`Hasta Tutuklu Ve Mahkumlar Derhal Bırakılsın`
Batman Tabip Odası, Mazlum Der ve İHD Batman Şubesi, hasta tutuklu ve hükümlüler için ortak basın açıklaması yaparak, Türkiye`de, infazı ertelenmesi veya kaldırılması gereken 100`ün üzerinde mahkûm olduğunu ve bunların derhal salıverilmesini istedi.
BATMAN-Batman Mazlum-Der Şubesi, Batman Tabip Odası ve Batman İHD Şubesi "İnsanlığa Çağrımızdır" adlı ortak basın açıklaması yaptı. Açıklamaya Batman Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mehmet Demir, Batman İHD Başkanı Osman Künteş ve Mazlum-Der Batman Şubesi Başkanı Av. Murat Çiçek katılımıyla gerçekleşti. Tabip Odası`nda saat: 12.00`de yapılan basın açıklamasını Batman Tabip Odası`nda Dr. Mehmet Demir okudu. Cezaevlerinde, İnsanlığın Vicdanını Sızlatan İnsanlık Dramı Yaşanıyor Açıklamada, zamanında teşhisi ve tedavisi yapılmadığından, Adalet Bakanlığı`nın verilerine göre Türkiye`de 2010 yılında 161 mahpus hastalığı nedeniyle hayatını kaybettiğini belirten Demir, "Şu an itibari ile TİHV verilerine göre ağır hastalığı nedeniyle infazı ertelenmesi veya kaldırılması gereken 100`ün üzerinde mahkûm bulunmaktadır." dedi. Sağlıklı Yaşama Hakkı Hakkaniyetle Uygulanmıyor Tutuklu ve hükümlülerin " Tıbbi Bakım Alma Hakları" nın devlet güvencesi altında olduğu söyleniyorsa da, var olan dramatik tablonun bunun tersini gösterdiğini dile getiren Dr. Demir, "Çünkü ceza infaz kurumlarında bulundurulması gereken sağlık ekibinin yokluğu, mahkûmların sağlık durumlarının gözden geçirilmesi ile ilgili olarak yaşanan aksamalar, hastalığı tespit edilen mahkûmların hastaneye sevklerinde prosedürden kaynaklanan sorunlar, resmi sağlık kuruluşlarının mahkûm koğuşlarında yer bulunmaması sebebiyle tedavi altına alınmalarında oluşan aksaklıklar, tutuklu hastaların durumunu geri dönülmez bir noktaya gelmesinde etkili olduğu bilinmektedir." diye konuştu. Mahkûmun Cezasının İnfazı İyileşinceye Kadar Geri Bırakılmalı Ülkemizin mevzuatında, özel olarak 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik tedbirlerin infazı Hakkında Kanun`un 16. Maddesinin 2. Fıkrasında "diğer hastalıklarda (kanser hastaları gibi) cezanın infazına, resmi sağlık kuruluşlarının mahkûmlara ayrılan bölümlerinde devam olunur. Ancak bu durum da bile hapis cezasının infazı, mahkûmun hayatı için kesin bir tehlike teşkil ediyorsa mahkûmun cezasının infazı iyileşinceye kadar geri bırakılır." denildiğini hatırlatan Dr. Demir, "Kuşkusuz tutukluluk halinin bir istisna olduğundan hareketle sadece infazı süren hükümlüler için düzenlenen bu maddenin temel amacı tutuklular için de yerine getirilmek durumundadır. Yani temel amaç insanlar cezaevlerinde de olsalar bile öncelikle yaşam haklarının korunması, sağlık haklarının güvence altına alınmalarıdır." dedi. Dr Demir cezaevlerinde hasta olan tutuklu ve hükümlülerin derhal salıverilmeleri gerektiğini belirterek, "Unutmamak gerekir ki, bu değer ve düzenlemelere rağmen her hangi bir gerekçe ile bu sürecinin gereklerini yerine getirmeyen tüm resmi makamlar aslında büyük bir suç işlemiş olacaklardır. Bu çerçevede artık bir insanlık suçuna dönüşen bu konunun çözümü, cezaevlerinde ciddi sağlık sorunu olan hükümlülerin ceza infazlarının ertelenmesi, tutukluların salınması için tüm yetkilileri sorumluluklarını yerine getirmelerine çağırıyoruz." şeklinde konuştu. M. Sait Çelik - İLKHA
Açıklamada Demir, "Ülkemiz cezaevlerinde, insanlığın vicdanını sızlatan hiçbir dinin ve ideolojinin kabul görmediği bir insanlık dramı yaşanmasına rağmen kamuoyundaki duyarsızlığa ve hükümetin vurdumduymaz tavrına, Sayın Cumhurbaşkanı`nın inisiyatif kullanmamasına insanlığın esefle ve üzüntü ile izlediğini kaydetti.
Türkiye`deki anayasal güvence altında olan "Sağlıklı Yaşama Hakkı" ve "Yaşam Hakkı"nın hakkaniyet ölçüsünde tüm vatandaşlara tanınmadığını söyleyen Demir, "Her ne kadar temel insan haklarından biri olan sağlıklı yaşama hakkı diğer insanlardan ayırt edilmeksizin tüm tutuklu ve hükümlülere de eşit, ulaşılabilir, ücretsiz ve nitelikli bir biçimde sunulmalıdır." ifadelerini kullandı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi`nin teşhis ve tedavisi geç başlatılan ve hakkında gerekli yasal mevzuatın uygulanmasında gecikilen mahkûmlar bakımından, cezaların infazına cezaevinde devam edilmesi halinde bu kişilere Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi madde 3`e göre işkence ve kötü muamele kapsamında değerlendirdiğini hatırlatan Dr. Demir, bunun yanı sıra Avrupa Konseyi İşkencenin Önlenmesi Komitesi`nin 2010 yılında yayınladığı `Standartları`nda "Önce Sağlık" ilkesi gereği "Sürekli kapatılmaya uygun olmayanlar" kapsamında; cezaevi koşullarında iyi bir şekilde tedavi edilemeyecek ciddi bir hastalığı bulunanların, ağır bir sakatlığı olanların, ciddi mental hastalığı olanların ve kısa süreli ölümcül prognozu olanlar ayrı ayrı belirtildiğini vurguladı.