Sezaryen doğum sonrası hasta nelerle karşılaşabilir?
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Operatör Doktor Ebru Füsun, son yıllardaki sezaryen oranlarındaki artışın nedenlerini, bu yöntemin hangi durumlarda kullanılması gerektiği ve teknikleri ile ilgili bilgi verdi.
BURSA- Acıbadem Bursa Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Işıksezaryen doğum ile ilgili merak edilen soruları yanıtladı.
Özellikle son yıllarda sezaryen ile doğum yapılmasındaki artışın nedenleri nelerdir?
Kadınların kariyer yapma tercihleri gebelik yaşının ilerlemesine neden oldu. Geç doğumlarla birlikte sezaryen oranlarında da artış yaşandı. Ayrıca, teknolojik gelişmelerle birlikte artık bebek daha yakından takip edilebiliyor. Bu sayede normal doğum sırasında oluşabilecek herhangi bir sorun halinde de normal doğum sezaryenle sonlandırılıyor. Bebek ve anne üzerindeki riskleri nedeniyle vakum ve forseps gibi normal doğumda yardımcı tekniklerin kullanım sıklığında azalma olması da normal doğum sırasında son evrede sezeryana dönülmesi sıklığını artıran bir etken oldu. Normal doğum sırasında bebeğin oksijensiz kalma riski buna bağlı beyin hasarı olasılığı sezaryen ile doğuma oranla daha yüksek olduğundan hastaların bir kısmı riski azaltmak için sezaryen ile doğumu tercih edebiliyorlar.
Sezaryenle doğum sırasında gelişebilecek sorunlar nelerdir?
Görülebilecek sorunların sıklığı, sezaryenin aciliyeti, yapıldığı ortamdan ve koşullardan etkilenmektedir. Acil sezaryenler sırasında uygun olmayan hijyenik bir ortamda yetersiz çalışmayan aletlerle yapılan işlem sırasında ve sonrasında problem yaşama olasılığı daha fazladır. Sezaryen olan hastada görülebilen komplikasyonların çoğu normal doğum sırasında görülebilenler ile aynıdır.
Sezaryenle doğum sonrasında yaşanan komplikasyonlar nelerdir?
Sezaryen sonrası endometrit (rahim içi döşemenin iltihaplanması) ortalama %35-40 sıklığında rastlanmaktadır. En az sıklıkla planlı ilk sezaryenden sonra, en sık olarak da uzun süre doğum eyleminde kalıp, suyu geldikten sonra doğuma kadar geçen sürenin uzadığı ve doğumun sonunda sezaryen ile gerçekleştiği durumlarda görülüyor. Sezaryen tek doz önleyici antibiyotik uygulanması ile enfeksiyon oranı %5'e kadar düşürülüyor.
Sonda takılmasına bağlı olarak idrar yollarında enfeksiyon bir diğer komplikasyondur. Sezaryen sonrası hastaların çoğu sindirim sistemi ile ilgili bir problem yaşamazlar. Ancak anestezi sırasında ve sezaryen sonrası ağrı kontrolü için kullanılan ağrı kesiciler barsak fonksiyonlarını etkileyebiliyor. Buna bağlı ameliyattan sonraki ilk 24 saat içinde bulantı ve karında gerginlik olabiliyor. Ancak ender olarak barsak fonksiyonlarının düzene girmesi gecikebiliyor. Buna bağlı hastanın kusmaları devam ediyor, gaz çıkartamıyor. Böyle bir durumda tedavisinde de ağızdan sıvı veya katı alımını geçici bir süre durdurmak, bu süre içerisinde damar yolundan serum takviyesi yapmak yeterli oluyor.
Sezaryen sonrasında yara yerine bağlı olarak enfeksiyon gelişme riski nedir?
Sezaryen sonrası dikiş yeri enfeksiyonlarının sıklığı hasta grubuna bağlı olarak %2,5 ila %16,1 arasında değişiyor. Yara iyileşmesini zorlaştıran başlıca tıbbi etmenler, diyabet, obezite ve beslenme yetersizliğidir. Bunların dışında ameliyat yerinin temizliği, hazırlanması, cerrahi süre, uygulanan teknik gibi birçok etmen yaranın iyileşmesini zorlaştırabiliyor.
Enfeksiyon geliştiğini gösteren belirtiler nelerdir ve tedaviyle ilgili yaklaşım nasıldır?
Dikiş yerinde hassasiyet, ısı artışı, kızarıklık, ödem, akıntı ve hastada ateş gibi belirtiler ile yara yeri enfeksiyonu tanısı koyulur. Hemen akabinde ise antibiyotik tedavisine başlanarak iltihabın yaradan akması sağlanır.
Sezaryen sonrası hasta nasıl hareket etmeli?
Sezaryen sonrası hastanın ağrısının etkin bir şekilde kontrol altına alınması hem hastanın konforu, hem bebeğin gereken ilgili ve bakımı sağlaması, hem de erken evrede ayağa kaldırılması açısından önemlidir. Genelde ameliyattan sonra ilk 8 ile 12 saat içinde hastanın yataktan kaldırılması akciğerlerin havalanmasına, damar tıkanıklığının önlenmesine, mesane ve barsak fonksiyonlarının düzene girmesine yardımcı olur. Sezaryen sonrası hastalar ilk gün genelde rahatça dolanır, ikinci gün ise duş alabilirler. Yine işlemden sonra ilk 6 saatten sonra ağızdan önce sıvı sonra katı gıda alımına başlanabilir. Hastanın ağızdan gıda alımına başlandıktan sonra damar yolundan serum verilmesi kesilir. Enfeksiyon riskini en aza indirmek için sezaryen sonrasını tercihen ilk 12 saat içinde sonda çekilir. Sezeryan yerindeki pansuman ameliyattan 24 saat sonra açılır ve başka pansuman gerektirmez.
S
ezaryen sonrası normal doğum yapılabilir mi? Sezaryenle doğum yapan bir kadın daha sonraki doğumlarını da bu yöntemle mi yapması gerekiyor?
Eskiden bir kere sezaryen yapıldı mı daima sezaryen yapılacak diye düşünülürdü. Artık bu görüş değişti. Kadında normal doğum yapmasını engelleyecek bir sorun yoksa, önceki sezaryen indikasyonu kalıcı değilse sonraki doğumda vaginal doğum denenmelidir.
Sezaryen 20 haftadan bebeğin karın yoluyla rahim duvarına yapılan kesi ile doğurtulması olarak tanımlanıyor. Tarihte sezaryene ait ilk kayıtlara M.Ö 2 bin yılında Sümerler'e ait belgelerde rastlanıyor. Bir efsaneye göre de Julius Caesar da sezaryen ile doğduğunda prosedürde işlemin ismi "Caesarean" olarak geçmiş.
Günümüzde, önerilen bir yöntem olmamakla birlikte, kadınların kariyer yapmaları, geç evlilikler ve ileri yaş gebelikleri dolayısıyla sezaryen sayısının belirgin oranda arttığı görülüyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün önerdiği sezaryen oranı %15-20 olmakla birlikte, Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye'de sezaryen ile doğum oranı yaklaşık %40 civarında gerçekleşiyor.(Zeki Aras-İLKHA)