İnsanlığın Geleceği Tarsus`ta Konuşuldu
Tarsus`ta faaliyet gösteren STK`ların oluşturduğu Ashab-ı Kehf Platformu tarafından düzenlenen panelde "Ortadoğu Sorunu ve İnsanın Geleceği" konuşuldu.
Panel, Tarsus Müftülüğü Konferans Salonu`nda Saat:19.00`da Kur`an Tilaveti ile başladı.
Programda Ashab-ı Kehf Platformu`na üye STK`lar adına selamlama konuşması yapan Platform Başkanı Hilmi Tuzcu, "Türkiye deki STK`ların Tarsus yansıması olarak, tarihte Dakyanus ve zalimlerine baş kaldıran Ashab-ı Kehf yarenlerinin izinden giderek oluşturduğumuz platforma Ashab-ı Kehf ismini verdik ve bu isimle karşınızdayız." dedi.
"Ortadoğu Sorunu ve İnsanın Geleceği" konulu panele konuşmacı olarak katılan Mısır İhvan-ı Müslim`in liderlerinden Adil Raşit, "Her ne olursa olsun, tüm oyun ve hilelere karşı tüm zulme inat tek Yardımcımız ve tek velimiz Allah`tır." dedi.
"Bizim barışçıl yöntemimiz, onların kurşunlarından daha güçlüdür"
İhvan-ı Müslim olarak Allah`a dayandıklarını belirten Raşit şunları söyledi ,"Mısır`a dünyanın annesi deniliyor, bilmeliyiz ki Mısır`da ve İslam dünyasının diğer yerlerindeki belaları, katliam ve vahşetleri izliyor ve üzülüyor isek, tarihe bir bakmamız lazım. Bugün Muhammed Mursi`yi zindana attılar, susturmak istediler. Bu uygulama yeni bir uygulama değildi. O`nun uğruna verdiği mücadele çok eskilere dayanıyor. Müslümanlar olarak kendi irademize sahip olmamızı, iplerimizi kendi ellerimizde tutmamızı, sorunlarımızı kendimizin çözmesi gerektiğini söylüyordu. Bu da Amerika ve İsrail için büyük bir tehditti. Onlar `Her şey bizim elimizde ne yapabilirsiniz?` diyorlar. Biz de diyoruz ki, Allah bizimledir. Yanında her zaman Allah`ın olduğunu bilen bir Müslüman neler yapmaz ki? Çünkü biz biliyoruz ki, Allah en güzel vekildir. Bize soruyorlar bu barışçıl yöntem nereye kadar, ne işe yarıyor ki. Bizde şunu diyoruz, barışçıl yöntemimiz onların kurşunlarından daha güçlüdür. Biz Allah`ın yardımı ile Hüsnü Mübarek gibi zalim birini devirdik, Sisi ne oluyor ki. Biz Allah`a dayanmışız, O`na güvenmişiz."
Programa konuşmacı olarak katılan araştırmacı yazar Ahmet Varol da şunları söyledi; "İslam Coğrafyasında İki türlü direniş vardır; işgallere karşı ve yerli işbirlikçilere karşı direniş… Mısır`daki mücadele yerli işbirlikçilere karşı olduğu için bu kardeşlerimizin durumu daha zordur. Yaşanan olayları hikmet ve basiret içinde iyi okumalı, ayakları yere basan sağlam adımlar atmalıyız. Bilinmelidir ki, bu içinde bulunduğumuz mücadele çok uzun bir süreçtir. Hiçbir Müslüman, kardeşlerinin yaşadığı zulme seyirci kalma hakkına sahip değildir. Müslümanlar çoğu zaman sorumluluklarından habersiz yaşıyor. Allah`ın ipini bıraktık, Allah da bizim ipimizi bıraktı. Ama şimdi İslam coğrafyasındaki Müslümanlar yeniden ayaklarının üzerinde doğrulmaya çalışıyor, İslam ümmeti şükürler olsun ki yeniden doğum sancısı yaşıyor, ölüm değil. İslam ümmeti yeniden vahdeti yaşıyor, yeniden evrensel sorumluluklarının farkına varıyor."
Son olarak panelde konuşan Recep Songül ise Mısır ve Suriye`deki gelişmeleri anlattı. Songül, "Batı dünyası Tunus`la başlayan direnişin ne olduğunu anlamaya çalışırken Tunus, Libya ve Mısır`ın elden çıktığını gördüler. Sıra Suriye`ye gelince bu direnişin diğer İslam ülkelerine sıçramaması için ellerinden gelen bütün zorbalığı yaptılar." dedi.
Programda yapılan konuşmalar arasında sık sık tekbirler getirilirken, program yapılan dua ile son buldu. (A. Hakim Kurt-İLKHA)