"Okullarda bile uyuşturucu madde satılıyor"
Uyuşturucu maddelerinin okulların içinde bile satılmasına sert tepki gösteren Diyarbakırlılar, uyuşturucunun okullarda satılmasını disiplinsizlik olarak nitelendirerek, yetkilileri göreve çağırdı.
DİYARBAKIR - Son dönemlerde sınır tanımayan uyuşturucu maddeleri halkı adeta bezdirdi. Uyuşturucu maddelerine ser tepki gösteren Diyarbakırlılar, yetkililerin sorumsuz davrandıklarını belirterek, bu konuda vazgeçirici tedbirlerin alınması gerektiğini söylediler.
Uyuşturucu maddelerinin okulların içinde bile satılmasına sert tepki gösteren Diyarbakırlılar, uyuşturucunun okullarda satılmasını disiplinsizlik olarak değerlendirdi. Yetkilileri göreve Diyarbakırlılar, gençliğin elde gittiğine vurgu yaptı.
"Artık güvenlik şart olmuş"
Okul çevresinde güvenlik önlemlerinin alınması gerektiğini söyleyen öğrenci velisi Şahin Aydoğdu, "Her okulda teneffüs zamanında olsun veya öğrencilerin okuldan dağıldığı zaman olsun, bu gibi zamanlarda okul çevresinde polis memurları veya herhangi bir güvenlik önlemi şarttır. Çünkü şu anda o duruma gelinmiş. Bir okula bakalım, 10 tane öğrenci kapı dışı edilmişse 15 tane de okuyan öğrenci vardır. Yani o 10 tane serseriye 15 öğrenciyi kurban edemeyiz. Bırak 15 öğrenciyi bir tane öğrenci bile 10 serseriye kurban edilemez. Bunun için bu soruna müdahale edilmesi gerekir. Okul okumayanların okul alanına alınmaması, hatta okula bile yaklaştırılmaması lazım. Öğrenciyse okula gelsin. Yok, eğer öğrenci değil de soytarılık yapmaya geliyorsa bir zahmet okula bile yaklaştırılmasın" dedi.
"Okullarda disiplin sorunu var"
Okullarda disiplin sorununun olduğunu kaydeden Aydoğdu, "Okullarda gerçek anlamda disiplin yok. Okulda ciddi bir disiplin olmadığı zaman okul içine her şey girer ve hiç kimsenin de buna kızma gibi bir hakları yoktur, kızamaz da. Çünkü bir kere okulda disiplin yoktur. Ama eğer disiplin olur da ciddi bir kontrol gerçekleştiriliyorsa, okula uyuşturucu maddelerinin girmesi söz konusu olamaz, imkânsız olur" şeklinde konuşarak okullardaki disiplinsizliği eleştirdi.
Gelen çocukların öğrenci olup olmadığının belli olmadığını belirten Aydoğan, "Gelen çocuklara bakıyoruz, çocukta öğrenci tipi yok, o çocuk zaten öğrenci olmaya gelmemiş. Kimin öğrenci olduğu kimin olmadığı bellidir. Gelen çocukların cebinde ne var ne yok belli değil. Kimse de buna müdahale etmeyince haliyle o çocuğun okula eroin de, esrar da, uyuşturucu haplarını da geçirmesi gayet rahat olur. Bir okul yöneticisi okula bir öğrenci alıyor da onun hal ve hareketlerinden habersizse, cebinde ne taşıdığından habersiz ise, o okula esrar da girer, eroin de girer, alkol de girer. Bunun sorumlusu da başta okul yöneticisi olur" ifadelerini kullandı.
"Bir aile gece vakti sokaklarda rahatlıkla dolaşamıyor"
Ailelerin akşam saatlerinde rahatlıkla misafirliğe gidemediklerini belirten Aydoğdu, geceleri Diyarbakır sokaklarından geçilmediğine dikkat çekti.
Gece bir ailenin rahatlıkla misafirliğe gidemediğini sözlerine Şahin Aydoğdu, " Her köşede, her parkta bir-iki kişi oturmuş uyuşturucu madde kullanıyor, Alkol içiyor, ona buna sataşıyorlar. Hiç kimse bunu görmemezlikten gelemez. Bir polis memuru hırsızı emniyete götürüyor ama bir de bakıyorsun hırsız ondan önce emniyetten çıkmış, bu ne biçim bir sistemdir? Birilerinin bu işe ciddi bir şekilde el atması lazım yoksa huzur kalmıyor. Diyarbakır gibi güzelim bir memlekette olan insanlık hiçbir yerde yoktur ama bu uyuşturucu belası yüzünden Diyarbakır'ın adı da kirleniyor ve en önemlisi gençlerimiz gidiyor, gençler gerçekten elden gidiyor" diyerek üzüntüsünü dile getirdi.
"Vazgeçirici unsurlar olmalıdır"
Uyuşturucu konusunda ağır cezalar gibi vazgeçirici unsurların olması gerektiğinin altını çizen Aydoğdu, "Bu konuda vazgeçirici davranmaları lazım. Uyuşturucu satıcılarına ağır cezalar verilmesi lazım. Birilerinin bunu ciddi bir şekilde yapması lazımdır. 10-15 yaşlarındaki çocuklar ellerindeki esrarla yakınlarda bulunan tenha yerlere gelip içiyorlar. Herkes bunu görmemezlikten geliyor. Ama bu görmemezlikten gelinemez. Bunun vebali görmemezlikten gelenlerin boynundadır. Devlet olsun, belediyeler olsun, sivil toplum örgütleri olsun, halkımız olsun, büyüklerimiz olsun
Bu konuya kesin bir çözüm getirecek bir şekilde el atmaları lazım. Uyuşturucu kullanan çocuklardan takiben bu işin kaynağına varılması gerekir" şeklinde konuştu.
Okul öğrencisi Özgür Taşkıran, uyuşturucu meselesinin çok üzücü bir durum olduğunun altını çizerek, " Özellikle bu ilde yaşanması gerçekten bizi üzüyor. Böyle durumların yaşanması tabii ki kötü bir şeydir. Gerek bizi gerekse tüm öğrencileri çok kötü bir şekilde etkiliyor. İlin başarı konusunda da il başarısını düşürüyor, çünkü uyuşturucuya bağımlı olan öğrenciler ders çalışamıyor. Diyarbakır'da bu tür olayların yaşanması diğer iller tarafından da kötü düşünceler yaratıyor" dedi.
Bir diğer öğrenci Mustafa Ok ise, uyuşturucu madde kullanan şahıslar yüzünden sokakların tehlike arz ettiğini belirterek, "Diğer illere karşı bizim Diyarbakır'ımız bu gibi durumlar yüzünden yanlış tanıtılıyor. Bunun dışında da sokakta rahat gezemiyoruz. İt kopuk var, annemizle, bacımızla birlikte yollarda rahat rahat gezemiyoruz. Gerçekten çok önemli bir durumdur, yetkililerin bu konuda kesinlikle önlem almaları gerekiyor" şeklinde belirtti.
Uyuşturucu kullanıcılarının Diyarbakır'ın adını bu tarz olaylarla kötüye çıkarmaya çalıştığını söyleyen Diyarbakırlı esnaf Murat Karalı, "Okul önlerinde bu tarz gençlerin olması ilk başta işsizliğin nedenidir. Diğer taraftan da aile terbiyesi almamalarından kaynaklanan bir şeydir. Okul önlerinde okul etrafında güvenliğin olması önemlidir. Çünkü güvenlik bu konuda caydırıcıdır. Bunun dışında aile bireylerinin bu konuda dikkat etmesi lazım. Böyle bir durumda evlatlarını kendileri okula götürüp getirmeleri gerekir. Polislere de iş düşüyor, uyuşturucu maddeleri için verilen cezalar caydırıcı olmalıdır. Bu konuya bir an önce çare bulmaları gerekir. Bir birey olarak evlatlarımızı okula gönderirken, geldi mi gelmedi mi paniğine kapılmamalıyız, çünkü biz Diyarbakır gibi güzel bir şehirde yaşıyoruz. Diyarbakır'ın adını kötüye çıkarmaya çalışıyorlar" ifadelerini kullandı. (Hüseyin Yalçın/Yakup Moğulgani - İLKHA)