ABD’nin yeni ticaret politikalarının gıda sektörü üzerindeki etkisine dair küresel endişeler artıyor. Değişken bir ekonomik ortam ve küresel tedarik zincirlerindeki zorluklar içinde, çeşitli ürünler ile tarımsal hammaddelere uygulanan gümrük vergileri, yerel üretim maliyetlerini artırma tehdidi taşıyor ve bu durum hızla tüketici fiyatlarına yansıyor.
Bu etkinin yalnızca ABD piyasasıyla sınırlı kalması beklenmiyor. Küresel gıda güvenliği, ithalat ve ihracattan oluşan birbirine bağlı bir ağ üzerine kurulmuş durumda. Dolayısıyla, tarım ürünleri için dünyanın en büyük pazarında yaşanacak herhangi bir aksama, özellikle ithalata büyük ölçüde bağımlı ülkelerde gıda fiyatlarını etkileyecek.
Bu durum, dünyadaki ülkeleri –özellikle yoksul ve gelişmekte olanları– artan enflasyon baskıları ve fiyat dalgalanmaları karşısında zorlayıcı bir tabloyla karşı karşıya bırakıyor. Yapısal sonuçlara dair kaygılar büyüyor; bunlar, küresel gıda ticareti haritasını yeniden çizebilecek ve tüketicilere her yerde ek maliyetler yükleyebilecek gelişmeler olarak görülüyor.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Cuma günü yaptığı açıklamada, küresel temel gıda fiyatlarının Temmuz ayında, et ve bitkisel yağ fiyatlarındaki artışın etkisiyle, son iki yılı aşkın sürenin en yüksek seviyesine çıktığını bildirdi.
Küresel olarak ticareti yapılan temel gıda maddelerinden oluşan bir sepetin aylık fiyat değişimlerini izleyen FAO Gıda Fiyat Endeksi, Temmuz 2025’te ortalama 130,1 puan olarak gerçekleşti. Bu, Haziran ayına göre %1,6’lık bir artış anlamına geliyor. Bu seviye, Şubat 2023’ten bu yana görülen en yüksek değer olurken, endeks hâlâ Mart 2022’de, Rusya-Ukrayna krizinin hemen ardından kaydedilen zirvenin %18,8 altında bulunuyor.
FAO, Temmuz ayında et ve bitkisel yağ fiyatlarındaki yükselişin, tahıl, süt ürünleri ve şeker fiyatlarındaki düşüşü dengelediğini belirtti.





