Altaylı: Gülen Grubu Devlet Gücünü Kaybetti
Cemaat uzun süredir ilk kez devlet gücünden yoksun. Son 25 yıldır hep iktidar ortağı olan Cemaat niye bu hale geldi?
Gülen Cemaati Türkiye`nin en etkin dini gruplarından biri. İktidar ile olan ilişkileri şimdiye kadar hep mesafeli ancak hep de içiçeydi.
Son 25 yılda Cemaati, Erbakan hükümeti hariç iyi geçinmediği iktidar partisi yok gibi... Buna Bülent Ecevit hükümeti de dahildi.
AK parti ile Cemaatin birlikteliği ise şimdiye kadar iktidarla kurulan bağların en sağlamı olarak görülüyordu. Haliyle de bugün yaşanan savaş herkesi şaşkınlığa düşürüyor.
Son 25 yılda Cemaati, Erbakan hükümeti hariç iyi geçinmediği iktidar partisi yok gibi... Buna Bülent Ecevit hükümeti de dahildi.
AK parti ile Cemaatin birlikteliği ise şimdiye kadar iktidarla kurulan bağların en sağlamı olarak görülüyordu. Haliyle de bugün yaşanan savaş herkesi şaşkınlığa düşürüyor.
EN BÜYÜK YANILGISI
Habertürk Gazetesi`nin Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı`ya göre her daim iktidarla iyi olan gülen Cemaati ilk kez bu kadar güçsüz kaldı. Bunun sebebi de Cemaatin düştüğü bir yanılgı.
Altaylı bu durumu, "Bunca yıldır bürokrasi içinde çok kolaylıkla yol alan ve istediğini yapan Cemaat`e yakın bürokratlar büyük bir yanılgı içinde hareket ettiler. Geçmişte "devlet desteğiyle" yaptıkları "operasyonları" bu kez devlet desteği olmadan yapabileceklerini zannettiler. Ancak bunun mümkün olmadığı, devletin çok güçlü olduğu gerçeğiyle karşı karşıya geldiler." sözleriyle özetledi.
CEMAAT HEP İKTİDAR ORTAĞI OLDU
İşte Altaylı`nın bakış açısıyla Cemaat-AK Parti savaşı;
"FETHULLAH Gülen Cemaati, uzun yıllardan beri ilk kez böylesine bir durumla karşı karşıya.
Ve belki de ilk kez "şaşkınlık" içinde. Niyesini anlatayım. Gülen Cemaati, aslına bakarsanız Türkiye`de oldukça uzun bir süredir iktidar ortağı. Cemaat, etkinliği ve gücüyle paralel olarak, 1990`ların ortasından bu yana her dem devlet gücünü kullanan iktidarlarla yakın olmayı başardı. Özellikle DYP ile başlayan "iktidarın" içinde veya "yanında" olma süreci, 28 Şubat`ta hafif bir kesintiye uğradıysa da Cemaat her dem iktidar gücünü yanında hissetti.
ECEVİT DE BUNA DAHİL
Türkiye`nin son 25 yılma damga vuran başbakanlar arasında sadece Necmettin Erbakan "Gülen Cemaati" ile pozitif bir diyalog içinde değildi. Bunun haricinde tüm başbakanlar, Cemaat`le uyumlu davrandılar. Cemaat`i asla karşılarına almadılar. Devlet gücünü, belirli ölçüde Cemaat`le paylaşmakta sakınca görmediler. Bülent Ecevit dahil, hemen hepsi Cemaat`le çatışmamayı siyasi bir tercih olarak kullandılar.
AKP CEMAATTEN RAHATSIZ OLMAYA BAŞLADI
Cemaat ile en yakın ilişkiye giren parti, AK Parti oldu. Çünkü birinin ideolojisi ile diğerinin tabanı büyük ölçüde örtüşüyordu. (...) AK Parti dönemi Cemaat için de "rahat hareket etme" dönemi oldu. Bürokrasinin her türündeki etkinlikleri AK Parti döneminde zirveye ulaştı.
Ancak bir yere kadardı.
AK Parti yönetimi, Cemaat`ten rahatsız olmaya başladı.
Habertürk Gazetesi`nin Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı`ya göre her daim iktidarla iyi olan gülen Cemaati ilk kez bu kadar güçsüz kaldı. Bunun sebebi de Cemaatin düştüğü bir yanılgı.
Altaylı bu durumu, "Bunca yıldır bürokrasi içinde çok kolaylıkla yol alan ve istediğini yapan Cemaat`e yakın bürokratlar büyük bir yanılgı içinde hareket ettiler. Geçmişte "devlet desteğiyle" yaptıkları "operasyonları" bu kez devlet desteği olmadan yapabileceklerini zannettiler. Ancak bunun mümkün olmadığı, devletin çok güçlü olduğu gerçeğiyle karşı karşıya geldiler." sözleriyle özetledi.
CEMAAT HEP İKTİDAR ORTAĞI OLDU
İşte Altaylı`nın bakış açısıyla Cemaat-AK Parti savaşı;
"FETHULLAH Gülen Cemaati, uzun yıllardan beri ilk kez böylesine bir durumla karşı karşıya.
Ve belki de ilk kez "şaşkınlık" içinde. Niyesini anlatayım. Gülen Cemaati, aslına bakarsanız Türkiye`de oldukça uzun bir süredir iktidar ortağı. Cemaat, etkinliği ve gücüyle paralel olarak, 1990`ların ortasından bu yana her dem devlet gücünü kullanan iktidarlarla yakın olmayı başardı. Özellikle DYP ile başlayan "iktidarın" içinde veya "yanında" olma süreci, 28 Şubat`ta hafif bir kesintiye uğradıysa da Cemaat her dem iktidar gücünü yanında hissetti.
ECEVİT DE BUNA DAHİL
Türkiye`nin son 25 yılma damga vuran başbakanlar arasında sadece Necmettin Erbakan "Gülen Cemaati" ile pozitif bir diyalog içinde değildi. Bunun haricinde tüm başbakanlar, Cemaat`le uyumlu davrandılar. Cemaat`i asla karşılarına almadılar. Devlet gücünü, belirli ölçüde Cemaat`le paylaşmakta sakınca görmediler. Bülent Ecevit dahil, hemen hepsi Cemaat`le çatışmamayı siyasi bir tercih olarak kullandılar.
AKP CEMAATTEN RAHATSIZ OLMAYA BAŞLADI
Cemaat ile en yakın ilişkiye giren parti, AK Parti oldu. Çünkü birinin ideolojisi ile diğerinin tabanı büyük ölçüde örtüşüyordu. (...) AK Parti dönemi Cemaat için de "rahat hareket etme" dönemi oldu. Bürokrasinin her türündeki etkinlikleri AK Parti döneminde zirveye ulaştı.
Ancak bir yere kadardı.
AK Parti yönetimi, Cemaat`ten rahatsız olmaya başladı.
7 Şubat`ta açığa çıkan "kavga" aslında 2 yılı aşkın bir süredir alttan alta yürüyordu.
CEMAATİ RAHATSIZ EDEN ERDOĞAN`IN HER YERDE
RAKİBİ OLMAYA BAŞLAMASI
Cemaat, AK Parti`nin icraatından rahatsızdı. Çünkü AK Parti, Cemaat yurtlarının olduğu her yere, Milli Görüş`e geçmişten beri yakın olan vakıflar aracılığıyla yurtlar kurduruyor, Cemaat`in yerel veya uluslararası düşünce kuruluşlarının karşısına "devlet destekli" başka düşünce kuruluşları dikiyor, STK`larına karşı başka STKTarı destekliyordu.
Cemaat`te rahatsızlık had safhadaydı.
İşin gideceği yeri görüyorlardı.
CEMAAT İLK KEZ GÜÇSÜZ KALDI
(...) Dershaneler konusu alttaki yangını bir anda yüzeye çıkardı. Cemaat buna 17 Aralık hamlesiyle yanıt verdi. Hükümet ise tüm riskleri göze alarak 17 Aralık hamlesini bastırdı.
Bunca yıldır bürokrasi içinde çok kolaylıkla yol alan ve istediğini yapan Cemaat`e yakın bürokratlar büyük bir yanılgı içinde hareket ettiler.
Geçmişte "devlet desteğiyle" yaptıkları "operasyonları" bu kez devlet desteği olmadan yapabileceklerini zannettiler. Ancak bunun mümkün olmadığı, devletin çok güçlü olduğu gerçeğiyle karşı karşıya geldiler.
Eskiden Cemaat`e yakın bürokratların yolunu açan devlet, bu kez tam tersi bir hareketle tüm yolları tıkadı. Cemaat uzun yıllardan beri, yaklaşık 20 yıldır ilk kez "iktidar ortağı olmadığını" anladı.
Peki bundan sonra ne olur?
Elbette Gülen Cemaati ortadan kalkmaz. Eski gücünü kaybeder ama varlığını sürdürür.
AK Parti diye bir parti kalmadığı zaman bile Cemaat büyük bir ihtimalle varlığını sürdürecektir.
Ama Türkiye`deki "iktidar gücünden" artık uzaktır. Bu yüzden de "şimdilik" işi zordur.
Cemaat elbette hamlelerini sürdürecektir. Ama artık devlet gücüyle hamle yapmak ile devlet gücüne karşı hamle yapmak arasındaki farkı öğrenmek zorundadır.
internethaber