Haçlı ruhunun hortladığı Avrupa ülkelerinde İslam düşmanlığı artarak devam ediyor.

Her gün farklı ülkelerden gelen saldırı, yasak ve kısıtlamalar Müslüman düşmanlığını gözler önüne seriyor.

Avrupa’nın demokrasi, özgürlük ve insan hakları nutukları söz konusu Müslümanlar olunca helvadan puta dönüşüyor.

Kendi uydurdukları sözde evrensel değerlerin "Aksa Tufanı"yla ayaklar altına alınarak lağım çukuru olduğu ortaya çıkmasına rağmen, ikiyüzlü tavırları sürüyor.

İfade özgürlüğünü Hz. Peygamber’e yönelik saldırıda yere göğe sığdıramayan Avrupa ülkeleri, İslam düşmanlığını da devlet politikası haline getirerek resmileştiriyor.

Özgürlük diyenler cami görünce saldırganlaşıyor.

İnsan hakları diyerek süslü kelimelerin ardına saklananlar, başörtülü Müslüman kadın görünce bir anda hislerini kaybediyor… canavarlaşıyor...

Sakallı Müslümanlar fişlenerek her hareketi ve faaliyeti takip edilerek, kişi hak ve hürriyetinden yoksun bırakılıyor.

insanlığın ıslahı adına faaliyet gösteren Müslümanlar hedef alınarak sokak ortasında acımasızca katlediliyor.

Avrupa ülkelerinde Müslüman çocuklar okulda ayrımcılığa uğrarken, Müslüman kadınlar da başörtülü olduğu gerekçesiyle işlerinden oluyor.

Müslümanın kutsalı olan Kur’an-ı Kerim’e polis koruması altında saldırı yapılması ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilirken, camide yapılan ibadet terör faaliyetleri olarak nitelendiriliyor.

Özellikle düşmanlıklarını yaldızlı kelimeler kullanarak gizleyen batı liderleri başörtülü kadın görünce kinine hâkim olamıyor.

İslam’a düşmanlıkta başı çeken Fransa’da yine başörtü hedef alındı.

Fransa İçişleri Bakanı Bruno Retailleau, üniversitelerde başörtüsü yasağı istediğini söyledi.

İslam düşmanı Retailleau, konuk olduğu bir kanalda, üniversitelerde "başörtüsü yasağı" konusuna değindi.

"Üniversitelerde başörtüsü yasaklanmalı mı?" sorusuna Retailleau, "evet, ben bunu istiyorum çünkü klasik Müslüman inancına uymayan bir İslamcılığın olduğunu çok iyi görüyorum." şeklinde yanıt verdi.

Retailleau, "kendi bayrağını, kendisine has değerleri dayatmaya çalışan bir İslamcılık var. Bana göre bunlar örneğin, kadının statüsünün erkeğinkine göre daha aşağı konuma koyan değerler" değerlendirmesinde bulunarak, bu duruma karşı dikkatli olmak gerektiğini savundu.

Fransız bakan, bu söylediklerinin, Müslüman vatandaşlar tarafından üzerlerine alınmaması gerektiğini belirterek, "siyasal İslam, Müslümanların inancının çarpıtıyor." dedi.

Retailleau, "kahrolsun başörtüsü" şeklinde sarf ettiği, tepkilere neden olan cümlesiyle ilgili, "sözlerimin özünü inkâr etmiyorum." diye konuştu.

Evet, dedik ya; bu haçlı zihniyeti süslü ve yaldızlı kelimeler üzerinden İslam düşmanlığını gizlice körüklüyor.

Bir yandan kadın statüsünden dem vurularak, İslam’ın kadına değer vermediği şeklinde algı mühendisliği yapılıyor…

Öte taraftan siyasal İslamcılık üzerinden Müslümanlar hedef gösterilerek, İslam’a yönelik kin ve nefretin artması planlanıyor…

Avrupa ülkelerinde yaşanan tüm bu düşmanlıklara rağmen, İslam inancına rağbet dalga dalga yayılıyor.

Özellikle Gazze’deki direnişle beraber Batı’nın sahte değerlerini ve çifte standartlarını gören Avrupalılar, İslam’a koşuyor.

Her gün Müslüman olan binlerce Avrupalı, İslam’ın kusursuz ve eşsiz nizamı karşısında hayranlığını dile getirerek, huzur ve saadetin İslam’da olduğunu ifade ediyor.

Avrupa liderlerini derinden endişelendiren bu durum batı yönetimlerindeki kin ve öfkeyi artırsa da kaçınılmaz son kendilerini bekliyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ