Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo ile heyetler arası görüşmenin ardından davetlilere hitap etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar;
"(Papa 14. Leo ile) Türkiye'den verilecek mesajların Türk-İslam dünyasına,Hristiyan coğrafyasına ulaşacağına,dünyada barış umutlarını artıracağına inanıyorum"
"(Papa 14. Leo'nun ziyareti) Ziyaret bölgesel ve küresel olaylar bağlamında son derece kritik bir zamana tekabül ediyor"
"Son günlerde Rusya-Ukrayna Savaşı'nı sonlandırmaya dönük hareketliliği yakından takip ediyor, gerekli desteği ve katkıyı sunmaya çalışıyoruz"
"(Rusya-Ukrayna savaşı) Saygıdeğer misafirimizin barış ve diyalog yönündeki çağrıları da diplomatik sürecin başarısı bakımından son derece kıymetlidir"
"Çevremizdeki çatışma, kriz, zulümler karşısında sorumluluk alıyor, kolayı olanı değil, zor olanı seçerek barış, adalet için elimizi taşın altına koyuyoruz"
"Kudüs-ü Şerif'teki tarihi statükonun korunması çok önemli"
"Tahammülsüzlük çatışmayı, çatışma da ayrışmayı, nefreti besler. Batı'da giderek tırmanan İslam düşmanlığı, yabancı karşıtlığı bu kısır döngünün tezahürüdür"
"(Papa 14. Leo'nun ziyareti) Bu ziyareti ortak zeminimizi güçlendiren çok önemli bir adım olarak değerlendiriyorum"
''Kültürel, dini, etnik farklılıkları bir ayrışma unsuru olarak değil, tam tersine bir zenginlik kaynağı olarak addediyoruz. Her bir insanımız dili, dini, mezhebi, etnik kökeni ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti'nin birinci sınıf vatandaşıdır. Tek bir insanımızın dahi ayrımcılığa maruz kalmasına müsaade etmeyiz.''
''Medeniyetler çatışmasının kışkırtıldığı bir dönemde Türkiye ve İspanya olarak ilk adımını attığımız, Birleşmiş Milletler çatısı altında ilerleyen Medeniyetler İttifakı Girişimi bu hassasiyetimizin en somut örneğidir.''
''Milli gelire oranla dünyada en fazla insani yardım yapan ülkelerden biriyiz. 13,5 yıl boyunca 3,6 milyonu aşkın Suriyeli kardeşimize ev sahipliği yaptık. Suriye'de olduğu gibi Ukrayna'da da savaştan kaçan mültecilere, bilhassa savaş mağduru çocuklara kapımızı açtık. Karadeniz tahıl girişiminden esir ve cenaze takaslarına, tarafları ortak bir zeminde buluşturan pek çok adım attık. Son günlerde Rusya-Ukrayna Savaşı'nı sonlandırmaya dönük hareketliliği yakından takip ediyor, gerekli desteği ve katkıyı sunmaya çalışıyoruz. Saygıdeğer misafirimizin barış ve diyalog yönündeki çağrıları da diplomatik sürecin başarısı bakımından son derece kıymetlidir.''
''Bölgemizdeki kalıcı barış ikliminin kalbinde Filistin meselesi vardır. Çoğu çocuk ve kadın 70 binden fazla Gazzeli’nin katledildiği, iki yılı aşkın süren saldırılarda bu acı hakikate bir kez daha şahit olduk. israil hükümeti aralarında kiliselerin, camilerin, hastanelerin, okulların da olduğu sivil yerleşim yerlerini aylardır bombalıyor. israilin vurduğu ibadethanelerden biri de Gazze'deki tek Katolik Kilisesi olan Kutsal Aile Kilisesiydi. Kendilerine bu vesileyle tekrar geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Saygıdeğer misafirimiz ve seleflerinin özellikle Filistin meselesine yönelik dirayetli duruşlarını daima takdirle karşıladığımızın bilinmesini isterim. İnsanlık ailesi olarak Filistin halkına en büyük borcumuz adalettir. Bu borcu ödemenin yolu ise 1967 sınırları temelinde iki devletli çözüm vizyonunu bir an önce hayata geçirmektir.''
''Öncelikle Gazze'de varılan ateşkesin tahkim edilmesi, sivillerin güvenliğinin teminat altına alınması ve insani yardımların kesintisiz biçimde Gazze'ye ulaştırılması gerekiyor. Aynı şekilde Kudüs-ü Şerif'teki tarihi statükonun korunması çok önemlidir. Doğu Kudüs'ün tarihi kimliğine zarar verecek her türlü mütecaviz eyleme karşı birlikte hareket etmeyi sürdüreceğimize inanıyorum.''
''Şüphesiz ortak yanlarımız, benzer yanlarımız; karşıtlıkların ve ayrımların fersah fersah ötesindedir. Hangi inançtan olursak olalım, hepimiz büyük insanlık ailesinin üyeleriyiz. Üzerinde yaşadığımız dünya, biz, Allah'ın kulları için bir imtihan vesilesi olmasının yanı sıra gelecek nesillerin de bize emanetidir. Bu emanete layıkıyla sahip çıkıp bizden sonraki kuşaklara teslim etmek gibi bir sorumluluğumuz bulunuyor. Peygamber Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm- “İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez” buyuruyor. Merhamet üzerinde her zamankinden daha fazla durmamız gereken bir sürecin içindeyiz. Çevremize, diğer insanlara ve dünyaya merhamet nazarıyla baktığımız ölçüde huzura, güvenliğe, barışa doğru yol alabileceğimize inanıyorum. Bu ziyareti ortak zeminimizi güçlendiren çok önemli bir adım olarak değerlendiriyorum.''



