`Bölge Halkı PKK ve Derin Devlet Arasında Kaldı`
Hizbullah davasından yarglanlanların davalarına giren Av. Abdülgani Orhan, basında, "Hizbullah cemaatinin bölge halkına zarar verdiği" şeklinde kendisi ile ilgili çıkan haberlerin kendisine ait olmadığını, belirterek, Doğu ve Güneydoğu halkının PKK`nın ve derin devletin infazları arasında kaldığını ifade etti.
DİYARBAKIR - Hizbullah davasından tutuklu bulunanların Avukatlığını yapan Av. Abdülgani Orhan, doksanlı yıllarda yaşanan olaylarla ilgili, bazı basın organlarında çıkan haberlerin gerçeği yansıtmadığının altını çizdi.
Bazı basın yayın organlarında çıkan ve Abdülgani Orhan`ın söylediği iddia edilen, "Doğu ve Güneydoğuda, PKK, devlet ve Hizbullah bölge insanına zarar verdi, Devlet PKK ve Hizbullah`ı kullandı" gibi sözlerin kendisine ait olmadığını vurgulayan, Av. Orhan, gazetecinin soru sorduğunu ve sorduğu sorularını öne çıkardığını söyledi.
"PKK halka çok zarar verdi"
İlke Haber Ajansı`na (İLKHA) açıklamada bulunan Orhan, " 90`lı yıllarda yaşanan çatışmalarda PKK, Hizbullah ve Devlet`in halka zarar verip vermediği soruldu. Bende, PKK halka zarar vermekte, Devlet zaten hala Kürtleri yok saymakta, Kürtlerin hakkını vermemekte, dillerini yok saymakta. Ve diğer gasp edilmiş insani haklarını bile vermekten uzak durmakta. Fakat özellikle Hizbullah diye bilinen insanlara baktığımızda, 2000`li yıllardan sonraki süreçte gerek PKK tarafından gerekse de karanlık güçler tarafından birçok komplo ve saldırıya maruz kaldı ve halen kalmakta. Tüm bunlara rağmen halka zarar gelmesin diye temkinli davranmaktalar, dedim." ifadelerini kullandı.
"Kimin halka zarar verdiği ortada"
Hizbullah`ın, kendilerine yakın kişi ve kurumlara yapılan saldırılara rağmen hep sağduyulu davrandıklarını söyleyen Orhan, " Hizbullah`tan hep sağduyu çağrıları geliyor. Diyor ki kanımız akmasına biz razıyız halkın kanının akmasına asla! Halkın zarar görmemesi için biz zarar görmeye razıyız şeklinde cevap vermekteler. Bu haliyle baktığımızda kimin halka zarar verip kimin halkın faydasına hareket ettiğini net bir şekilde görmekteyiz." şeklinde konuştu.
"Sözlerim çarpıtılarak aktarıldı"
Basın mensubunun görünen bazı gerçekleri farklı yansıttığını dile getiren Orhan, " Çatışma ortamı çatışmanın olduğu yerdeki halka zarar verir. Bakıyoruz ki gerek Hizbullah gerekse de İslami sivil toplum kuruluşları kendilerine karşı yapılan saldırılarda halkın daha fazla zarar görmemesi için zarar etmelerine, öldürülmelerine rağmen sabretmekteler. Bu yönüyle Hizbullah`ın halka zarar verdiği benim söylediğim bir cümle değil. Bunu net bir şekilde söyleyeyim. Hizbullah`ı devletin kullandığı, böyle bir şeyi de asla ben söylemedim. Çünkü buna dair hiçbir delil yok." dedi.
"Hizbullah`ı karalayanlar delilleri varsa getirsin"
Ortaya bir iddia atıldığı zaman delilleri ile konuşmak gerektiğini ifade eden Orhan, " Basında kendini bilmez bazı şahsiyetler Hizbullah kullanıldı vs. delilsiz ve mesnetsiz bir şekilde söylemekler kullanmakta fakat biz delillerle konuşmak zorundayız. Böyle bir delili varsa baş göz üstüne, delili olmayan şeyin söylenilmesi gerçekten yanlış bir durumdur. Hizbullah dosyalarına giren bir avukatım." şeklinde konuştu.
"Hizbullah`la görüşmedim, Hizbullah hükümlüleri ile görüştüm"
Hizbullah`tan cezaevinde yatan hükümlü ve tutuklu birçok kişi ile görüştüğünü dile getiren Orhan, " Görüşmeye devam ediyorum, devam da edeceğim. Bu görüşmelerimin adam öldüren insanlarla görüşmek şeklinde yansıtılması yanlıştır. Hizbullah`tan birileriyle gidip görüşmek diye bir görüşmem olmamış bunu net söyleyeyim. Fakat Hizbullah`tan yargılanan ve yargılanması devam eden veyahut da savunmasını yaptığım ve ceza yemiş olan, cezaevinde olan avukatlığını yapmış olduğum insanlarla görüşmüşüm, görüşmeye devam ediyorum, devam da edeceğim. Bu benim mesleğimdir, buna devam da etmek zorundayım." ifadelerini kullandı.
"Bölgede çok kirli oyunlar oynanmakta"
Doğu ve Güneydoğuda çok kirli oyunların oynandığını dile getiren Orhan, " Özellikle seçim süreci söz konusudur. Bölge üzerinde uluslararası düzeyde bir oyun ve bir tezgâh söz konusudur. Bölgenin bağrından çıkan İslami şahsiyetler, halkın çok zarar gördüğünün farkında olduğu için sağduyulu davranmakta. Bu anlamda birçok İslami kuruluş, dernek ve yardım kuruluşları farklı faaliyetlerini devam etmektedir." dedi.
"HÜDA PAR, İslam`ı referans alıyor"
Hür Dava Partisinin (HÜDA PAR) kuruluşuna da değinen Orhan, " İslam`ı referans alan bir parti, bölge halkının ve mağdur olmuş herkesin haklarını bu kuruluşlar, bu dernekler, bu partiler savunuyor. Bu çerçevede oynanan oyunları da görmek lazım ve bu oyunları bozmak lazımdır. Bozmadığımız müddetçe burada sıkıntılar devam edecek. Şiddetten beslenenler sorunlar ve sıkıntılar çözülmesin diye çözümsüzlük tarafında barış adı altında çözümsüzlüğü oynuyorlar." ifadelerini kullandı.
"Biz çözümden yanayız, kaostan değil"
HÜDA PAR ve başkanlığını yaptığı Mustazaflar Cemiyeti`nin halka zarar gelmemesi açısından samimiyetlerinin ortada olduğunu söyleyen Orhan, " Biz çözümden yanayız. Devletin yapmış olduğu haksızlık ve zulüm söz konusudur. PKK`nin yapmış olduğu bir zulüm söz konusudur. Bu bölge halkı artık şiddet istemiyor, sorun ve sıkıntı istemiyor, çözüm istiyor. Çözümün bir an önce gerçekleşmesi lazım. O da gerçek muhatapların muhatap olan herkesin bir araya gelip çözümü sıhhatli bir şekilde ortaya koymak lazım. Sorun belli, teşhis belli ve tedavi çok rahattır. Ama tedaviyi istemeyen insanların artık hareketlerin örgütlerin ellerinin dışıyla itip bu Müslüman Kürt halkı için bölge halkı için en sıhhatli adımı atmaları gerekmektedir." şeklinde konuştu.
"HÜDA PAR`ın yaptığı ortada"
HÜDA PAR`ın takdire şayan çalışmalar yaptığını ifadelerini sözlerine ekleyen Orhan," Yaşanan olay ve sorunlarda göstermiş oldukları tavır gerçekten takdire şayandır. Şunu görmek lazım Kürt halkının geçmişi İslam`dı, geleceği de İslam`dır. Bunun okuyanlar doğru adımlar atar, bunu okumayanlar yok olmaya da mahkûmdur. Bugün ne kadar güçlü olursa olsunlar yarın yok olmaya mahkûmdurlar. İslam`ı düşman almaktan ve düşman görmekten artık herkesin vazgeçmesi gerekir." Diye konuştu.
Bazı basın yayın organlarında çıkan ve Abdülgani Orhan`ın söylediği iddia edilen, "Doğu ve Güneydoğuda, PKK, devlet ve Hizbullah bölge insanına zarar verdi, Devlet PKK ve Hizbullah`ı kullandı" gibi sözlerin kendisine ait olmadığını vurgulayan, Av. Orhan, gazetecinin soru sorduğunu ve sorduğu sorularını öne çıkardığını söyledi.
"PKK halka çok zarar verdi"
İlke Haber Ajansı`na (İLKHA) açıklamada bulunan Orhan, " 90`lı yıllarda yaşanan çatışmalarda PKK, Hizbullah ve Devlet`in halka zarar verip vermediği soruldu. Bende, PKK halka zarar vermekte, Devlet zaten hala Kürtleri yok saymakta, Kürtlerin hakkını vermemekte, dillerini yok saymakta. Ve diğer gasp edilmiş insani haklarını bile vermekten uzak durmakta. Fakat özellikle Hizbullah diye bilinen insanlara baktığımızda, 2000`li yıllardan sonraki süreçte gerek PKK tarafından gerekse de karanlık güçler tarafından birçok komplo ve saldırıya maruz kaldı ve halen kalmakta. Tüm bunlara rağmen halka zarar gelmesin diye temkinli davranmaktalar, dedim." ifadelerini kullandı.
"Kimin halka zarar verdiği ortada"
Hizbullah`ın, kendilerine yakın kişi ve kurumlara yapılan saldırılara rağmen hep sağduyulu davrandıklarını söyleyen Orhan, " Hizbullah`tan hep sağduyu çağrıları geliyor. Diyor ki kanımız akmasına biz razıyız halkın kanının akmasına asla! Halkın zarar görmemesi için biz zarar görmeye razıyız şeklinde cevap vermekteler. Bu haliyle baktığımızda kimin halka zarar verip kimin halkın faydasına hareket ettiğini net bir şekilde görmekteyiz." şeklinde konuştu.
"Sözlerim çarpıtılarak aktarıldı"
Basın mensubunun görünen bazı gerçekleri farklı yansıttığını dile getiren Orhan, " Çatışma ortamı çatışmanın olduğu yerdeki halka zarar verir. Bakıyoruz ki gerek Hizbullah gerekse de İslami sivil toplum kuruluşları kendilerine karşı yapılan saldırılarda halkın daha fazla zarar görmemesi için zarar etmelerine, öldürülmelerine rağmen sabretmekteler. Bu yönüyle Hizbullah`ın halka zarar verdiği benim söylediğim bir cümle değil. Bunu net bir şekilde söyleyeyim. Hizbullah`ı devletin kullandığı, böyle bir şeyi de asla ben söylemedim. Çünkü buna dair hiçbir delil yok." dedi.
"Hizbullah`ı karalayanlar delilleri varsa getirsin"
Ortaya bir iddia atıldığı zaman delilleri ile konuşmak gerektiğini ifade eden Orhan, " Basında kendini bilmez bazı şahsiyetler Hizbullah kullanıldı vs. delilsiz ve mesnetsiz bir şekilde söylemekler kullanmakta fakat biz delillerle konuşmak zorundayız. Böyle bir delili varsa baş göz üstüne, delili olmayan şeyin söylenilmesi gerçekten yanlış bir durumdur. Hizbullah dosyalarına giren bir avukatım." şeklinde konuştu.
"Hizbullah`la görüşmedim, Hizbullah hükümlüleri ile görüştüm"
Hizbullah`tan cezaevinde yatan hükümlü ve tutuklu birçok kişi ile görüştüğünü dile getiren Orhan, " Görüşmeye devam ediyorum, devam da edeceğim. Bu görüşmelerimin adam öldüren insanlarla görüşmek şeklinde yansıtılması yanlıştır. Hizbullah`tan birileriyle gidip görüşmek diye bir görüşmem olmamış bunu net söyleyeyim. Fakat Hizbullah`tan yargılanan ve yargılanması devam eden veyahut da savunmasını yaptığım ve ceza yemiş olan, cezaevinde olan avukatlığını yapmış olduğum insanlarla görüşmüşüm, görüşmeye devam ediyorum, devam da edeceğim. Bu benim mesleğimdir, buna devam da etmek zorundayım." ifadelerini kullandı.
"Bölgede çok kirli oyunlar oynanmakta"
Doğu ve Güneydoğuda çok kirli oyunların oynandığını dile getiren Orhan, " Özellikle seçim süreci söz konusudur. Bölge üzerinde uluslararası düzeyde bir oyun ve bir tezgâh söz konusudur. Bölgenin bağrından çıkan İslami şahsiyetler, halkın çok zarar gördüğünün farkında olduğu için sağduyulu davranmakta. Bu anlamda birçok İslami kuruluş, dernek ve yardım kuruluşları farklı faaliyetlerini devam etmektedir." dedi.
"HÜDA PAR, İslam`ı referans alıyor"
Hür Dava Partisinin (HÜDA PAR) kuruluşuna da değinen Orhan, " İslam`ı referans alan bir parti, bölge halkının ve mağdur olmuş herkesin haklarını bu kuruluşlar, bu dernekler, bu partiler savunuyor. Bu çerçevede oynanan oyunları da görmek lazım ve bu oyunları bozmak lazımdır. Bozmadığımız müddetçe burada sıkıntılar devam edecek. Şiddetten beslenenler sorunlar ve sıkıntılar çözülmesin diye çözümsüzlük tarafında barış adı altında çözümsüzlüğü oynuyorlar." ifadelerini kullandı.
"Biz çözümden yanayız, kaostan değil"
HÜDA PAR ve başkanlığını yaptığı Mustazaflar Cemiyeti`nin halka zarar gelmemesi açısından samimiyetlerinin ortada olduğunu söyleyen Orhan, " Biz çözümden yanayız. Devletin yapmış olduğu haksızlık ve zulüm söz konusudur. PKK`nin yapmış olduğu bir zulüm söz konusudur. Bu bölge halkı artık şiddet istemiyor, sorun ve sıkıntı istemiyor, çözüm istiyor. Çözümün bir an önce gerçekleşmesi lazım. O da gerçek muhatapların muhatap olan herkesin bir araya gelip çözümü sıhhatli bir şekilde ortaya koymak lazım. Sorun belli, teşhis belli ve tedavi çok rahattır. Ama tedaviyi istemeyen insanların artık hareketlerin örgütlerin ellerinin dışıyla itip bu Müslüman Kürt halkı için bölge halkı için en sıhhatli adımı atmaları gerekmektedir." şeklinde konuştu.
"HÜDA PAR`ın yaptığı ortada"
HÜDA PAR`ın takdire şayan çalışmalar yaptığını ifadelerini sözlerine ekleyen Orhan," Yaşanan olay ve sorunlarda göstermiş oldukları tavır gerçekten takdire şayandır. Şunu görmek lazım Kürt halkının geçmişi İslam`dı, geleceği de İslam`dır. Bunun okuyanlar doğru adımlar atar, bunu okumayanlar yok olmaya da mahkûmdur. Bugün ne kadar güçlü olursa olsunlar yarın yok olmaya mahkûmdurlar. İslam`ı düşman almaktan ve düşman görmekten artık herkesin vazgeçmesi gerekir." Diye konuştu.
(M.Sait Adiyaman - İLKHA)