• DOLAR 34.652
  • EURO 36.399
  • ALTIN 2930.018
  • ...
Beğenin Ya da Beğenmeyin,  Beşir Atalay Kürtlere Lider Tayin Etti
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Hüseyin Sağlam / Doğruhaber / Haber Yorum

Önce Beşir Atalay’ın büyükelçilere hitaben söylediği sözleri Cumhuriyet’ten naklen medyada yer alan şekliyle nakledelim:
“Atalay, çözüm sürecinin devam ettiğini belirterek “Bu süreçte beklenmedik riskler çıkabilir ancak süreç devam ediyor. Ne olursa olsun bir yıldır terörden ölen yok. Bu süreç devam edecek. Peşi peşine iki seçim var önümüzde. Bu nedenle bu süreçte duraksama olması kaçınılmaz” mesajını verdi. Atalay, Abdullah Öcalan’la görüşmelerin de devam ettiğini anlatırken, “Beğenin ya da beğenmeyin, Öcalan Kürtlerin lideri. Bir mekanizma oluşturduk. MİT Öcalan’la görüşüyor. Biz BDP’lilerle görüşüyoruz, onlar da Kandil’le görüşüyor” diye konuştu.”

“Beğenin ya da beğenmeyin Öcalan Kürtlerin lideri” sözü, dayısının yeğenine bir jestinden ibaret görmeyin. KCK/BDP tabanını/tavanını tavlama taktiği olarak ise hiç görmeyin. Kehanete varan bu söz şayet kamuoyu önünde cereyan etmiş olsaydı, yapılacak her türlü tevilin haklılık payı olabilirdi. Oysa Beşir Atalay, büyükelçilere hitaben ve basına kapalı bir ortamda bu “tespiti” yapıyorsa bunun bambaşka bir anlamı olmalı.

Önce şu tespiti yapalım: Öcalan üzerinden KCK’yi “millileştirme” operasyonunda devletin önemli bir mesafe kat ettiğini görmüş olalım. Bu kadarını görmek ve anlamak önemli. Ancak AK Parti’nin BDP’den daha fazla oy aldığı Kürt halkının başına Öcalan’ı lider tayin etmek çok farklı bir duruma da işaret etmektedir. Bunda Öcalan’ın “çözüm sürecini uyum sürecine” taşımadaki rolü kadar, devletin Kürtleri sevk ve idare etmede Öcalan’la vardığı uyumun zirvesi de kendini ele vermektedir.

Bu şekilde bir lider ataması, devletin ve devleti temsilen Ak Parti’nin Kürtlere çizdiği yeni rotayı ele vermektedir. Kendini Türklerin ve daha fazlasının yegâne lideri olarak gördüğü için son kertede Fethullah Gülen’e karşı isyan bayrağını kaldıranların Kürtlere atama usulüyle lider tayin etmesi bir çelişki olarak karşımızda dursa da asıl büyük çelişki, Ak Parti’nin Kürdistan’da seçimlere katılarak Kürtlerden oy talebini sürdürmesidir. Madem bir halka lider tayin ediyorsunuz ve halka rağmen bunu kendi yanınızda oldubittiye getiriyorsunuz, o halde ne hakla, hangi amaca binaen Kürtlerden oy istiyorsunuz?

Özellikle Kürt yerleşkelerinde Ak Parti adına aday olanlar ve Ak Parti’ye oy verecek olanlar bence bu konuyu daha fazla düşünmeli ve parti merkezinin lider bile tayin ettiği Kürtler arasında bundan sonra hangi iddiaya hizmet edecekleri veya hangi arzular doğrultusunda çalışacaklarını iyi tefekkür etmelidirler.

Beşir Atalay’ın sözleri salt bir iddiadan ibaret değildir. Yürütülen bir politikaya işaret etmektedir. O politikanın Kürtleri Öcalan ve örgütüne terk etmesi gibi bariz bir anlam içerdiği de bu sözlerde gizlidir. Kendilerini Ak Parti ile ifade eden Kürt aday ve seçmenler artık bu ince stratejiyi iyice düşünmeli. Madem varılan anlaşma Kürtleri Öcalan’ın liderliğine terk edecek, o halde kendileri de buna evet mi diyecekler, yoksa “olur mu böyle şey” deyip tepkilerini mi ortaya koyacaklar?

Bugün için Ak Parti ile kendini ifade eden Kürt seçmenlerin bu tercihteki başlıca nedenlerinden birisi Ak Parti’nin diğer partilere nazaran dini eğilim taşıması ise, ikinci önemli neden de Apoizm’e karşı sığınılacak yegâne liman olarak görmeleridir. Ancak Ak Parti kurmaylarından Atalay’ın Kürtlere Öcalan’ı sığınılacak tek liman olarak adres göstermesi zannedersem en çok da Ak Parti’li Kürt seçmenleri ilgilendirecek kodlara sahiptir.
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir