• DOLAR 32.536
  • EURO 34.95
  • ALTIN 2454.544
  • ...
"Bini aşkın kişi halen  kayıp"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

DİYARBAKIR – Diyarbakır Barosu tarafından düzenlenen ve iki gün süren “Ağır insan hakları ihlallerinin etkili soruşturmasında hukuksal yöntemler, delil toplama, bulguları değerlendirmede dünya deneyimleri” konferansı yayınlanan sonuç bildirgesiyle sona erdi.

 

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin okuduğu sonuç bildirgesinde, Türkiye’nin 1980 Askeri darbe dönemi, sıkıyönetim ve olağanüstü hal uygulamalarını yaşamış bir ülke olduğu anımsatıldı.

 

Sadece Diyarbakır Özel Yetkili Savcılığında 10 bini aşkın faili meçhul dosyanın bulunduğu ifade edilen bildirgede, bini aşkın kişinin halen kayıp olduğu belirtildi. Bildirgede, yaşanan çatışmalardan sonra yaşamını yitiren güvenlik görevlisi sayısı kadar çevre köylerden ve yerleşim birimlerinden örgüte destek sunulduğu, düşünülen sivillerin misilleme amaçlı olarak infaz edildiği ya da kaybedildiğinin bilinen bir gerçek olduğu ifade edildi.

 

Yayınlanan bildirgede şunlar yer aldı: “Ağır insan hakları ihlalini oluşturan gözaltında kayıp, keyfi infazlar gibi suçların ortaya çıkarılması ve sorumluların adalet önüne çıkarılması için devletin adli ve idari makamlarında yeterli bir irade ve çalışmanın halen mevcut olmadığı, devlet idaresinin işlem ve eylemlerinin kayda geçirilmesi açısından şeffaflığa ve hesap verebilirliğe olanak sağlayacak hukuki bir altyapının yetersizliği, geçiş dönemi adaletine uygun mekanizmaların mevcut olmaması nedeniyle, Türkiye’de şikayetlerin çözümü ve Avrupa Insan Hakları Mahkemesi (AIHM) kararlarının amaca uygun bir biçimde iç hukukta uygulanmasına ilişkin sorunlar, kamu idaresinin yeterli irade oluşturmaması nedeniyle etkili soruşturma yapılmaması ve cezasızlığı mümkün kılan zamanaşımı sorunu suçların ortaya çıkarılmasında, faillerin tespiti ile adalet önüne çıkarılmasında ceza soruşturmalarının ve yargının başarısızlığı nedeniyle, dünyanın pek çok ülkesinde oluşturulan bir hakikat komisyonunun kurulması gereği, böyle bir komisyonun toplumsal cinsiyet eşitliği değerleri temelinde ve toplumsal ihtiyaçları ve değerleri (ana dil gibi) içerecek biçimde oluşturulması gerekmektedir.”

 

“Mevcut yasal düzenlemelerin ve olanakların etkili kullanımın sağlanması, bu konuda akademik alan ve aktivistlerin bütün olasılıkları gözeten çalışmaları yoğunlaştırması gerekmektedir.” İfadelerine yer verilen bildirgede, “Mevcut Anayasa ve bu Anayasanın 15. Maddesi ağır insan hakları ihlallerinin zaman aşımına tabi olmaksızın soruşturulup cezalandırılmasını engellememektedir. Savaş, sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde işlenen ağır suçların soruşturulması ve zaman aşımına uğramasını engelleyen hiçbir anayasal hüküm hukuka uygun olamaz. Dolayısıyla kapatılmış dosyalarla ilgili başvuruların bu perspektifte yeniden açılması için Anayasa Mahkemesi'ne başvuru yapılması, uluslararası ve bölgesel mekanizmaların bu anlamda zorlanması gerekmektedir.” denildi. (Ömer Yasin Ergin - İLKHA)
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir