Antarktika uzun zamandır uzak ve değişmeyen bir doğa parçası olarak görülüyordu. Artık değil. Buzlarla kaplı bu kıta ve çevresindeki Güney Okyanusu, ani ve endişe verici değişimlerden geçiyor. Deniz buzları hızla küçülüyor, buz rafları (yüzen buzullar) daha hızlı eriyor, kıtayı kaplayan dev buz tabakaları kritik eşiklere yaklaşıyor ve hayati okyanus akıntılarında yavaşlama işaretleri görülüyor.
Nature dergisinde yayımlanan yeni araştırmaya göre, bu ani değişimler şimdiden başlamış durumda ve gelecekte ciddi şekilde artması bekleniyor.
Şu anda Antarktika’da olanlar, yükselen deniz seviyelerinden iklim sistemindeki aşırı değişimlere kadar, gelecek nesilleri de etkileyecek.
Bilim insanları, beklenenden çok daha hızlı gerçekleşen iklimsel ya da çevresel kaymaları "ani değişim" olarak tanımlıyor.
Bu tür değişimler kendini besleyebilir: Örneğin, eriyen deniz buzları okyanusun daha fazla ısınmasına yol açar, bu da daha fazla buz erimesine neden olur. Bir kez tetiklendiğinde, insan ömrü ölçeğinde geri döndürülmesi çok zor veya imkânsız olabilir.
Antarktika’daki doğal sistemler birbirine sıkı sıkıya bağlı. Bir sistem bozulduğunda, diğerlerinde de zincirleme etkiler oluşuyor. 2014’ten bu yana Antarktika çevresindeki deniz buzları azalıyor. Şu anda, deniz buzlarının küçülme hızı Arktik bölgedekinin iki katı. Bu değişimler, geçmiş yüzyıllardaki doğal dalgalanmaların çok ötesinde.
Deniz buzu, Güneş ışığını yansıtan (albedo) bir yüzeye sahiptir. Buz azaldığında, daha karanlık olan okyanuslar daha fazla ısı emer. Bu durum yalnızca ekosistemleri değil, küresel ısı dağılımını da etkiler. Ayrıca daha az deniz buzu, buz raflarını dalgalara karşı savunmasız hale getiriyor.
Hayati okyanus akıntıları yavaşlıyor
Eriyen buzlar, Antarktika çevresindeki derin okyanus sirkülasyonunu da yavaşlatıyor. Bu sistem, Antarktik Devrilme Dolaşımı (Antarctic Overturning Circulation) olarak bilinir ve dünyanın iklim dengesinde kilit rol oynar.
Bu dolaşım sistemi, karbondioksit emilimini ve ısı dağılımını düzenler.
Kuzey Yarımküre’deki Atlantik Meridyonel Devrilme Dolaşımı (AMOC) yavaşlama riskiyle karşı karşıyayken, benzer bir tehdit şimdi Güney Okyanusu için de geçerli. Antarktika’daki değişiklikler, bu yavaşlamanın Kuzey Atlantik’tekinden iki kat hızlı gerçekleşebileceğini gösteriyor.
Bu yavaşlama, okyanusun karbondioksit ve oksijen emme kapasitesini düşürebilir ve deniz dibindeki besinlerin ulaşmasını engelleyebilir. Bu da deniz ekosistemleri ve iklim sistemi üzerinde yıkıcı sonuçlar doğurur.
Buzul devleri eriyor
Batı Antarktika Buz Tabakası ve Doğu Antarktika’nın bazı bölgeleri buz kaybediyor ve deniz seviyesinin yükselmesine katkı sağlıyor. 1990’lardan bu yana buz kaybı altı kat arttı.
Yalnızca Batı Antarktika Buz Tabakası’nın erimesi, küresel deniz seviyesini 5 metre yükseltebilir.
Bilim insanları, bu buz tabakasının çökme noktasına çok yaklaştığını ve artık ek ısınmaya gerek kalmadan bile çökebileceğini düşünüyor – bu, yüzyıllar hatta bin yıllar sürebilir, ama geri dönülemez olabilir.
Dünya genelinde en az 750 milyon insan, deniz seviyesine yakın alanlarda yaşıyor. Yükselen deniz seviyesi, kıyı bölgelerindeki altyapıyı ve toplulukları ciddi risk altına sokuyor.





