Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

"Uçağımızın düştüğü bilgisini derin bir üzüntüyle öğrendik"

Bugün Azerbaycan'dan ülkemize gelmekte olan C-130 tipi askeri uçağımızın Gürcistan-Azerbaycan sınırında düştüğü bilgisini derin bir üzüntüyle öğrendik. Enkaza ulaşma çalışmalarıyla ilgili ülke makamlarıyla koordineli biçimde çalışmalarımız devam ediyor. İnşallah bu kazadan en az bir badireyle çıkarız. Rabbim şehitlerimize rahmet eylesin. Dualarımızla inşallah onların yanında olacağız.

"İstanbul'da yaktığımız meşaleyi tüm Türkiye'ye taşıdık"

İşte bu zengin mirasın ve müktesebatın rehberliğinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığımızdan itibaren şehirlerimizi sadece inşa değil, daha önemlisi ihya etmek için canla başla çalıştık. Çöp dağlarının cephanelik gibi patladığı bir şehri görev süremiz boyunca tüm Türkiye'de örnek gösterilen bir konuma getirdik. 4,5 yıl gibi kısa sürede musluklardan temiz su akmaya başladı. Kokudan yanına yaklaşılmayan İstanbul Boğazı'nın incisi Haliç temizlendi. Çöp dağları kaldırıldı. İstanbul yeniden rahat bir nefes aldı. İnsanı merkeze alan, hizmet ve eser odaklı yerel yönetim vizyonuyla İstanbul'da yaktığımız bu meşaleyi son 23 senede tüm Türkiye'ye taşıdık.

"Vatandaşlarımızın hayat kalitesini yükselttik"

Bir defa şunun bilinmesinde fayda görüyorum; Hem İstanbul'da emaneti yüklendiğimizde hem de 2002 Kasım'ında tüm Türkiye için kolları sıvadığımızda karşımızda 10 yılların birikmiş sorunları vardı. Bunların en başında da 1950'lerin başlayıp 1970 ve 1980'lerde zirveye çıkan düzensiz göç, çarpık kentleşme, gecekondulaşma ve hazine arazilerinin işgali gibi kronikleşmiş sorunlar bulunuyordu. Bunları görmezden gelmek yerine üzerlerine kararlılıkla gittik. Altyapı sorunlarını önemli ölçüde çözdük. Kentsel dönüşüm ve konut seferberliğiyle dirençli kentleşme konusunda tarihi adımlar attık. Karşılaştığımız tüm engellere rağmen 2 milyonun üzerinde bağımsız birimi dönüştürmeyi başardık. TOKİ vasıtasıyla 1 milyon 750 bin konut ürettik. TOKİ projeleri sayesinde insanımız sadece ev sahibi değil, aynı zamanda iş sahibi oldu. Bu projelerde istihdam edildi. Eser ve hizmet siyasetinde vatandaşlarımızın hayat kalitesini yükselttik.

Bunu özellikle şunun için ifade ediyorum; Biz bu adımları atarken kentsel tasarım, kentsel estetik veya kentsel dönüşüm gibi kavramlar kimsenin gündeminde değildi. Zira o yıllarda başta İstanbul ve Ankara olmak üzere Türkiye'nin şehirleri henüz en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyordu. Yolların çukurlarla dolu olduğu, temiz suyun evlere ulaşmadığı, bugünkü gibi şehirlerin adeta kaderine terk edildiği günlerden bahsediyorum.

"Sabıkalı belediyecilik anlayışı ne yazık ki yeniden hortladı"

Biz imar mantığından tasarım disiplinine geçmekten bahsederken ana muhalefet partisi mevcut kazanımları bile koruyamıyor. Bizim 30 sene önce tarihe gömdüğümüz sabıkalı belediyecilik anlayışı ne yazık ki yeniden hortladı. Toplanmayan çöpler, bozuk yollar, akmayan sular, elinde bidonla su bekleyen insanlar, muhalefet belediyelerinin tekrar rutini haline geldi. Eski Türkiye güzellemesi yapa yapa yönettikleri şehirleri 90'ların karanlık ve buhran dolu günlerine yeniden çevirdiler.

Gençler, atalarımız ne demiş? 'At binenin, kılıç kuşananın'. Biz bunlara aldırmayacak, bunların beceriksizliğinden medet ummayacak, milletin emanetine gözümüz gibi bakmaya devam edeceğiz. Şehirlerimizi bu iş bilmezlerin, bu tembellerin insafına terk etmeyeceğiz. Sorun çıkaran değil, çözüm üreten; yara açan değil, yara saran bir şehircilik anlayışıyla çalışmayı gece gündüz sürdüreceğiz.
Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum. Bu düşüncelerle zirvemizin ülkemiz, şehirlerimiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Programımızı teşrif eden tüm misafirlerimize tekrar teşekkür ediyorum. Emeği geçen kardeşlerimizi canıgönülden tebrik ediyorum.

Muhabir: HİLAL HİKMET YEŞİLBUDAK