VESVESE
Fısıltı ve hışırtı gibi gizli ses, fiskos manalarına gelir. Kalpte meydana gelen şüphe, tereddüt, vehim, kuruntu, iç üzüntüsü, nefis ve şeytanın meydana getirdiği iç karışıklığı anlamları da bu kavram için kullanılır. Zıddı; tereddütsüz, kararlı, emin ve azimli olmak demektir.
Vesvese kelimesi Kur’an’da dört yerde geçmektedir. Şeytanın cennette bulunan Hz. Âdem (AS) ve Havva validemize nasıl vesvesede bulunduğu şöyle haber verilmiştir.
Şeytan, kendilerinden ‘örtülüp gizlenen çirkin yerlerini’ açığa çıkarmak için onlara vesvese verdi ve dedi ki: “Rabbinizin size bu ağacı yasaklaması, yalnızca, sizin iki melek olmamanız veya ebedi yaşayanlardan kılınmamanız içindir.” (Araf / 20)
Bu ayette geçen vesvese kelimesi, fısıldama şeklinde anlaşılmakta ve tercüme edilmektedir
.
Bir de şeytanın Cennete nasıl girdiği ve Âdem (AS) ile Havva validemize nasıl vesvesede bulunduğu hususunda, âlimlerin farklı yorumları vardır. Bu hususta çeşitli görüşler ileri sürülmüştür.
Kur’an’ın başka bir yerinde, Taha Suresi’nin 120. ayetinde de şeytanın Hz. Âdem ve Havva validemize yaptığı bu vesvese dile getirilmiştir.
“Andolsun insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne vesvese verdiğini (fısıldadığını) biliriz. (Çünkü) biz ona şah damarından daha yakınız” (Kaf /16)
Bu ayette de Yüce Allah’ın kudretine işaret buyurulmaktadır. O, insanı yaratan, yoktan var edendir. İnsanların gizli ve açık her şeylerinden haberdardır. İnsanın kalbinden geçirdiği vesvese ve düşüncelerin tamamına vakıftır.
Peygamber Efendimiz bu ayetin tefsiri mahiyetinde açıklamada bulunurken; “Şüphesiz Yüce Allah, ümmetimden olan kişilerin kalbinden geçirdikleri şeyleri, söylemedikleri ve işlemedikleri takdirde affeder; günah olarak saymaz” diye buyurmuştur. (Buhari)