• DOLAR 35.328
  • EURO 36.51
  • ALTIN 3034.09
  • ...
BM, Esed rejimi suçlarının soruşturulması için işbirliğine hazır
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Bağımsız Suriye Araştırma Komisyonu Başkanı Paulo Pinheiro, Suriye'de Esed rejiminin devrilmesinin ardından yaşanan sürece ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Suriye'deki geçiş sürecinin genel hatlarıyla devam ettiğini anlatan Pinheiro, sürece yönelik yoğun bir mücadelenin olmamasının önemli olduğunu söyledi.

Pinheiro, "Bu, bir hükümetin geçişi değil, 61 yıllık otoriter diktatörlüğün sonu. (8 Aralık sonrası) Şimdiye kadar yaşanan sürecin dikkati çekici olduğunu düşünüyorum." dedi.

Heyet Tahrir Şam (HTŞ) ve Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed Şara'nın farklı silahlı grupları ve onların davranışlarını kontrol edebilmesinin çok etkileyici olduğunu aktaran Pinheiro, provokasyon veya çok fazla olaya tanık olmadıklarını ifade etti.

Pinheiro, farklı grupların kaygı duyacağı bazı olayların yaşandığını ancak bunların sınırlı olduğunu dile getirdi.

Şara'nın, açıklamalarında birkaç defa azınlıkların veya farklı dini grupların kışkırtılmayacağına veya onlarla savaşılmayacağına değindiğini hatırlatan Pinheiro, silahlı grupların belirli bir şekilde bu çağrıya uyduğunu vurguladı.

Pinheiro, ülkenin birçok bölgesinde çatışmaların devam ettiğini belirterek, şöyle devam etti:

"8 Aralık sonrası ilk açıklamamızdaki gibi genel bir ateşkesin şart olduğunu düşünüyoruz. BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen de aynı dili kullandı. Bence genel bir ateşkes şart. Böylece HTŞ liderliğinin yaptığı tüm bu açıklamalar gerçeğe dönüşecek. Ancak elbette bir aylık bir sürede dünyadaki herhangi bir hükümeti değerlendirmek çok zor, özellikle de askeri bir çatışmadan sonra göreve gelen bir hükümeti. Ancak şimdiye kadar Suriye'nin yeni yönetiminin vaatlerinin çoğunun bir şekilde gerçeğe dönüştüğünü düşünüyorum."

13 yılın ardından Şam'ı ziyaret etmenin ve buraya yönelik misyon düzenlenmenin kendileri açısında muazzam olduğunu anlatan Pinheiro, ayrıca birçok kuruluşun Şam'a gidebildiğini ve artık bir kısıtlama olmamasının çok pozitif bir gelişme olduğunu söyledi.

"Esas kaygımız delillerin korunması"

Pinheiro, Komisyonun geleceğe yönelik planları hakkında konuşmanın zor olduğuna değinerek, şöyle devam etti:

"Bizim esas kaygımız (Suriye'deki işkence ve hukuksuzluklarla ilgili) delillerin korunmasıdır. Sednaya Hapishanesi'ndeki ve diğer yerlerdeki tutukluları ziyaret eden tüm ailelerin sevincini çok iyi anlıyorum. Tüm bu tutukluların bazılarının 10 veya 20 yıl sonra buradan ayrıldığını görmek çok önemli. Kanıt neden önemli? Çünkü işkence eden, yok eden, öldüren ve insan kaçıran failleri yargılamak istiyorsanız, bunu elde ettiğiniz bazı kanıtlara dayandırmanız gerekir. İlk günlerdeki karışıklığın ardından hükümetin bu delilleri korumayı başardığına dair iyi haberler var. İkinci nokta olan hesap verebilirlik çok önemli, yani faillerin yargısal anlamda sorumlu tutulmaları. Daha sonra davaların hangi koşullarda organize edileceği, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) gibi uluslararası yargı sisteminin nasıl muhatap alınacağı gibi hususların değerlendirilmesi gerekecek. 13 yıl boyunca UCM'ye başvuru mümkün olmadı çünkü Suriye UCM'yi kuran Roma Statüsü'ne taraf değil. Bu durumda Suriyeli faillere karşı bazı cezai soruşturmalar sadece BM Güvenlik Konseyi aracılığıyla açılabilirdi. Ancak BM Güvenlik Konseyi'nde bu yöndeki her türlü girişimi Rusya ve Çin gibi veto eden iki ülke var. UCM'nin grupları, hükümetleri ve organizasyonları değil bireyleri yargıladığı biliniyor. O halde muhtemelen UCM'ye sevk edilecek (Esed rejiminden) yüksek komuta kademelerinde birçok kişi var."

Komisyon olarak Suriye'deki geçici hükümetle hangi koşullarda çalışabileceğini ele almaları gerektiğinin de altını çizen Pinheiro, bu karmaşık durumda işbirliği ve diyaloğun önemli olduğunu söyledi.

 


AA

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir