Bir Hatıra ve On Yedinci Gün Firakı
Bugün günlerden bir firak, günlerden bir hatıra, acı bir anı, bir seda doğumu ve en mukaddes bir hatıra tohumu
Hatıra tohumu yeşerdi, dallarında taşlanan, koparılmak istenen meyveler verdi. Berrak bir suyla sulanan fikirler, ahlaklar ve kardeşlikler neticelendi…
Oluk oluk su oldular bu tohuma Selahaddinler, Orhanlar, SALİH ve müstesna şahsiyetler, ve her seferinde, her günün seherinde vefayı, anılmayı, özlem edilme duygusunu yüreklerde uyandıracak fedakar kimseler…
Evet, anılmak ve anlatılacak değeri kendisinde sonsuz olan aziz önder! Sen bir hakikattin, seni anladık ve anlattık yüreklerinde bir kıvılcım özgürlük barındıran erlere ve evlere…
Misyon ve vizyon maddelerini hatırana endeksli bir biçimde uygulamak, tebliğ etmek, çağrı vermek ruhunu şad etmeye yönelik en güzel eylemlerdir...
Belki sizi anmak, bizim bir günümüz gibi algılansa da hâlbuki anısı, acısı her bin günümüzdür.
Ve ey Allah’ın veli kulu! Vasıflarınıza şahit olamamak çok büyük bir kayıp olduğu aşikârdır. Ferdi ve genel çözüm formüllerinizi dilden dile, kulaktan kulağa duymak, sizi hissedercesine, görürcesine ve ararcasına anarım bu üç günlük geçici dünya hayatında ...
Hareketiniz her yazıda, her manada, her mısrada “Miras Olarak” yazılacak ve bu anlamlı mirasa sahip çıkılacaktır hiç şüphe barındırmayan cümlelerde...
Ve sadece yazıların son satırlarında veda, ayrılık cümleleri kullanılacaktır. Bu yazılardaki ayrılık ifadeleri sizi tarif edecek, anlatacak sözcüklerin, kavramların kalmadığı hakikatidir...
Firdevs mekanına göç eden, şehadet şerbetini yudumlayan o an ki gülüşünüz, bana ve benim gibi Hüseynilere nasip olması Baki(CC) olandan istenen en güzel arzu ve umuttur...
Ve bir kez daha bu ocağın en soğuk gününü, en sıcak ve parlak güzel bir güne çeviren gülümsemenizi rahmetle yâd ederiz, yad ederim...
Hüseyin KÖLGE