• DOLAR 32.34
  • EURO 34.879
  • ALTIN 2393.529
  • ...
Eyyübi Devrim ve Medeniyetinin İslami Kimliğimiz Üzerindeki Etkisi - 3
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Ahmet Yılmaz / Araştırma

İmam Gazalî öncülüğündeki İslamî anlayışla yetişti; ailesi, Şeddadi emirliğinin fazilet ehlindendi. Selahaddin, Zengi’lerin büyük askeri-idari ortağı babası ve amcası tarafından geleceğe hazırlandı; çevresindeki alimlerle İslam’ı ihya etti. Ahmet Yılmaz / Araştırma

Selahaddin Hazretleri, vezirliğinin ikinci yılındaydı. Ordusu, Dimyat’ı kuşatan Haçlıları püskürttü, Mısır’daki iktidarını sağlamlaştırdı. Ama onun yüzü gülmüyordu. Etrafındakiler, kaside okudular, hatta bir muhaddis ona tebessümle ilgili bir hadis okudu. Selahaddin “Müslümanların Haçlılar tarafından kuşatma altında tutulduğu bir esnada Cenâb-ı Allah’ın beni tebessüm eder halde görmesinden utanırım.1” dedi.

Selahaddin Hazretleri, Halep’e gönderdiği mektupta şöyle der: “İhlasla dua edin ki, asılsız olmayan büyük hadiseler tekrarlansın. İşler yoluna koyulsun.”

Selahaddin Hazretleri hastalandı, bunu fırsat bildi ve İmam Malik Hazretlerinin Muvatta adlı hadis kitabını hadis âlimlerinden dinledi.

Selahaddin Hazretleri, danışmanı Kadı Fadıl ile Akka önlerindeydi. Kadı Fadıl, denize bakıyor ve kendi kendine “Bir mil denizde git, bütün dünya senin olsun, deseler bunu kabul etmeyeceğim” diye düşünüyor. O esnada Selahaddin Hazretleri ona,

“Sana bir şey diyeyim mi? And olsun ki Allah u Teâlâ bana diğer sahilleri fethetmeyi nasip ederse onları emirlerime teslim edeceğim. Sonra denize açılacağım, adaları fethedeceğim. Yeryüzünde Allah’ı inkar eden hiç kimse kalmayıncaya ya da ben bu uğurda ölünceye kadar mücadeleye devam edeceğim” dedi.2

Selahaddin Hazretleri, Fatimîlere vezir olurken ona verilenlerin bir bölümü “Kenarı altınla süslenmiş, beyaz bir sarık, dibeki bir elbise ki kenarı altın süslemeli idi. Altın yaldızla süslenmiş bir cübbe, altın tellerle işlenmiş bir taylesan, 10.000 dinar değerinde mücevher bir gerdanlık,…” idi.3

Oysa Selahaddin Hazretleri, birkaç yıl sonra Akka önlerinde savaşırken, güneşten yanmasın diye başını mendille örtmüştü. Vefat ettiğinde ise tabiri caizse kendi malından “kefen parası” yoktu.

Dımaşk (Şam)’e bıraktığı hazine vekili, Selahaddin Hazretleri Dımaşk’ta yok iken, kendisi için görkemli bir köşk yapmıştı. Sultan, Şam’a dönünce onu görevinden aldı ve ona: “Biz ne Dımaşk’ta ne de başka bir beldede ikamet etmek için yaratılmadık. Aksine biz Aziz ve Celil olan Allah’a ibadet edip O’nun yolunda cihad etmek için yaratıldık. Senin bu yaptığın, nefisleri asıl görevlerinden alıkoyacak ve tembelleştirecek işlerdir.4” dedi.

Selahaddin Hazretleri, hayatının son yıllarında Kudüs’ün tekrar işgal edileceği endişesiyle ağlıyordu. Başta İngiliz Kralı Rişar olmak üzere Avrupa ordularının Kudüs’ü yeniden işgal tehlikesi belirdiğinde surları onarmaya karar verdi. Ordu yorgun ve bezgindi. “Allah rahmet eylesin, Selahaddin de bineğine biner ve uzak mevkilerden bizzat taş getirirdi, bunu gören asker de Sultanı takip ederdi.5” O sırada Mısır, Yemen, Suriye ve Kürdistan sultanıydı.

 

SELAHADDİN HAZRETLERİNİN BAZI İCRAATLARI

1. İslam’ın emretmediği bütün vergileri kaldırdı. Emirlerin yüzünü halkın cebinden cihada ve ganimete çevirdi.6 Daha önce emirler, sefaları için para lazım oldukça halkın kafasına basarlardı.

2. Mezalim Mahkemeleri kurdu, Ramazan ayı hariç haftanın iki günü bütün devlet heyetiyle halkın karşısına çıkar. Hılfü’l Fudul’un örnek alındığı bu mahkemelerde halkın hakkının yöneticilerce gasp edilmesi engellenirdi. 7 Ondan önceki çağ, buna çok uzaktı.

3. İslam tarihinde ilk kez sadece askerleri yargılayan “kadı asker” görevlendirdi. Böylece askeri işlerde hukukun üstünlüğünü sağladı. Bu kurum Osmanlılara “Kazasker” olarak geçti ve sistemin temelini oluşturdu.8 Ondan önce askerin kanı komutana adeta helal sayılırdı.

4. İslam tarihinde ilk kez, uzak yerlerden gelen ilim talebeleri için öğrenci yurtları kurdu. Daha önce öğrenciler mescit çevresinde kalırdı. 9

5. Münecimliği (Yıldız falcılığını) yasakladı. Hatta halkın Kur’an falı dediği ve kimilerince meşru görülen bir falcılıkla Kudüs’ü fethedeceği yıl söylendi. Ama âlimler, bunu Selahaddin Hazretlerine söylemekten korktular. Saraylardaki müneccim kadrosu onunla son buldu. 10

6. Şehirlerde medreselerin yanı başına hankahlar (tasavvuf dergâhları-tekkeler) kurdu. Medrese-tekke birlikteliğini oluşturdu. Tasavvufu Şeriatın denetimine verdi.

7. Dar’ül Hadis denen sadece Hadis ilmi öğreten medreseleri güçlendirdi. Batinî tasavvufçulukla mücadele etti, “Şeriat-Hakikat-Tarikat” çizgisindeki tasavvuf çizgisine sahip çıktı. Bu gelenek sonraki İslam devletlerinde devam etti.

8. Devlet işlerini yazıya bağladı. Bu iş için binlerce katip çalıştırdı. 11

9. Selahaddin’den önce kimi Zengi emirleri dışında Abbasi emirleri ölünce evlerine gömülürdü. Selahaddin’den sonra ta Osmanlı’nın son dönemine kadar sultanlar kurdukları medreselere ya da yaptırdıkları camilerin külliyesine gömüldü.

Bunlar, onu İslam’ın kendisinden sonraki çağı için “müceddid” kılan sadece bazı icraatlarıdır. Her biri, kendisinden önceki dönem düşünüldüğünde büyük devrim niteliğindedir.

Bu bilgilerden sonra sormak gerekir: Kimdir Selahaddin?

 

SELAHHADDİN HAZRETLERİNİ KİM YETİŞTİRDİ?

Selahaddin Hazretleri ile kendisinden önceki çağ arasındaki uçurum ve çağından sonraki İslamî anlayışı baştan sona etkilemesi, Selahaddin’in yetiştiği ortamı öğrenmeyi zorunlu kılıyor.

Selahaddin üzerinde etkili olduğu bilinen kişiler şunlardır:

1. Babası Necmeddin Eyyüb: Zengilerin Dımaşk valisidir. Nureddin Zengi’nin huzurunda izinsiz oturma hakkına sahip tek kişidir. Mısır’da iken tasavvuf ehli için bir dergâh kurmuştur. Selahaddin’i Mısır’da iç siyasete hazırlayan en önemli kişidir. (İbn-i Kesir)

2. Amcası Eseduddin Şirkûh: Zengilerin ordu komutanıdır. Diyanet İslam Ansiklopedisi’ne göre (askeri) gücü Nureddin Zengi’ye eşittir. “Girdiği hiçbir savaşı kaybetmeyen komutan” diye tarihe geçmiştir. Selahaddin’in askeri hocasıdır. Kahire’nin güneydoğusunda bulunan Esedî Hankâh’ı(tekkesi) ona nisbet edilir. En iyi dostlarından biri eski Musul Zengi veziri adil insan Cemaleddin’dir. Cemaleddin de hankah yaptırmış ve Şirkuh’la hangisi daha önce ölürse cenazesini Medine’ye götürme anlaşması yapmıştır. (İbn-i Kesir, Hicri 559’da Vefat eden şahsiyetler)

3. Nureddin Zengi: Zengi Devletinin salih sultanıdır. (İlişkilerini ayrıca anlatacağız.)

4. Kadı İsa el Hakkarî: Selahhaddin’in, amcası Şirkuh yerine Mısır’a vezir olmasını sağlayan büyük mücahid ve alimdir.

5. Kadı Fadıl: Selahadin’in danışmanıdır. Fatimî bürokratı iken Selahaddin’in yanına geçmiştir.

6. Katip İmaddeddin el İsfahanî (Kadı İmad): Selahaddin’in danışmanıdır. Zengi devleti bürokratıdır.

Bu bilgiler, bize

A. Eyyübî ailesinin geçmişine gitmeyi,

B. Zengilerin durumunu öğrenmeyi

C. Selahhaddin dönemi alimlerinin kimliklerine ulaşmayı zorunlu kılıyor.

 

EYYÜBİ AİLESİ VE KÜRTLERİN DURUMU

Kürtler, daha hicri 3. yüzyılda askeri emirler olarak öne çıkmışlar. Güney Batı İran’daki Saffarî devletinde Muhammed Ubeydullah el Kurdî’nin bağımsızlık arayışı tarih kitaplarına geçmiş. (Siyah Öfke, Mustafa Demirci) Ama Kürtler daha çok Azerbaycan çevresinde kümelenmiş. Azerbaycan’da Rüstem El Kürdî’nin isyanı (İbn-i Kesir) bastırıldıysa da Hasanveyhilerin ve Şeddadilerin devlet kurması engellenememiştir.

Neredeyse bütün emirlerden kötü söz eden İslam tarihi, Hasanveyhilerin ilme, adalete ve hacılara hizmetini uzunca över. Şeddadiler de Gürcü Hıristiyanlarına karşı savaş ve ilme hizmetle anlatılır. Son dönemde basına konu olan Kars-Ani Harabelerine bakılırsa Kürtler 250 yıla yaklaşan Azerbaycan yönetimlerinde Bağdat’ın fitne ve fesadından uzakta, artlarında adeta bir Endülüs bırakmışlar. Ancak bu medeniyeti Hıristiyanlara değil, Türkmenlere terk etmişler.

Diyarbakır merkezli Mervanîlerin sefahat ayağı anlatılsa da ilme hizmetleri çok övülmüş. Bizzat bugünün İslam Ansiklopedilerinde onların Diyarbakır’ı İslam dünyasının en büyük ilim merkezlerinden biri yaptığı anlatılır. Selahaddin, Artukluların elindeki Diyarbakır’ı devraldığında sadece bir kütüphanede 1 Milyon 40 bin kitabın sayıldığı düşünülürse Mervanîlerin ilme hizmeti anlaşılır. (İbn-i Kesir)

Bu emirliklerin de katkısıyla İslam dünyasında o dönemde övgüyle söz edilen bir Kürt emir ve alim sınıfı oluşmuş. (Bu sınıftan emir El Meştup el Hakkarî, Erbilli emir Ebul Heyca; Kadı İsa el Hakkarî’yle kardeşi ve Mısır Kadısı Durbas el Kürdî, Selahaddin’in çekirdek kadrosunu oluşturmuşlardır.)

Eyyübî ailesi, Şeddadilerden sonra Irak’ın Tikrit şehrine inmiş; orada Şirkûh’un bir Müslüman kadına el atan bir Hıristiyanı öldürmesi üzerine kaleden çıkarılmışlar ve sonraki dönemde Zengilerin yanında yer almışlardır.

Necmeddin Eyyüb ve Şirkûh kardeşler; dindar, iyi bürokrat ve askerdirler. Ancak Selahaddin’in sadece onların eseri olduğu söylenemez. Onlardan önceki Kürt emirler de eski Dımaşk valisi Emir Mücahidüddin el Kurdî gibi şanlı emirler de Selahaddin’in büyük kişiliğini tek başına açıklamaz.

Selahaddin, bir Kürt emirdir ancak hiçbir İslam komutanı kendi soyunun eseri olmadığı gibi o da Kürtlüğün eseri değildir.

Tarih boyunca, Kürt toplulukları, kendilerine yönelik her sözlü veya fiili saldırıya güçleri ne olursa olsun cevap vermişler. Beklememişler ve erteleyememişler. Duymamayı ve görmemeyi başaramamışlar. Sabırsızlıklarını da “yiğitlik” olarak görmüşler. Her soyun bir zaafiyeti olduğu gibi bu, Kürtlerin ilkel bir zafiyetidir. Bu özellikleri yüzünden tarih boyunca her çıkışları, daha güçleri zayıfken kışkırtmalarla erken başlatılmış ve amacına ulaşmadan bastırılmıştır.

Hâlbuki Selahaddin, kendisine yönelik hakaret ve kışkırtmayı duymamayı, görmemeyi büyük bir ustalıkla başarıyor. Bekleme ve erteleme kabiliyeti ise olağanüstüdür.

Seyyid Kutup Hazretlerinin ifade ettiği gibi İslam’ın öncüleri ırkî özelliklerinden kurtuldukça yücelmişler. (Y. İşaretler) Ömer b. Abdülaziz (ra) nasıl ırkî yapıdan uzaklaştıkça yücelmişse Nureddin Zengi nasıl ırkî özelliklerini adeta yok saymışsa Selahaddin Hazretleri de ilkel ırkî özelliklerini yenmeyi başarıp kendisini İslam’ın ellerine verince yükselmiştir.

 

SELAHADDİN’İN İSLAMÎ ANLAYIŞININ TEMELLERİ VE BAĞLARI

Selahaddin’i ümmet bilincine götüren şüphesiz Kur’an-ı Kerim eğitimi ve ilgili eğitimlerdir. 12

Selahaddin’in İslamî anlayışı, Bağdat’ta kadıları adeta kendisine secde ettiren Abbasilerin köhneleşmiş sözde Sünni anlayışı da Mısır’daki Fatimî Şiiliği de değildir. Şiiler, zulme karşı başkaldırı anlayışlarını bir türlü küfre karşı cihada dönüştürememişler. Enerjilerini Müslümanların içinde taraftarlarını çoğaltmak için harcamışlar. Bu alanda sert bir yapıyla karşılaşınca da Bağdat Büheyvi, Musul Hamdanî, Mısır Fatimi Şiileri gibi bütün o çağ örneklerinde saraylarına dönmüşler. Derdinden sarhoş olmuş bir adam misali saraylarında sanat ve edebiyatla “hoş vakit” geçirmişler. Büheyvi ve Hamdanî döneminde Bizans, yüz binlerce Müslüman’ı esir etmiş; Fatimî çağında da Kudüs gibi aziz beldeler Haçlılarca işgal edilmiş.

Selahaddin’in İslamî anlayışını, Şeddadi beyleriyle Nizamiye Medreselerinde İmam Gazalî’nin temsil ettiği Batiniliğe kapalı, aşırılıktan uzak, cihada düşkün “İhya” çizgisinde bulmak mümkündür. Denebilir ki Selahaddin Hazretleri; İmam Gazalî’nin fikriyatını hem mezep hem tasavvuf anlayışı, hem hilafet kurumuna bağlılıkla devletleştiren kişidir.

İmam Gazalî’nin Endülüs’e cihada giden Murabıtlar Emiri Yusuf Tafşin’e gönderdiği fetva niteliğindeki metinde Selahaddin Hazretlerinin cihad anlayışını baştanbaşa görmek mümkündür.

Avrupa’nın dini Selahaddin’le battı, İslam, Selahaddin’le ihya oldu.

Nureddin Zengi ile Selahaddin arasında cemaat bağı var mıydı? Haftaya İnşaallah…

 

Kaynakça:

1. İbn-i Kesir, 12. cilt

2. M.A. Sallabî, Eyyübî Devleti, s. 267

3. İbn-i Kesir, Hicri 564 yılı olayları

4. İbn-i Kesir, Hicri 584 yılı olayları

5. İbn-i Esir, Hicri 587. yılı olayları

6. M. Cameron ve D.E.P. Jackson, Selahaddin

7. Ayşe D. Kuşçu, Eyyübîlerde Mezalim Mahkemeleri ve Darü’l Adl

8. Ayşe D. Kuşçu, Eyyübîlerde Mezalim Mahkemeleri ve Darü’l Adl

9. Diyanet İslam Ansiklopedisi, Eyyübiler maddesi

10. İbn-i Kesir

11. ve 12. M. Cameron ve D.E.P. Jackson, Selahaddin
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir