Kanada’da ağır suçlardan hüküm giymiş bir mahkûmun cezaevinde “cinsiyet geçişi talebi” etrafında yaşanan süreç, ülkenin cezaevi politikalarını yeniden gündeme taşıdı. Üç aylık bir bebeğe yönelik cinsel istismar ve üç yaşındaki bir çocuğun öldürülmesi suçlarından müebbet hapis cezası alan mahkûmun, hapiste “kendini kadın olarak hissettiğini” belirterek cinsiyet geçişi talebinde bulunduğu açıklandı.
Kanada yasaları gereğince, cezaevleri ''mahkûmun beyan ettiği cinsiyeti'' dikkate almak zorunda. Bu çerçevede mahkûmun göğüs ameliyatı masraflarının kamu tarafından karşılandığı, ardından da kadın cezaevine nakledildiği belirtildi.
Ancak nakil sonrasında koğuşta kalan bir kadın mahkûmun, aynı kişi tarafından taciz edildiğini bildirmesi ülkede tansiyonu yükseltti. İddialar doğrultusunda cezaevinde soruşturma açılırken, suçlu mahkûmun hâlâ kadın koğuşunda tutulduğu öğrenildi.
Bu durum, hem cinsiyet sapkınlığının hem de Kanada’nın “mahpusların cinsiyet kimliği beyanına göre yerleştirilmesini” öngören yasalarının eleştirilmesine yol açtı. Muhalif çevreler, ağır suçluların hiçbir güvenlik değerlendirmesi yapılmadan kadın cezaevlerine yerleştirilmesinin “kadın mahkûmların güvenliğini tehlikeye attığını” belirtiyor.
Reform talepleri arasında, “ağır suçlular için özel güvenlik değerlendirmesi”, “cinsiyet beyanı ile yerleştirme süreçlerinin değiştirilmesi” ve “kadın mahkûmların korunmasına yönelik ek düzenlemeler” öne çıkıyor.


