• DOLAR 32.896
  • EURO 35.341
  • ALTIN 2462.076
  • ...

Abartı ya da Mübalağa bir devlet olsaydı şüphesiz ki başkenti Türkiye olurdu. Ülke genel anlamda her konuda uçlarda yaşamayı konuları uçlarda tartışmayı çok seviyor.

Sahipsiz sokak hayvanları konusunda da kimi kesimler aynı abartılı tavrı takınıyorlar. Hayvanseverlik bir tür merhamet yansıması olarak elbette iyi bir şeydir. Ama İtperestlik abartının, mübalağanın pik halidir.

Hele hayvanseverliğin insan hayatının önüne geçmesi, köpeklerin adeta çocukların hayatından daha mühim hale getirilmesi, normal bir davranış ya da tutum değildir. Bunu yapanların bu davranışlarını hayvanseverlik ile açıklamak mümkün değildir.

Bu itperestler bir de kendilerini çağdaş, ilerici olarak tanıtıp olayı çoğunlukla Avrupa üzerinden okuyup Avrupa’yı referans gösteriyorlar.

Ben Avrupa’da yaşayan biri olarak söyleyeyim. Avrupa sokaklarında bırakın sahipsiz, tasmasız köpek bile göremezsiniz.

Avrupa ülkelerinde kimse köpeklerin alışveriş merkezlerine, resmî kurumların içerisine, hastanelere falan girmesine müsaade etmiyor. Ama Türkiye’de her yerdeler hatta en hijyenik olması gereken yerlere hastanelere bile patilerini sallaya sallaya girebiliyorlar. Herhangi bir insan müdahale edecek olursa da hemen itseverlerin saldırısına uğrayarak linç ediliyor.

Avrupa’da özellikle Avrupa kökenli hemen hemen her ailede köpek olmasına rağmen sokaklarında sahipsiz, başıboş köpek yok. Çünkü satın alınırken ya da sahiplenilirken bu iş resmiyete dökülerek belgelendiriliyor. Bundan dolayı da sahipli hayvanların bir müddet sonra bıkkınlık ya da hevesin kaçması yüzünden sokağa salınması mümkün olmuyor.

Köpek sahibi olan bir insan ya da aile o köpeğin sağlık sigortasını ödüyor gerektiğinde veterinere götürerek gerçek bir hayvanseverlik gösteriyor.

Türkiye’de ise sahiplenenler ya bir müddet sonra yeniden sokağa salıyorlar ya da sahiplendikleri halde sokaktan almıyorlar. İnsanlar köpekleri özellikle çocuklarına hediye olarak satın alıp bıktıktan sonra ise sokağa salıyorlar.

Bir de Türkiye’den bakınca sanki Avrupa’nın her şehrinde köpeklere konforlu hayat sunan barınaklar varmış gibi bir anlayış var. Ama aslında öyle bir şey yok. Barınak olayı yaygın bir durum değil Avrupa’da.

Ama şunu söyleyebilirim ki; Avrupa’da devletler kendi halklarına, kendi sınırları içerisinde insana insan gibi hayvana ise hayvanın ihtiyaçları mesabesinde davranıyorlar. Köpeği insanların önüne çıkarmıyorlar.

Evet, Avrupa’da sokaklarda köpek yok çünkü Avrupa devletleri insanlarını önceliyor, sokakların köpeklere değil insanlara ait olduğunu biliyor ve ona göre davranıyorlar.

Türkiye’de ise başta belediyeler olmak üzere Devlet kurumları adeta itperestlere ve mama lobisine teslim olmuş gibi köpeklere dokunmuyorlar.

Onca çocuk bu sokak köpekleri yüzünden hayatını kaybettiği halde halen sokakların istila halinde olması anlaşılır bir durum değildir.

Bu bahsedilen abartıdan, insan sağlığı ve çocukların güvenliği açısından bir an önce kurtulmalıdır. Bir avuç sesi çok çıkan itperestin tepkisinden çekinerek daha fazla çocuğun hayatını kaybetmesine müsaade edilmemelidir.