Ey Müslüman devletlerin yöneticileri, kralları, başkanları, cumhurbaşkanları!
Belki haberiniz vardır, ama yüksek müsaadenizle ben bir kez daha hatırlatmak istiyorum!
Gazze’de Müslüman çocuklar bombalarla katlediliyor!
Gazze’de çağdaş Haçlılar Ümmet’in onurunu, haysiyetini ayakları altına almış çiğniyorlar!
Gazze’de bırakın dirileri, ölüleri bile mezarlarından çıkartıp tekrar zulme maruz bırakıyorlar!
Gazze’de imtihanı kaybediyorsunuz! Gazze’de ölen çocuklardan, küvözlerde ölüme terk edilen bebeklerden daha zayıf ve aciz bir durumdasınız!
Bombalarla yıkılan binaların enkazında kaldınız! Yüreğinizdeki deniz kumundan yapılmış kolonlarınız daha bombalar düşmeden patlayıp yıkıma uğradı
O dilinizden düşürmediğiniz, diplomasi safsatası hiçbir işe yaramadı. Kimse sizi dinlemedi. Zaten sizin de öyle bir derdiniz yoktu…
Duymadınız… Görmediniz… Sessiz sessiz, lanetli bir terör oluşumuna ve onun yardakçılarına boyun eğdiniz.
Gazze’deki çocukları duymadığınız gibi, kendi halklarınızın seslerini de duymadınız.
Peh peh peh! Maşallah hepiniz kelli felli adamlar, lafa geldiğinde mangalda kül bırakmayan, esen, gürleyen koltuk sahibi ağalar, paşalarsınız. Ama hepinizi toplasak bir Ebu Ubeyde asla etmezsiniz…
Ey halkları Müslüman olan devletlerin yöneticileri, kralları, başkanları, cumhurbaşkanları!
Çocukların feryadını duymadınız, kadınların ağıtlarına kulaklarınızı tıkadınız, ‘Ruhumun ruhu’ diye yakılan ağıda kayıtsız kaldınız. Halklarınızın taleplerini bastırmaya çalıştınız.
Ama bir hurma çekirdeği kadar bile imanınız varsa bari Allah Azze ve Celle’nin ayetine kulak veriniz.
Bakın Alemlerin Rabbi Nisa Suresi 75. Ayetinde ne ferman etmiş ve sizlere ne soruyor…
“Size ne oluyor da Allah yolunda ve Rabbimiz bizi halkı zalim olan bu şehirden çıkar bize katından veli ve yardımcı gönder diyen mustazaf erkek, kadın ve çocuklar için savaşmıyorsunuz?”
Haydi buyrun ve cevap verin.
Neden zayıf bırakılmış erkek, kadın ve çocuklar için savaşmıyor onlara dost, veli, yardımcı olmuyorsunuz?
Neden elinizin altındaki gücü, orduyu, o çok övündüğünüz İHA’ları, SİHA’ları bu mazlumları korumak için, onlara dost, veli ve yardımcı olmak için kullanmıyorsunuz.
Yukardaki ayet yetmediyse bakın devamında Nisa Suresi 76’da nasıl bir hüküm ve tanımlama geliyor.
“İman edenler Allah yolunda, kafirler ise tağut yolunda savaşırlar. Şeytanın dostlarıyla savaşın. Muhakkak ki şeytanın hilesi zayıftır”
Duydunuz mu? Hüküm çok açık. Şeytanın dostlarıyla savaşın diye emrediyor Yaradan. Korkmayın diyor, şeytanın hilesi zayıftır.
Bir avuç mücahid bu hilenin, bu şeytani gücün zayıflığını Gazze’de ispatlamadı mı size de? Yıllardır yenilmez armada olarak sunulan terör oluşumu, kendisine sunulan onca imkana rağmen Gazze’de layık olduğu Cehennemi boylamadı mı?
Neden korkuyorsunuz?
Korkunun sizi, ülkelerinizi koruyacağını sanıyorsanız emin olun ki yanılıyor ve sadece sıranızı bekliyorsunuz. Gazze düşerse, ne yapıştığınız koltuklar, ürettiğiniz silahlar, uçurduğunuz uçaklar ne de güvendiğiniz dostlar sizi koruyamayacaktır.
Gazze bütün dünya için bir Furkan oldu. Bir imtihan mecrası hatta bir tür Dünyadaki Mahşer Meydanı oldu.
Ama siz kaybettiniz. Çocukları, kadınları koruyamadınız, kurtaramadınız.
Bakalım mahşerde kendinizi koruyup kurtarabilecek misiniz?