Haber-Yorum

CHP’den yeni senaryo: “Baklavacı Ajanmış (!)”

CHP’li belediyelerin rüşvet ve yolsuzluk soruşturmaları devam ederken her gün farklı bir skandalları da ortaya çıkıyor. Ortaya çıkan skandallar ile birlikte de CHP’nin kendini savunma şekli de skandallara dönüşüyor.

Abone Ol

Manavgat belediyesinde baklava kutusunda ortaya çıkan rüşvet görüntülerinden sonra CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in yaptığı açıklama adeta bir politik tiyatro klasiği gibiydi: “O baklavacı var ya, bir ay boyunca eğitmişler. Elimizde 32 saatlik görüntü var. Dakika dakika planlamışlar!”

Özel, önce “yapmamıştır, iftira atıyorlar” dedi. Sonra “yapmışsa Allah belasını versin”e döndü. En sonunda da “onu ajanlaştırıp ona yaptırdılar” diyerek senaryoyu zirveye taşıdı.

Bu ne şimdi? Hollywood filmi mi çekiyoruz, yoksa CHP’nin kriz masasında yeni bir hikâye mi yazılıyor?

Neresinden tutsak elimizde kalıyor, çünkü CHP o kadar derin bir çukura düştü ki, çıkmak için hangi yalana sarılacağını şaşırdı. Her gün yeni bir ağız, her ağızda yeni bir palavra!

İşin ilginç yanı, CHP tabanının bu zikzaklara sorgusuz sualsiz kucak açması. Özgür Özel bir gün “iftira” der, taban da “yaa gördünüz mü iftiraymış” der. Ertesi gün Özel: “Hayır iftira değilmiş çünkü deliler çok net ama ajanmış” der, taban da “Tabi yaa. Meğer hepsini şu AKEPE yapmış” diye alkışlar.

Stratejist dedikleri bir avuç danışman, gece gündüz kafa patlatıyor olmalı: “Bu olmadı, hadi yeni bir senaryo yazalım!”

Ama ne yazarsanız yazın, aynı filmi tekrar tekrar oynatıp farklı son beklemek ahmaklıktan başka nedir ki?

CHP, her sıkıştığında aynı taktiği uyguluyor: Önce inkar, sonra lanetleme, en son da suçu başkasına atma. Ve tahmin edin, bu döngünün son durağı genelde neresi oluyor.

Tabi ki de İslami çevreler, tarikatlar, dergahlar…

Evet, yakında böyle bir hamle gelirse kimse şaşırmasın. Çünkü CHP’nin elinde başka malzeme kalmadı. Ne zaman artık çıkış yolunun kalmadığını, bu seçimi kesinlikle kaybedeceğini, ya da bu skandaldan sıyrılmasının imkansız olduğunu anlasa hemen kendisi gibi düşünmeyen diğer saldırır. 2000’in başlarında başlattıkları iftira kumpanyasından hala nemalanmaya çalışır.

Hep aynı numarayı yapıp farklı sonuç bekliyorlar. Einstein duysa mezarında ters döner!

Asıl mesele şu: CHP’nin bu “kumpas” iddiaları, aslında Kemalist çevrelerin klasik bir taktiği. Birilerine bir şeyler yaptır, sonra o şeyi kullanarak karşındakini suçla, aşağıla.

Misal, hatırlarsınız, bir üfürükçü hoca skandalı patlak vermişti. Kadınları taciz ettiği söylenen bu sözde hoca, meğer PKK’liymiş! Ama CHP ne yaptı? Olayı tarikatçılara ve muhafazakârlara mal etti. Yemedi tabii, çünkü gerçekler er ya da geç ortaya çıkar.

CHP’nin bu taktiği, sadece bir PR numarasından ibaret. Toplumu böl, bir grubu şeytanlaştır, sonra da “Bakın, işte bunlar böyle!” diye parmak salla. Ama bu numara artık bayatladı.

Bir başka örnek mi? Hepinizin mutlaka hatırlıyor olduğunu düşündüğüm, sözüm ona tarikat içi taciz davası. Kemalist bir psikiyatriste tedavi için giden bir kız, ne hikmetse bir anda annesini, babasını ve kocasını tacizci olarak suçlamaya başladı.

Sonuç? Kocası, annesi ve babası suçsuz yere cezaevinde. Kız ise mini etekli yeni hayatından boy boy pozlar vermekte. Kızcağızı bu hale getiren psikiyatristin telkinleri mi, yoksa başka bir kumpas mı döndü, tam olarak bilemiyoruz, ama ortada bir kumpas olduğu çok açık. Bu olay, Kemalist çevrelerin birilerini suçlayıp kendilerini aklamak için nasıl senaryolar yazdığının bir başka kanıtı.

İşte CHP kendi geçmişini kirleten bu kumpaslardan yola çıkarak, şimdiki rüşvet skandallarına çıkış kapısı arıyor.

Hani insan başkasın kendi gibi sanırmış ya. CHP de olsa olsa onlar da bizim yaptığımızı yapmışlardır diye düşünmüş olsa gerek.

Ne tesadüf, değil mi? Her skandalda aynı taktik: Suçla, karala, sıyrıl.

Özgür Özel’in “32 saatlik görüntü” palavrası da bu zincirin son halkası.

Onca görüntü ve delile rağmen bu inkar niye? Bu kumpas iddiaları, sadece kendi yolsuzluklarını örtbas etme çabası mı?

İnsanın yeter artık diyesi geliyor. Lafla peynir gemisi yürümez. Elinde gerçekten 32 saatlik görüntü varsa da bu filmi hemen vizyona koy ki, gişe rekorları kırıp kırmayacağını görelim.