`Cezaevi yönetimi keyfi uygulama yapıyor`
Mahkûm aileleri, Bingöl M Tipi Kapalı Cezaevi yönetiminin kendilerini mağdur ettiğini belirterek, cezaevi yönetiminin keyfi uygulama yaptığını iddia ettiler.
BİNGÖL-Bingöl M Tipi kapalı cezaevine mahkûm görüşüne giden mahkum aileleri, içeri alınmadıklarını dile getirerek, cezaevi yetkililerinin keyfi uyguma yaptıklarını iddia ettiler.
Mahkûm yakınlarından Ömer Aşkın, cezaevinde bulunan bir yakınının görüşüne gittiğini dile getirerek ama cezaevi yönetimi tarafından kendilerine ondan fazla kişiyi içeri alamayacakları bilgisi iletildiğini bundan dolayı cezaevi yönetimi tarafından mağdur edildiğini iddia ettiler.
"Camide Kuran dersi verenler terör örgütü mensubu olarak lanse edildi’’
Ömer Aşkın daha sonra, İslami davadan cezaevinde bulunan Abdullah Becerikli’nin yakını olarak, kendisinin görüşüne gittiğini belirterek, “Bingöl M Tipi Kapalı cezaevinde bir mağduriyet söz konusu, görüşüne geldiğimiz Abdullah Becerikli Hizbullah davası hükümlüsüdür. 1990 lı yıllarda Camide ders verenler terör örgütü mensubu olarak lanse ediliyordu. Yakınım Abdullah Becerikli’de camide Kur’an dersi verdiği için kendisine ceza verildi. 4 gündür Bingöl M tipi cezaevine konuldu. Kendisi eniştemdir görüşüne geldim. İçeri alındık. Üstümüz arandı. Kimliklerimiz sisteme tanıtıldı. Dediler ki, bir mahkûmun görüşçüsü 10 kişiden fazla olamaz. Bu durama bir anlam veremedik. Daha önceleri kalabalık bir şekilde görüşe geliyorduk. İçeri alıyorlardı. Bu uygulama neyin nesi, yeni mi? ‘evet’ dediler. ‘Bundan sonra 10 görüşçüden fazla görüşçü almıyoruz.’ Dediler. Bende diyorum ki bir mahkûmun 10 kişiden fazla seveni olamaz mı? Mahkûm vardır, yüzlerce seveni vardır.’’dedi.
"Savcı Bey’e Allah’ın selamını verdim almadı, uzattığım elimi de tutmadı’’
İnançlı insanların devamlı bir şekilde mağduriyet yaşadıklarına vurgu yapan mahkûm yakını ifade Aşkın, yakınının yakalanma sürecinde daha farklı mağduriyetler yaşandığını söyledi.
Aşın, yakını Abdullah Becerikli’nin daha önce Yargıtay’da onaylanmış bir cezasının olduğunu sözlerine ekleyerek, “Verilen cezanın bir kısmını daha önce yatmıştı. Cezası onaylandıktan sonra geriye bir kısım cezası kalmıştı. Ani olarak yakalanan yakınım Abdullah Becerikli’ yi cezaevinde ziyaret etmek için savcılığa gittim. Bize karşı tutumunu burada kınamak istiyorum. Savcı beyin odasına girdim. Allah’ın selamını verdim ve elimi uzattım. İnanır mısınız? Savcı Bey ne salamımı aldı nede elini uzattı. Olan selama oldu. Savcı Bey’e yakınımız yeni yakalanmış bir izin kâğıdı alıp görüşmek istiyoruz. Yeni cezaevine konulduğu için ne gibi ihtiyaçları var öğrenmek istiyoruz. Bunun üzerine Savcı Bey kâğıt veremiyoruz. Odasından çıktım. Kendisi konuşulmaya gelmiyordu. Adliyede başka kapılarda sordum. Görüşme izni vermemelerinin sebebi aranan mahkûm olduğu için verilmiyormuş. Madem aranan bir mahkûm ise 3 yıldır, sigortalı olarak çalışıyordu. Ve sigortalı çalıştığı bir iş yerinde iş arkadaşlarının gözü önünde yakalanıp gözaltına alınıyor. Devlet burada sigortalı olarak çalışan kişinin arandığını bilmiyor. Öylemi!’’ ifadelerini kullandı.
"Bu yargıyı ve üstünlerin hukukunu şiddetle kınıyoruz’’
Çifte standartları kınadıklarını ifade eden mahkûm yakını Aşkın, yetkililere de seslenerek, “ Ergenekoncular ve sair bazı insanlara tolerans tanınırken, söz konusu Müslüman olunca neden kimsenin sesi çıkmıyor? Bu zulme bir dur diyen yok mu? Bu yargıyı ve üstünlerin hukukunu şiddetle kınıyoruz. Mağduruz ve mağduriyetin giderilmesi için Adalet Bakanlığına daha da öte Başbakana sesleniyoruz. Bu mağduriyetlerin giderilmesi noktasında uygun adımlar atılmaması durumunda biz onları kahhar olan Allah’a havale ediyoruz. gerçekten bir mağduriyet söz konusu. Bu mağduriyet hangi dille açıklanacak ve nasıl giderilecek? Bir mahkumun nasıl ondan fazla seveni olamaz. Bir mahkum yeni yakalandığı zaman özel izin kağıdıyla yakınları nasıl içeri alınamaz biz mahkum yakını ve mağdurlar olarak bir cevap bekliyoruz.’’şeklinde konuştu.(Nihat Kanat-İLKHA)