Yapıcıoğlu: Siyasete yeni bir tanım yeni bir soluk getireceğiz
Hür Dava Partisi, Van Belediye Başkan Adaylarının açıklanması programına katılan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, programda yaptığı konuşmada halka dürüst bir siyaset sözlerinin olduğunu ve dürüst siyasetin kendileri için her şeyden daha değerli olduğunu söyledi.
VAN- HÜDA PAR Van Belediye Başkan Adaylarının açıklanması programında Besmele ve Allah Resulüne salâvat ile başlayan Hür Dava Partisi Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, program olarak ismin aday tanıtım programı denilmesinin eksik bir tanım olduğunu söyleyerek, "Sizler aslında bizim adaylarımızı, toplum içerisinde yaptıkları hayırlı hizmetleri ile dürüstlükleri ile ve güven veren simalarıyla zaten tanıyorsunuz. Bizler ise inşallah bu hayırlı hizmetini Hüda Par`da devam ettirmek isteyen kardeşlerimizi ilan edeceğiz" dedi.
"Dürüst siyaset gerçek adalet"
Bir yıl önce 19 Aralıkta Hür Dava Partisini kurmak için yola çıktıklarını ve Allah`ın izniyle azmetmeleri sonucu kısa bir süre içerisinde 48 ilde teşkilatlanıp bu günlere geldiklerini ifade eden HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu, "Yola çıktığımızda birçok kişi bu şekilde gideceğine ihtimal vermiyordu. Bu kadar kısa sürede, bu kıt imkânlarla bu kadar il ve ilçede teşkilatlanmayı nasıl tamamlayacaksınız? diyorlardı bize. Ama hamd olsun, Allah`ın yardımıyla tamamladık ve 30 Haziran 2013`te 1. Olağan kongremizi yaptık. Ancak daha önceki konuşmalarında Sayın İl Başkanımızın da belirttiği gibi bu günlere bir çok fedakârlıklarla geldik. Biz yola çıkarken bir şey söyledik. Dürüst siyaset, gerçek adalet. Söylüyorum size bu gün Adalet noktasında memnun olan kaç kişi var. Bu gün siyaset kurumunun icraatından memnun olan kaç kişi var" diyerek Türkiye de adalet noktasında yaşanan sıkıntılara vurgu yaptı.
"Cumhursuz cumhuriyet olmaz"
Türkiye`de siyaset yapan 70 siyasi partiden farklı olacakları için 71. Partiyi kurma ihtiyacı duyduklarını ifade3 eden Yapıcıoğlu, bu konuda kendilerine sorulan "ne gerek vardı?" sorusunu da cevapladı. Yapıcıoğlu, " Bizler yola çıkarken şunu söyledik. İnşallah siyasete yeni bir tanım yeni bir soluk getireceğiz. Siyasette, geride bıraktığımız 1 yıl da bunun en güzel örneği oldu. Biz siyasi rakiplerimizi belden aşağı vurmadık. Biz, siyaseten biraz daha üst makamlara çıkacağız diye kimseyi itibarsızlaştırma, kimseye iftira etme, kimseye hakaret etmeye ihtiyaç duymadık. Zaten bizim kişiliğimiz de, inancımızda buna müsaade etmezdi. Bu güne kadar böyle bir şey yapmadık ve inşallah bundan sonra da yapmayacağız. Biz bir şey daha dedik. Cumhursuz cumhuriyet olmaz. Cumhur bütün renkleriyle, bütün dilleriyle, bütün inançlarıyla halkın bütünüdür. Ve bu millet kahir ekseriyetle, yüzde 93`e varan bir oranla Müslüman`dır. İslam ülkesinde yaşayan Müslümanlar kendi inançlarını yerine getirirken zulme uğradılar. Bizde diyoruz ki; Ey Müslüman halk! Çıkın ve deyin ki: "Bizler Müslüman`ız. Müslüman`ca yaşamak ve yönetilmek istiyoruz." Müslüman bir halkın Müslüman`ca yönetilmeyi talep etmesinden daha doğal bir hak olabilir mi?" diyerek Türkiye`de İslami camialara karşı işlenen saldırılara değindi.
"Hak gelirse batıl zail olmaya mahkûmdur"
Laik Bangladeş hükümeti tarafından idam edilerek Şehit edilen Abdulkadir Molla`yı da unutmayan Yapıcıoğlu, bu idamın tek sebebinin Bangladeş Hükümetinin İslam`a ve İslami değerlere olan düşmanlığı olduğunu ifade ederek, "Peki, sebep neydi, biliyor musunuz? " 42 yıl önce, o zaman ki ismi Doğu Pakistan olan Bangladeş`in Pakistan`dan ayrılmasını istememesi, İslam coğrafyasının bölünmesini istememesi ve ümmetin ittihadını savunmasını ihanet olarak değerlendirip Abdulkadir Molla`yı şehit ettiler. Abdulkadir Molla`nın şahadeti mübarek olsun. O kaybetmedi. Ama ümmet yiğit bir evladını kaybetti. Daha önce şehit olmuş bu ümmetin yiğitleri gibi onun kanıda İslam coğrafyasının toprağını kanıyla bereketlendirecektir. O şehitlerin kanlarıyla bir bahar doğacaktır. Eğer güneşin doğma vakti gelmişse, beşeri hiçbir sistem, hiçbir güç o güneşin doğmasına engel olamayacaktır. Şafak sökmüştür. Adalet güneşi, hidayet güneşi inşallah logomuzda da olduğu gibi artık ortaya çıkmıştır. Işık gelirse karanlık yok olur. Hak gelirse batıl zail olmaya mahkûmdur" dedi.
"Ama yanıldılar"
Kendilerinin hiçbir partinin alternatifi olarak çıkmadıklarını ve böylesi bir kısır düşüncenin de içerisinde olmayacakları vurgusunda bulunan Yapıcıoğlu, bu kısır döngü içerisinde Ak Parti ve BDP`nin takındığı çok çirkin olarak değerlendirdi. Yapıcıoğlu, " İlkin Ak Parti bizim çıkmamıza içten içe seviniyordu ve. Bizler zaten kendi sandıklarımızı koruyamıyoruz. Bundan dolayı da bize oy verecek olanlar zaten veremiyor. Ama bunlar gelince sandıklarına sahip çıkarlar. Dolayısıyla bizim oylar da çalınmaz. Çok çok yüzde 3- 5 lik bir kaybımız olur. O da sıkıntı vermez." Diyorlardı. Ama yanıldılar. BDP ise `bunlarda Ak Parti gibi dini söylemleri var. Zaten Ak Parti dini söylem üzerinden dindar Kürdlerin oylarını alıyor. Şimdi bunlar çıktı. Ak Partinin oylarını alır, oyları bölünür, bizde aradan götürürüz` diyorlardı. Ama onlarda yanıldı. Ne zaman ki kardeşlerimizin o fedakâr çalışmaları işi hangi noktaya getirdi. İnsanlarımız bizi tanıdıkça, kendilerine benzeyen, kendiler gibi düşünen, kendileri gibi yaşayanları görünce iş değişti. Şimdi de onları bir panik havası tutmuş. Ve çok çirkin bir propagandaya giriştiler" diyerek çalışmaları esnasında karşılaştıkları propagandaları anlattı.
"Şu çirkin propagandalara bakar mısınız?"
Yapıcıoğlu daha sonra Ak Partiye ve BDP`ye yüklenerek, "Bir kısım Ak Partili bu gün şu noktaya geldi. Bunlar da Kürd diyorlar, Kürdistan diyorlar. Kürd haklarından bahsediyorlar. Bunların da BDP`den farkları yok. Sadece kendilerini yeşile boyamışlar. Bunlar sadece bölgenin dindar olan insanların oylarını bölmek için BDP`nin bir projesidir. BDP ise, iftirasını daha ileri götürmüş ve HÜDA PAR Kürdlerin oylarını bölmek için Ak Partinin ortaya attığı bir projedir diyor. Ben de her ikisine birden soruyorum. Siz hangi hakla bu mazlum halkın oylarını çantalarınızda keklik görüyorsunuz. Size bu hakkı kim verdi? Yıllarca bu milleti ikiye böldünüz. Kendinize mecbur bıraktınız ama bu halk size mecbur mudur? Bu halk çaresiz ve alternatifsiz midir? İşte HÜDA PAR bunun için var. Yıllarca insanlarımız yaptığınız haksızlıklara boyun eğmek zorunda kaldı. Hırsızın sağcısı, solcusu olmaz. Ve biz diyoruz ki: dürüst siyaset ile hizmet eden Belediyelerin zamanıdır" kendilerine karşı geliştirilen söylemin altında, yıllarca halkı kendilerine mecbur bırakan menfi siyasetin çıkarlarının ellerinden gitmesinin feryadı olduğuna söyledi.
"İnsan haklarını pazarlık konusu yapmak kimsenin haddine düşmemiştir"
İnsanları idare edebilmek için insanı doğru tanımlamanın gerektiğini ifade eden Yapıcıoğlu, Kapitalizm ve sosyalizm`in insanı güdülecek yığınlar olarak gördüğünü söyledi. Yapıcıoğlu, " Ama bizim için insan Eşref-ül Mahlûkat`tır ve üstünlükleri takvadadır. İnsan olması hasebiyle insan hakları kendilerine doğuştan verilmiştir. Ve kimsenin haddine düşmemiştir o hakları pazarlık konusu yapmak. Allah nasip eder ve halkımız teveccüh gösterir, bizleri bu konuda görevlendirirse bunu hiçbir zaman pazarlık konusu da yaptırmayız" diyerek İslam`ın insani hak ve hürriyetlere verdiği öneme işaret etti.
"Dürüst siyaset gerçek adalet"
Bir yıl önce 19 Aralıkta Hür Dava Partisini kurmak için yola çıktıklarını ve Allah`ın izniyle azmetmeleri sonucu kısa bir süre içerisinde 48 ilde teşkilatlanıp bu günlere geldiklerini ifade eden HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu, "Yola çıktığımızda birçok kişi bu şekilde gideceğine ihtimal vermiyordu. Bu kadar kısa sürede, bu kıt imkânlarla bu kadar il ve ilçede teşkilatlanmayı nasıl tamamlayacaksınız? diyorlardı bize. Ama hamd olsun, Allah`ın yardımıyla tamamladık ve 30 Haziran 2013`te 1. Olağan kongremizi yaptık. Ancak daha önceki konuşmalarında Sayın İl Başkanımızın da belirttiği gibi bu günlere bir çok fedakârlıklarla geldik. Biz yola çıkarken bir şey söyledik. Dürüst siyaset, gerçek adalet. Söylüyorum size bu gün Adalet noktasında memnun olan kaç kişi var. Bu gün siyaset kurumunun icraatından memnun olan kaç kişi var" diyerek Türkiye de adalet noktasında yaşanan sıkıntılara vurgu yaptı.
"Cumhursuz cumhuriyet olmaz"
Türkiye`de siyaset yapan 70 siyasi partiden farklı olacakları için 71. Partiyi kurma ihtiyacı duyduklarını ifade3 eden Yapıcıoğlu, bu konuda kendilerine sorulan "ne gerek vardı?" sorusunu da cevapladı. Yapıcıoğlu, " Bizler yola çıkarken şunu söyledik. İnşallah siyasete yeni bir tanım yeni bir soluk getireceğiz. Siyasette, geride bıraktığımız 1 yıl da bunun en güzel örneği oldu. Biz siyasi rakiplerimizi belden aşağı vurmadık. Biz, siyaseten biraz daha üst makamlara çıkacağız diye kimseyi itibarsızlaştırma, kimseye iftira etme, kimseye hakaret etmeye ihtiyaç duymadık. Zaten bizim kişiliğimiz de, inancımızda buna müsaade etmezdi. Bu güne kadar böyle bir şey yapmadık ve inşallah bundan sonra da yapmayacağız. Biz bir şey daha dedik. Cumhursuz cumhuriyet olmaz. Cumhur bütün renkleriyle, bütün dilleriyle, bütün inançlarıyla halkın bütünüdür. Ve bu millet kahir ekseriyetle, yüzde 93`e varan bir oranla Müslüman`dır. İslam ülkesinde yaşayan Müslümanlar kendi inançlarını yerine getirirken zulme uğradılar. Bizde diyoruz ki; Ey Müslüman halk! Çıkın ve deyin ki: "Bizler Müslüman`ız. Müslüman`ca yaşamak ve yönetilmek istiyoruz." Müslüman bir halkın Müslüman`ca yönetilmeyi talep etmesinden daha doğal bir hak olabilir mi?" diyerek Türkiye`de İslami camialara karşı işlenen saldırılara değindi.
"Hak gelirse batıl zail olmaya mahkûmdur"
Laik Bangladeş hükümeti tarafından idam edilerek Şehit edilen Abdulkadir Molla`yı da unutmayan Yapıcıoğlu, bu idamın tek sebebinin Bangladeş Hükümetinin İslam`a ve İslami değerlere olan düşmanlığı olduğunu ifade ederek, "Peki, sebep neydi, biliyor musunuz? " 42 yıl önce, o zaman ki ismi Doğu Pakistan olan Bangladeş`in Pakistan`dan ayrılmasını istememesi, İslam coğrafyasının bölünmesini istememesi ve ümmetin ittihadını savunmasını ihanet olarak değerlendirip Abdulkadir Molla`yı şehit ettiler. Abdulkadir Molla`nın şahadeti mübarek olsun. O kaybetmedi. Ama ümmet yiğit bir evladını kaybetti. Daha önce şehit olmuş bu ümmetin yiğitleri gibi onun kanıda İslam coğrafyasının toprağını kanıyla bereketlendirecektir. O şehitlerin kanlarıyla bir bahar doğacaktır. Eğer güneşin doğma vakti gelmişse, beşeri hiçbir sistem, hiçbir güç o güneşin doğmasına engel olamayacaktır. Şafak sökmüştür. Adalet güneşi, hidayet güneşi inşallah logomuzda da olduğu gibi artık ortaya çıkmıştır. Işık gelirse karanlık yok olur. Hak gelirse batıl zail olmaya mahkûmdur" dedi.
"Ama yanıldılar"
Kendilerinin hiçbir partinin alternatifi olarak çıkmadıklarını ve böylesi bir kısır düşüncenin de içerisinde olmayacakları vurgusunda bulunan Yapıcıoğlu, bu kısır döngü içerisinde Ak Parti ve BDP`nin takındığı çok çirkin olarak değerlendirdi. Yapıcıoğlu, " İlkin Ak Parti bizim çıkmamıza içten içe seviniyordu ve. Bizler zaten kendi sandıklarımızı koruyamıyoruz. Bundan dolayı da bize oy verecek olanlar zaten veremiyor. Ama bunlar gelince sandıklarına sahip çıkarlar. Dolayısıyla bizim oylar da çalınmaz. Çok çok yüzde 3- 5 lik bir kaybımız olur. O da sıkıntı vermez." Diyorlardı. Ama yanıldılar. BDP ise `bunlarda Ak Parti gibi dini söylemleri var. Zaten Ak Parti dini söylem üzerinden dindar Kürdlerin oylarını alıyor. Şimdi bunlar çıktı. Ak Partinin oylarını alır, oyları bölünür, bizde aradan götürürüz` diyorlardı. Ama onlarda yanıldı. Ne zaman ki kardeşlerimizin o fedakâr çalışmaları işi hangi noktaya getirdi. İnsanlarımız bizi tanıdıkça, kendilerine benzeyen, kendiler gibi düşünen, kendileri gibi yaşayanları görünce iş değişti. Şimdi de onları bir panik havası tutmuş. Ve çok çirkin bir propagandaya giriştiler" diyerek çalışmaları esnasında karşılaştıkları propagandaları anlattı.
"Şu çirkin propagandalara bakar mısınız?"
Yapıcıoğlu daha sonra Ak Partiye ve BDP`ye yüklenerek, "Bir kısım Ak Partili bu gün şu noktaya geldi. Bunlar da Kürd diyorlar, Kürdistan diyorlar. Kürd haklarından bahsediyorlar. Bunların da BDP`den farkları yok. Sadece kendilerini yeşile boyamışlar. Bunlar sadece bölgenin dindar olan insanların oylarını bölmek için BDP`nin bir projesidir. BDP ise, iftirasını daha ileri götürmüş ve HÜDA PAR Kürdlerin oylarını bölmek için Ak Partinin ortaya attığı bir projedir diyor. Ben de her ikisine birden soruyorum. Siz hangi hakla bu mazlum halkın oylarını çantalarınızda keklik görüyorsunuz. Size bu hakkı kim verdi? Yıllarca bu milleti ikiye böldünüz. Kendinize mecbur bıraktınız ama bu halk size mecbur mudur? Bu halk çaresiz ve alternatifsiz midir? İşte HÜDA PAR bunun için var. Yıllarca insanlarımız yaptığınız haksızlıklara boyun eğmek zorunda kaldı. Hırsızın sağcısı, solcusu olmaz. Ve biz diyoruz ki: dürüst siyaset ile hizmet eden Belediyelerin zamanıdır" kendilerine karşı geliştirilen söylemin altında, yıllarca halkı kendilerine mecbur bırakan menfi siyasetin çıkarlarının ellerinden gitmesinin feryadı olduğuna söyledi.
"İnsan haklarını pazarlık konusu yapmak kimsenin haddine düşmemiştir"
İnsanları idare edebilmek için insanı doğru tanımlamanın gerektiğini ifade eden Yapıcıoğlu, Kapitalizm ve sosyalizm`in insanı güdülecek yığınlar olarak gördüğünü söyledi. Yapıcıoğlu, " Ama bizim için insan Eşref-ül Mahlûkat`tır ve üstünlükleri takvadadır. İnsan olması hasebiyle insan hakları kendilerine doğuştan verilmiştir. Ve kimsenin haddine düşmemiştir o hakları pazarlık konusu yapmak. Allah nasip eder ve halkımız teveccüh gösterir, bizleri bu konuda görevlendirirse bunu hiçbir zaman pazarlık konusu da yaptırmayız" diyerek İslam`ın insani hak ve hürriyetlere verdiği öneme işaret etti.
(Fikret Özkan - İLKHA)