Ömer Dinçer'den dershane açıklaması
Ağrı'da düzenlenen 'Otokrasiden Demokrasiye Yönetim ve Zihniyet' konferansında konuşan eski Milli Eğitim Bakanı ve Ömer Dinçer, dershaneler mevzusunun siyasi bir mevzu olmadığını söyledi.
AĞRI - Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (AĞSEM) tarafından gerçekleştirilen 'Otokrasiden Demokrasiye Yönetim ve Zihniyet' konferansında konuşan Milli Eğitim eski Bakanı Prof. Dr. Ömer Dinçer, demokratikleşmek için sadece siyasal sistemin değil insanların da demokrasiyi içselleştirmesi gerektiğini belirtti.
Cumhuriyet'in ilk dönemlerinde uzun müddet toplumda halk için ama halka rağmen bir şeyler yapılmaya çalışıldığını belirten Prof. Dr. Dinçer, şöyle konuştu:"Cumhuriyet kurulurken toplumsal değişimi yapmaya çalışıyorlardı. Bunun için modern ülkelerde kurulan bürokrasi daha çok kamuya ait hizmetlerin yürütülmesini sağlarken bizde bir de toplumun dönüştürülmesi hedeflendi. O zaman kaçınılmaz bir şekilde otoriter ve merkezi yönetim oluşturmak zorundasınız. O süreçte otoriter bir yönetim tarzı oluşturuldu. Darbe dönemleri de merkezi yönetim ve otoriterliğin arttığı bir dönem oldu. Bu anlayışta 5 öğe ön plana çıkmaktadır. Birincisi, devlet merkezdedir. İkincisi, devletin yararı ve varlığı her şeyden önemlidir. Millet ve vatandaşlar devletin bekası için çalışırlar. Bakanlığını da yaptığım Milli Eğitim Bakanlığı, otoriter bir şekilde ve merkezden eğitimin nasıl olacağını belirler. Bir öğretmenin hangi konuları işleyeceği bellidir. Bu o kadar ayrıntısıyla belirtilmiştir ki, öğretmenin inisiyatifte bulunma şansı yoktur. Bu anlayış her alanda kendini korumaktadır."
Dershaneler siyasi bir konu değil
Dinçer, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesinde katıldığı konferansın ardından öğrencilerin sorusu üzerine dershanelerin özel okula dönüştürülmesinin kolaylaştırılmasına ilişkin çalışmaları değerlendirdi.
Eğitim sektörünün alıcısı çok olan bir sektör olduğunu, medya organlarının, eğitimle ilgili haberleri flaş başlıklarla verdiğini ifade eden Dinçer, dershanelerin aslında ülkenin stratejik mevzularından biri olmadığını söyledi.
Özellikle Türk eğitim sisteminde, ortaöğretimin sorunlarına daha ayrıntılı bakılması gerektiğine işaret eden Dinçer, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dünyanın ortaöğretim sistemini nasıl çözdüğüne baktığınız zaman, Türkiye'deki sorunu daha iyi göreceksiniz. O zaman dershaneler mevzusunun siyasi bir sorun olmadığını göreceksiniz. Dolayısıyla dershaneler mevzusu siyasi bir mevzu değildir. Eğer siz ülkenizde son derece modern okul binaları yaparsanız, dersliklerde 24 öğrenci olsa öğretim oranınız yüzde 100 olsa da eğitim paradigmasını değiştirmezseniz, bu sorunlardan kurtulamazsınız."
Devletin tüm vatandaşlarının sorunlarına çözüm üretmesi gerektiğini vurgulayan Dinçer, bunun için hazırlanan kamu yönetimi reformunun devletin otoriter olandan demokrat olana doğru dönüşmesi süreci olduğunu vurguladı. (Ömer Adıgüzel - İLKHA)