Makale, “Marmara Ana Fay Hattı'nın İstanbul yönüne doğru doğuya doğru kademeli olarak kırılması” başlığını taşıyor.

Çalışmada, 23 Nisan 2025 tarihindeki 6.2 büyüklüğündeki Marmara depreminin kırılma özelliklerini ve son on yıllardaki bölgesel sismik aktivite modelini, yaklaşık 20 yılı kapsayan sismik katalog kullanılarak analiz edildi.

Makalenin giriş bölümünde, “Türkiye'nin kuzeybatısındaki Ana Marmara Fay Hattı (MMF), Avrupa'da en yüksek sismik riski oluşturmaktadır.” tespiti yapılırken, bu bölgede meydana gelen depremler için, “2025 yılında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem, MMF boyunca 60 yıldan fazla süredir yaşanan en büyük depremdi.” denildi.

Çalışmada, bölgede yaşanan 5 şiddetinden büyük depremlerin analizlerinin yapıldığı belirtilirken, “Doğuya doğru ilerleyen bir dizi 5'ten büyük deprem ve son 15 yılda MMF'nin doğuya doğru kademeli kısmi kırılmasını gösteriyoruz. Fayın sismik olarak aktif kısmı, sürünme ve geçiş segmentlerini içermekte olup, en son sismik aktivitenin bir kısmı, İstanbul'un güneyindeki muhtemelen kilitli Prens Adaları segmentinin yakınında yer almaktadır ve bu segmentin 7 büyüklüğünde bir deprem üretme potansiyeli bulunmaktadır. ” bulgusuna yer verildi.

Makalede, Kuzey Anadolu Fay Zonu için ciddi risk barındıran nitelikte olduğu, “NAFZ Türkiye'nin kuzeybatısındaki Marmara Denizi, daha geniş Avrupa'da sismik tehlike ve risk açısından en belirgin sıcak noktayı temsil etmektedir.” yorumuyla aktarıldı.

“Bu bölge, Anadolu levhasının Avrasya levhasına göre sağ yanal kayma hızı yıllık 17-29 mm olan, aktif bir transform levha sınırı olan Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun batı ucunu içermektedir Yaklaşık bin 200 km uzunluğundaki NAFZ'nin büyük bir kısmı, 20. yüzyılda batıya doğru ilerleyen 7 büyüklüğündeki depremler dizisiyle kırılmış ve burada Ana Marmara fayı (MMF) olarak adlandırılan Marmara Denizi segmenti büyük ölçüde kırılmamış kalmıştır.” tespitinin yer aldığı makalede, Kumburgaz bölgesine şöyle işaret edildi:

“2025 Marmara ve 2019 Silivri depremleri, son 60 yılda Marmara Denizi'nde meydana gelen en büyük depremlerdi. Bölge genelinde deprem tekrarlayıcılarının tespiti ve analizine dayanarak, her iki merkez üssünün konumu, MMF'nin sürünen Orta Havza kesiminden geçişsel Kumburgaz Havzası kesimine geçişi işaret etmektedir.”

Adalar bölgesinin batı ucunda, son depremler nedeniyle önemli statik gerilim değişimi yaşanmadığı, buna karşılık, Avcılar ve adaları segmentleri arasındaki fay zonu, son 15 yılda bol miktarda sismik aktivite yaşandığına dikkat çekilen bilimsel makalede, ayrıca şu bulgular paylaşıldı:

-Marmara Denizi bölgesindeki diğer küçük ve orta şiddetteki depremler, İstanbul'un hemen güneyindeki kilitli Prens Adaları bölümüne doğru doğuya doğru tercihli bir kırılma yayılımı sergilemiştir.

-Batıdaki sürünen fay bölümünün yüklemeye katkıda bulunabileceğini ve bir dizi orta büyüklükteki olayda ilerleyici stres transferine ve kısmi kırılmaya neden olabileceğini öne sürüyoruz. Önceki ana şoklardan gelen stres geçmişi , önceki kırılmaların kenarlarındaki kayma stresini artırır ve böylece on yıllık ölçekte doğuya doğru bir olay göçünü teşvik edebilir.

Makalede verilerin yorumlanması sonucunda, Kumburgaz ve adalar arasındaki Avcılar segmentinde kalan bölgeye dikkat çekildi ve bu bölgenin deprem potansiyeli için uyarı yapıldı. Makalede bu bulgu şöyle paylaşıldı:

“Son 10 yılda Ana Marmara Fayı'nda meydana gelen önceki deprem kırılmalarıyla birlikte, 6.2 büyüklüğündeki deprem dizisi, Kumburgaz ve kilitli Prens Adaları segmenti arasında, Avcılar segmentinde yalnızca 15-20 km uzunluğunda düşük sismik aktiviteye sahip bir bölge bırakmaktadır. 2019 yılında 5.8 büyüklüğündeki sismik dizisi de benzer şekilde sakin bir alanda başladığı için, sonuçlarımız bu sismik olarak sessiz segmentin bir sonraki orta ila büyük depremler için olası bir aday olduğunu göstermektedir.”

“Bu segment, gelecekte 6 büyüklüğünde bir depremi tetikleyecek kadar büyüktür ve bu da kilitli Prens Adaları segmenti üzerindeki statik gerilimi daha da artıracaktır. Prens Adaları segmentinin batı kenarı da sürekli olarak sismik olarak aktiftir.”

“Bu çalışma, kilitli Prens Adaları bölümünün batısındaki fay segmentinin ortaya çıkan kritik sismotektonik önemini vurgulamaktadır. Doğuya doğru devam eden kilit açma potansiyeli ve İstanbul fay kıvrımında Prens Adaları bölümüne doğru lokalize olan sürekli sismik aktivite göz önüne alındığında, fayın bu kısmı gelecekteki bir depremin kaynağına ev sahipliği yapabilir.

Kaynak: NTV