• DOLAR 34.447
  • EURO 36.303
  • ALTIN 2837.002
  • ...
İskenderun`da muhbirleştirme faaliyetleri
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
HATAY- Muhbirleştirme faaliyetlerine ara vermeden devam eden Ergenekonvari yapılar, İslami STK üyelerinin peşini bırakmıyor. Hatay`ın İskenderun ilçesine faaliyet yürüten İlim Kültür Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği`nin (İlim-Der) bazı üye ve gönüllüleri, tehdit ve şantajlarla muhbirleştirmeye çalışıldığı ortaya çıktı.

İlim Der`e yeni gitmeye başlayan M.A, yaşadıklarını İlke Haber Ajansı`na anlattı. Özel bir fabrikada elektrik işleriyle uğraşan M.A,, "6 ay önce beni arayan bir polis, başımın belada olduğunu söyledi. Bana bir numara verip onlarla iletişime geçmemi istedi.

Onları telefonla aradım ancak onlar benimle yüz yüze görüşmek istedi. Dörtyol İstasyon Meydanı`nda bir arabanın içinde görüştük. Bana başımın belada olduğunu söylediler. Başım niçin belada diye sorunca, bana 15 yıllık arkadaşım olan Emre Peköz`ün Hizbullah`a üyelik yaptığını ve bundan benimde zarar göreceğimi söylediler. Ve `biz seni korumak istiyoruz, sana zarar gelmesini istemiyoruz` diyerek bana yardım etmek istediklerini göstermeye çalıştılar. Bana gittiğim sohbetlerde ne anlatıldığını, namazı kimin kıldırdığını, cemaate kimin liderlik yaptığını öğrenmemi istediler. Resmen benden muhbirlik yapmamı istediler." dedi.

Muhbirliğe resmiyet kazandırmaya çalıştılar
Polis memurlarının kendisinden bazı evraklar istediğini belirten M.A, "Benden iki fotoğraf ve bir kimlik fotokopisi istediler. Bu evrakları benden niçin istiyorsunuz ne diye sorduğumda,`Senin de içinde bulunduğun bir anda cemaate herhangi bir operasyon olursa, bu evraklar senin bizden olduğunu gösterecek. Bu şekilde seni devletin güvencesi altına alındığını söylediler." dedi.

6 aydır takip ediliyorum
6 aydır takip altında olduğunu ifade eden M.A, sözlerine şöyle devam etti, "6 aydır çok tedirginim, devamlı takip ediliyorum. Nitekim bir gün Camii çıkışı benimle görüşen polislerin beni izlediklerini fark ettim. Çok rahatsız oldum, artık huzurlu bir namaz dahi kılamaz oldum. Her zaman düşünceli ve dalgınım. Sürekli tedirgin olduğum için psikolojim bozuldu.

Buradan yetkililere sesleniyorum, namaz kılmak, Kur`an okumak, sohbetlere katılmak, ibadetlerini yerine getirmek suç değildir. Ben artık bu baskılardan kurtulmak istiyorum. Bunun için her türlü yasal yollara başvurup hakkımı savunacağım." (İLKHA)
 
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir