Doğruhaber - Mesut Tunce

Siyasetin puslu ve karanlık vadisinde gün geçmiyor ki, skandal bir açıklama daha yapılmış olmasın.

Geçtiğimiz günlerde HÜDA PAR'ı diline dolayarak büyük tepki çeken DEM Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları'nın kurucusu olduğu marjinal sol parti SYKP, yerel seçimlerde İstanbul'da AK Parti-MHP bloğunu zayıflatmak bahanesiyle DEM'e değil de CHP'ye oy vereceğini deklare eden bir açıklama yaptı.

Açıklamadaki tüm savını "Faşist bloğu" zayıflatmak üzerine kuran SYKP yönetimi, yaptığı açıklamada: "31 Mart seçimlerinin öncesinde ve sonrasında üçüncü kutup yaklaşımı adı altında faşizmin kurumsallaşması tehdidini görmeyen, iktidar blokunu ve ana muhalefeti eşitleyen "eşit mesafecilik" pozisyonu kabul edilemez"  diyerek aslında CHP'yi zayıflatacak adımları da eleştirmiş oldu. 

Baştan sona imla hataları ve cümle bozukluklarıyla dolu açıklama, dar kafalılık ve vizyonsuzluğun da bariz bir ifadesi adeta.

Milyonlarca Kürd'ün oyuyla oyuncak gibi oynayan DEM, Kürd oylarını, Kürtlerin en büyük düşmanı olan CHP'ye peşkeş çektiğini bir kez daha gözler önüne sermiş oldu.

Bunu daha iyi anlamak için öncelikle DEM Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları'nın kim olduğuna bir bakalım isterseniz.

Tülay Hatimoğulları, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisinin (SYKP) 2013 yılındaki kuruluş çalışmalarına katıldı. Bu partinin merkez yönetim kurulu üyeliğini yaptı ve 2016-2018 yılları arasında SYKP’nin eş genel başkanlığını yürüttü. Toplam oyu 1000'e bile ulaşmayan bu marjinal örgüt, aşırı sol (Komünist) söylemleriyle geniş çevreler tarafından sert tepkiyle karşılandı. 2018 yılında sürpriz bir şekilde HDP'ye geçiş yapan Hatimoğulları, Önce bu partiden Adana milletvekilliğine, ardından da HDP eş genel başkanlığına getirildi.

HDP (DEM Parti)'nin bileşenlerinden biri olduğu bilinen SYKP, DEM ile CHP arasında kurulan kirli ittifakın halk nezdinde aşikar edilmesindeki ilk adımı atmış oldu.

Peki SYKP'nin bu açıklaması neden önemlidir?

Özü itibariyle halktan kopuk marjinal bir örgütlenme olan bu yapının herhangi bir açıklamasının, haddi zatında gündemimizi meşgul etmeye değecek bir ehemmiyeti yoktur aslında. Ancak Kürd oylarına talip olan DEM'in, Kürd oylarıyla nasıl da oyuncak gibi oynadığını, bu oyların, Kürtlere yapılan büyük katliamların baş mimarı olan bir partiye (CHP'ye) nasıl da peşkeş çekildiğini göstermesi açısından oldukça önemlidir.

Kulislerde gerek İstanbul gerekse de diğer büyükşehirlerde DEM'in gösterdiği adayların "şakacıktan" gösterildiği aslında CHP'nin adaylarına destek verecekleri söylentisinin konuşulduğu bir dönemde DEM'in  Eş Genel Başkanının partisi net bir şekilde "bu seçimlerde oyumuz başkanımızın partisine" diyemeyip "faşist bloğu yıkma" teranesi ile CHP'ye vereceklerini ilan ediyorsa bu söylentiler çokta boşuna değilmiş demek oluyor. 

Şimdi DEM Eş Genel Başkanı'na şunu sormamız gayet yerinde olmayacak mıdır?

• Eğer SYKP'nin bu açıklaması sizin emrinizle olmuşsa, bu açıklamayı neden ana gövde olan DEM aracılığıyla değil de tamamen marjinal olan bir yan örgütle yapıyorsunuz. Bu, aldığınız kararı kendi halkınıza ve tabanınıza açıklamaktan korktuğunuz anlamına gelmez mi?
• Yok eğer bu açıklama sizden habersiz ve izinsiz yapılmışsa; Siz daha kurucusu olduğunuz kendi partinize bile söz geçiremiyorken, Tehdit edercesine Kürt halkından oy isteme cüretini nereden buluyorsunuz?

DEM'in üst yöneticilerinin 3-5 makam daha kapmak için tabanın oylarını çarçur etmesine, hem de bunu Kürtlere yapılan zulmün en tepesindeki bir parti aracılığıyla yapmasına, Kürt halkı daha ne zamana kadar müsamaha gösterecektir bilinmez.

Bu hamurun maya tutmayacağını anlamak için siyaset uzmanı olmaya gerek yoktur. Kürt halkı uyanmaya ve kendi oyu üzerinden çevrilen dalaverelere bundan gayrı papuç bırakmayacağını göstermeye başlamıştır.

HÜDA PAR'ın her gün biraz daha parlayan ışığı karşısında körleşen ve gittiği yönü şaşıran bu cenahın, son dönemlerde HÜDA PAR'ı iftiraların odağı haline getirmesindeki ana etkenlerden biri de bu olsa gerek.

HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu'nun geçtiğimiz hafta yaptığı açıklaması da bu anlamda manidardır:

"“Birilerinin Kürt halkına siyaset olarak gösterdiği şey Türk soluna hizmetten başka bir şey değildir. Kürtleri birbirine düşmanlaştıran siyaset fayda getirmez. Marjinal Türk soluna hizmet edenlere Kürt gençlerini yedirmeyiz.“