Kayıp Şehitler Hüseyin ve Hasan
Zeytinburnu Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Şırnak`ta PKK tarafından hunharca işkenceler sonrası şehit edilen Seyit Hüseyin Yeşilmen ve Hasan Çeken`in şehadet yıldönümü vesilesi ile bir program düzenledi.
İSTANBUL- Zeytinburnu-Der, 29 Ocak 1993 yılında Şırnak’ın Cizre ilçesinde PKK tarafından ambargo uygulanan Müslümanlara erzak götürmek için İdil’den dava arkadaşı Hasan Çeken ile beraber yola çıkan Hüseyin Yeşilmen, Asker kılığına giren Marksist örgüt PKK tarafından kaçırılarak yapılan hunharca işkencelerden sonra şehit edilen Müslümanları andı.
Dernek binasında gerçekleştirilen etkinliğe şehitlerin dava arkadaşı Nurettin Bilgiç, şehitlerin mücadeleleri ve yaşantılarını anlattı.
“Sözlerimiz nadide şehitleri anlatmaya yetmez”
Şehitlerin aynı Resulullah (S.A.V.) döneminde O’nun sancağı altında toplanan Ashabı Kiram gibi bir hayat yaşadıklarına dikkat çeken Nurettin Bilgiç, “Ne sözlerimiz bu nadide insanların yürekliliklerini davalarını ve dertlerini anlatmaya yeter, ne de onların hissettiği ve yaşadığı duyguları anlatmaya yeter. Müslümanların sadece İslami davayı esas alıp çalıştığı günler tıpkı asrı saadet dönemini andırıyordu adeta, o dönemde de boykota uğrayan Müslümanlar vardı. Allah’ın nimetleri ile kendileri arasında setler konulan işkencelere uğratılanlar vardı Mekke dönemindeki gibi. Küfrü her zaman rahatsız eden zulmün ve adaletsizliğin ortadan kalkması olmuştur. İşte zalimler bunun için çalışan Müslümanları, insanları kula kul olmaktan kurtarıp yalnız Allah’a kulluk etmeye çağıran Müslümanların imha edilmesi için üzerlerine hücum ediyorlardı” diye konuştu.
“Ambargo altındaki Müslümanlara durmadan yardım”
Şehit Hüseyin’in İslam davası için evini ve kurulu düzenini bırakıp gittiğini ve köy köy dolaşarak hizmet ettiğini vurgulayan Bilgiç, “Şehit Seyit Hüseyin Nusaybin’de İslami davayı anlatıp tebliğ ediyordu. Şehit, buradaki kurulu düzenini evini ve her şeyini terk ederek İslami davayı anlatmak için Midyat’a gidip oraya yerleşti. Köy köy dolaşıp İslami davayı anlatan şehit aynı zamanda ambargo altında olan Müslümanlara sürekli erzak götürürdü.
Şehit Hüseyin’i çok yakından tanırdım. 11 Çocuk sahibi olmasına rağmen hiçbir zaman davadan geri durmadı. Benim çocuklarım var onları düşüneyim deyip davasından geri durmadı. Onların geleceği ya da dünyalıkları derdi içerisinde değildi hiçbir zaman. Kendisi aynı zamanda memur idi, o dönemde memur olmak imtiyazlı olmak demekti. Bugün günümüz şartlarında böyle değil elbette ama geçmiş dönemde bu böyleydi ve bunları elinin tersiyle itip Allah’ın davasına hizmet etmeyi seçti.” şeklinde konuştu.
“İslami harekete mensup olan bütün Müslümanların yarını yoktu”
Şehit olan dava arkadaşlarından söz ederken sık sık duygulanan Bilgiç, şehit Hasan Çeken’in de tıpkı arkadaşı gibi İslam davasına hizmet etmek için çalıştığının altını çizerek şöyle devam etti: “Şehit Hasan 3 çocuk babasıydı Şehit olduğunda en küçük çocuğu henüz daha 15 günlük idi. Buna rağmen oda şehit arkadaşı Hüseyin gibi ambargo altında bulunan Müslümanlara yardım götürmek için yola çıktı. O dönemde İdil’den Cizre yoluna çıkmak kefeni giymek demekti. Bunu göze alamayan biri o yollara çıkamazdı. O gün İslami harekete mensup olan bütün insanların yarını yok olanlardandı. Yarının hesabını yapmayan insanlardı, evlerinden çıkarken çocuklarıyla helalleşen insanlardı. Onlar hiçbir hesap yapmadan yalnız Allah’ı hakkıyla tanıyıp bu uğurda hizmet eden insanlardı ve onlar kazandılar.”
“Bu hizmet yerleri al kanlarınızın semeresidir”
Konuşmasının sonunda şehitlere şehitlere seslenen Nurettin Bilgiç, “Ey aziz şehitler siz Allah yolunda canınızı vererek büyük bir makam kazandınız. O al kanlarınızı Rabbinize sunduğunuz an yüceldiniz. Ve bizler o döktüğünüz o kanlarınızdan neşet bulduk, o döktüğünüz kanın bereketiyle konuşuyoruz. Bugün bu hizmet mekanları sizlerin, al kanlarınızın semeresidir. Size minnet ve şükran borçluyuz ey şehitler. Her ne kadar sizin gibi olmak istesek te, sizin gösterdiğiniz fedakârlıkları yapmak istesek te yapamıyoruz. Fakat ey aziz şehitler sizin uğrunda canlarınızı verdiğiniz İslam davası için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Rabbim bize nefes verdiği sürece, ayaklarımız tuttuğu sürece, aklımız ve kalbimiz çalıştığı sürece sizin yolunuzu sürdürmeye gayret edeceğiz inşallah.” diye konuştu.
Şehitlerin aradan geçen 21 yıla rağmen cesetlerine bile ulaşamadıklarını söyleyen aile fertleri, yetkililerin bir an önce bu mağduriyetlerini gidermesini, en azından mezarları başında bir Fatiha okumak istediklerini belirterek bir an önce bunun giderilmesi için yetkilileri göreve davet ediyoruz diye ifade ettiler.
(Cuma Karakoç / Hüseyin Şayık / İLKHA)