DİYARBAKIR - Konu ile ilgili olarak İlke Haber Ajansına açıklamalarda bulunan STK’lar’ın tepkisi dinmiyor. Samanyolu Medya Grubunun yaptığı haberleri yanlı ve provoke edici olarak nitelendiren STK yöneticileri, bir gün bu camianın bu noktaya geleceğini hiç beklemediklerini ancak gelinen noktada herkesin yüzünün açıkça ortaya çıktığını dile getirdi.
 

“Bu yaşımıza kadar hep darbelerle büyüdük”
Bu güne kadar darbelerle büyüdüğünü, ancak bundan sonra bu ülke toprakları üzerinde yaşayan insanların darbe görmelerini istemediklerini ifade eden Büro Memurları Sendikası Diyarbakır Şube Başkanı Necmettin Alaş, bundan böyle darbelerin tarihin çöplüğüne gömülmesi gerektiğini söyledi.
 

Alaş, “54 yaşındayım. Bu yaşımıza kadar hep darbelerle büyüdük. Bundan sonra gençlerimiz darbe görmesin istiyoruz. Ancak yaptığımız basın açıklamasında tabutun üzerine darbeciler yazısını yazdığımız için birileri rahatsız olmuşa benziyor. Bu memleketin birliğini beraberliğini istemeyen, 17 Aralık’tan bu yana tavrını net olarak belirlemiş bir paralel yapı var. Cuma günkü olayda da bu yapının hazımsızlığına açıkça şahit olduk. 5-6 kişilik grup birden bire bağırarak ortaya çıktı ve bizim daha ne yapacağımızı bilmeden, kiminle ilgili açıklama yapacağımızı bilmeden gelip oradakileri provoke etmeye çalıştılar. Bu durum bizleri üzmüştür.” dedi.
 

“Hiç kimsenin arka bahçesi değiliz, olmadık, olmayacağız”
Diyarbakır halkı olarak oyuna gelmediklerini ve asla da bu kirli oyuna gelmeyeceklerini söyleyen Alaş, “Bizler sivil toplum kuruluşların temsilcileri olarak orada sağduyulu davrandık. Oradaki gençlerimizi sakinleştirip ikna ettik. Onlar bizi tahrik etmek istiyordu. Bizler Diyarbakır halkı olarak oyuna gelmedik. Oyuna gelseydik büyük olaylar çıkacaktı. Basın açıklamasının temel amacı, 28 Şubat bir daha olmasın demek içindi. Birileri bu açıklamamızı bir yerlere çekmeye çalışıyor. Bizim ne AK Parti’yle ne de başka biriyle hiçbir ilişkimiz yok. Bu açıklama AK Parti’nin değil, Diyarbakır sivil toplum kuruluşlarının yaptığı bir basın açıklamasıdır.” dedi.
 

Bazı gazete ve medya yayın organlarında olayların çarpıtıldığını söyleyen Alaş, “Bizim hakkımızda yazılanları nefretle kınıyorum. Biz hiç kimsenin arka bahçesi değiliz, olmadık, olmayacağız.” diyerek yazılanlara karşı tepki gösterdi.
 

“Onlar olduğu için onların dokunulmazlığı var”
Provokatörlerin saldırısı anında polislerin olayı sadece seyretmekle kaldığını söyleyen Alaş, “Burada İl Valisine, Başbakana, Diyarbakır’daki Emniyet Müdürüne sesleniyoruz. Sakın bu taraftarlığı yapmayın. Eğer onların yerinde biz olsaydık, yeminle söylüyorum polis bizi linç ederdi. Ama söz konusu eylemi o gün yapanlar olunca sessiz kaldılar. Herhalde onların dokunulmazlığı var.” dedi.
 

28 Şubat’ın birçok mağduru olduğunu ve bu bölgede Kur’an dersi verdiği için mesleklerinden ihraç edilen birçok imamın mağduriyetinin halen devam ettiğini hatırlatan Alaş, “Hükümet yetkililerine sesleniyorum! Mağdur olan bu insanlar da bu bölgenin insanlarıdırlar. Geçmişte yaşanan hukuksuzluklardan dolayı mağdur oldular. Bu paralel yapı ve sonrasında bunların devamı olan odaklar bu insanları hiç yoktan lekelediler. Hükümet mağdur edilen bu insanların haklarını iade etsin.” talebinde bulundu.
 

“Siz Kemalist misiniz ki darbeleri savunuyorsunuz?”
Temel amacın darbelere karşı çıkmak olduğunu belirten Dicle Fırat Diyalog Grubu Başkanı Muhittin Batmanlı, cami çıkışı orada bulunanların camiden çıkanlara ve basın açıklamasını düzenleyenlere yönelik saldırılarının darbecilerin safında yer almalarından farksız olduğunu söyledi.
 

Batmanlı, “Adamlar karşıdan hakaretvari bir şekilde bağırıp çağırdılar. Kendilerine ‘bu basın açıklamasının onlarla bir alakasının olmadığını söyledim. 28 Şubat darbesini ve darbeleri yapan Kemalist zihniyeti kınayacağız. Burada biz Müslümanlar mağduruz. Haksız yer bir bedel ödedik.’ dememize rağmen bize hakaret etmeye devam ettiler. Ben grubu tanımıyorum. Ancak kendilerine bir tek şey söyledim. ‘Biz 28 Şubat darbesini kınıyoruz. Siz Kemalist misiniz ki darbeleri savunuyorsunuz?” dedi.  (M. Zeki Aygur Mustafa Kaynak - İLKHA)