEMEYE HAZIRIZ

Sayın Şeyh Raid Salah, öncelikle geçmiş olsun. Bugün bir mahkemeniz vardı, verdiğiniz bir hutbeden dolayı. Mahkeme nasıl sonuçlandı. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Mahkemeden memnuniyet duydum. Çünkü bu İsraillilerin zafiyetini, acizliğini ortaya koyuyor. Onların maskelerini düşürüyor. Çünkü israilliler sürekli dünyaya, işte insan haklarına ya da fikir özgürlüğüne saygı duyduklarını iddia ediyorlar. Ayrıca bunların bir hutbeden dolayı bu kadar korktukları göz önünde bulundurulursa bizim açımızdan bu çok ucuz bir bedeldir. Biz Mescid-ül Aksa uğruna çok daha fazlasını ödemeye hazırız.

İSRAİL, MESCİD-İ AKSA’NIN İSLAMİ BİR KİMLİĞE SAHİP OLMASINI İSTEMİYOR

Siyonist israil’in Kudüs’te Yahudileştirme faaliyetleri kapsamında 1924’ten bu yana Ürdün’ün kontrolünde bulunan Mescid-i Aksa dahil Kudüs`teki İslami ve Hıristiyan dini mabedler üzerindeki muhafaza ve yönetim rolünün kaldırılarak kendi kontrolüne geçmesini istiyor. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Biz burada şunu söylemek istiyoruz, israilliler baştan beri Mescid-ül Aksa’nın İslami bir kimliğe sahip olmasını istemiyor. Bu ister Filistinli olsun, ister Ürdünlü olsun fark etmiyor.

Bu da bunu ortaya koyuyor ki yani aslında buradaki asıl niyet ortaya çıkıyor.

Meselinin Filistin olmadığı el Aksa’nın kimliğiyle alakalı bir sorun olduğu ve bunun da kesinlikle İslami olmaması gerektiğini ortaya koyuyorlar ki israillilerin şu anda yaptıkları bu. Onların buradaki gayretlerini biz böyle değerlendiriyoruz.

EL AKSA’YI SAVUNMAK KESİNLİKLE BİZİM GÖREVİMİZDİR

Siyonistlerin bu insanlık dışı uygulamaları ve Yahudileştirme faaliyetlerine karşı sizin yol haritanız nedir?

Bizim günlük, haftalık yol haritalarımız var. Biz sürekli belli günler tertip ederek direnişi sürdürüyoruz. Mesela itikaf programlarımız var. Dua programlarımız var. Özel münasebetlerle Mescid-i Aksa’yı korumaya çalışıyoruz. Bizim bu konuda çok ciddi hamdolsun azim irademiz var. Her fırsatı, her günü değerlendiriyoruz. El Aksa’yı savunmak kesinlikle bizim görevimizdir. Bunda hiçbir rehavet ve ödün söz konusu olamaz.

TÜRKİYE ROLÜNE SAHİP ÇIKTIKÇA İSLAM ALEMİNİN UYANMASINA VESİLE OLUR

Türkiye’ye yönelik mesajınız nedir?
Türkiye’nin çok şanlı bir tarihi var burada Osmanlı’dan kalma. Biz o hatıraları yaşatıyoruz ve hatıralar hala canlı. Ve biz Türkiye’nin bu role sahip çıktıkça İslam aleminin uyanmasına vesile olacağına inanıyoruz.

Türkiye tarihi mirasıyla sahip olduğu konumla meseleye eğildiği zaman, Kudüs ve Mescid-i Aksa konusunda duyarlılığını ortaya koyduğu zaman İslam aleminin buna duyarsız kalması söz konusu olamaz.

Bu konuda Türkiye’nin gerçekten oynayabileceği çok önemli öncü bir rol vardır. Bunun bilinmesini istiyoruz.

Sayın Şeyh Raid Salah, verdiğiniz bu çok önemli bilgiler için çok teşekkür ederim.

Ben teşekkür ederim.