Güncel

Dünyanın en kurak yerine deniz suyu pompalandı

Kuzey Şili’nin kum tepelerinden And Dağları’na dek uzanan devasa boru hatları, deniz suyunu 3.000 metreyi aşan yüksekliklere taşıyarak dünyadaki en büyük bakır üreticisi Escondida madeni için kullanıyor.

Abone Ol

Madeni işleten şirketler, yerel rezervlere yüklenmemek adına doğrudan denizden su çekerken bölge su kaynaklarının korunabileceğini iddia ediyor. Ancak yerli Lickanantay de Peine topluluğu lideri Sergio Cubillos, bu iddiaları reddediyor. Ona göre yoğun lityum ve bakır madenciliği, boru hatlarından bağımsız olarak bölgenin kıt su kaynaklarını hızla tüketiyor.

Şili, son 15 yıldır süren mega kuraklıktan mustarip durumda. Cubillos ve aktivistler, deniz suyu arıtımının bu hassas ekosistemi ve yerel geçim kaynaklarını onaramayacağını savunuyor.

Yeraltı su seviyesi düştükçe, ekosistemin yaşamsal unsurları —kaynaklar, sulak alanlar, yeryüzü suları— tehlikeye giriyor. Cubillos, “Birçok sulak alan tamamen kurudu, bitki örtüsü ciddi şekilde azaldı” diyor. Peine topluluğu, tuz gölü içinde kurulu olması nedeniyle iklim değişimine çok duyarlı. Cubillos’nun aktardığına göre madencilik, iklim krizinin etkilerini derinleştirerek yeraltı su rezervlerini tüketti. “Madencilik faaliyetleri dolayısiyle otlatma amaçlı hayvancılık yapılabilir olmaktan çıktı.”

Yüzyılın en uzun ve yaygın kuraklığı statüsündeki bu mega kuraklık, Şili’nin su kaynaklarını, tarımını ve ekosistemlerini ciddi şekilde etkiledi. Hatta madencilik faaliyetleri bile zaman zaman su kıtlığı nedeniyle durma noktasına geldi.

Aralık ayında Escondida’nın büyük hissedarı BHP (Avustralya), ABD merkezli Albemarle ve Şili’li Zaldívar’a, Monturaqui–Negrillar–Tilopozo akiferini tükettikleri ve çevreye zarar verdikleri gerekçesiyle toplam 47 milyon dolar (~34,5 milyon £) para cezası kesildi. Mahkeme “Bu üç şirketin faaliyetleri Peine'nin yerli topluluğunu olumsuz etkiliyor, yaşam sistemlerini değiştiriyor” dedi. Ayrıca yasaya göre izin verilen su çekim sınırlarını aşarak su tablasını 25 cm çökerttikleri belirtildi. Tuz gölü ekosistemi için bunun sürdürülemez olduğu vurgulandı.

Şili Su Otoritesi, Escondida’nın su çekimi hakkında 2018’de de alarm vermişti. 2022’de şirket, 8,4 milyon dolarlık cezanın iptali için itiraz etti ancak talep reddedildi.

Bu çevre mahkemesi kararı, yerli topluluk, Şili devleti ve şirketler arasında yapılan müzakereler sonrası kabul edildi. Ceza gelirleri ekolojik restorasyon çalışmaları için ayrıldı; bazı durumlarda deniz suyu arıtımına yatırım da planlanıyor.

Şili madencilik sektörü, kullanılan suyun yaklaşık %30’unu deniz beslemeli sistemlerden (arıtılmış veya ham) sağlıyor. BHP son yıllarda deniz suyu arıtım altyapısına 4 milyar dolar (~2,94 milyar £) yatırım yaptı. Bunun sonucu olarak 2019’dan itibaren Peine sulak alanından su çekimini durdurdu.

Coquimbo kıyısındaki Coloso kentindeki bu tesisi, Şili’nin en büyük deniz suyu arıtma tesisi olarak biliniyor. BHP, ilk tesisini 2006’da açarak sektörde öncülük yaptığını belirtiyor. Albemarle da rezervuar suyu kullanmadığını, arıtılmış deniz suyunun ekolojik iyileştirmede kullanılabileceğini beyan etti ancak bu husus mahkeme kararına dahil edilmemiş durumda. Cubillos, “Şirketlerin yeraltı su rezervlerini sömürmeyi bırakması olumlu,” diyor, “ancak arıtılmış su topraklarımıza ulaşmıyor.”

Ayrıca söz konusu üç şirket, Şili’deki bakır üretiminin yarısını ve lityum üretiminin üçte birini sağlıyor.

Madencilik, Şili’yi GSYH’sının beşte biri seviyesinde destekliyor. Bakır ve lityum, küresel yeşil teknoloji geçişi için kritik hammadde. Şili, bakırın %13’ünü, lityum karbonat ve rafine lityumun %80’ini AB’ye ihrac ediyor. Bu durum, madenlere olan su talebini artırıyor. Su tahmini 2034’e kadar %20 artacak.

Fakat denizden sağlanan suya rağmen madenlerin tatlı suya olan bağımlılığı sürüyor. Kuzey bölgesinde yeraltı suyu kullanımı %50 seviyelerinde.