• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Fransa’da yaşanan olaylar karşısında Avrupa’da yaşayan bir mülteci olarak, beter ol Fransa, demek geliyor içimden.

Hani herhangi bir insan; bir yanlış bir haksızlık ya da bir zulüm yapınca halk arasında, ondan çıkmasa bile evlatlarından çıkar, denir ya bir yönüyle aynen öyle.

Fransa şu anda bir yönüyle geçmişin ateşiyle yanarken bir yönüyle de bu günün hesabını veriyor.

Şu an Fransa’da yaşanan olaylara müdahil olanların açıklamalarına göre gözaltına alınanların tamamına yakını daha 18 yaşını doldurmamış gençler.

Üçüncü, dördüncü hatta beşinci nesil göçmenler olmalarına, çoğunun anne babaları bile Fransa’da doğmuş olmasına rağmen hatta ve hatta birçoğu resmi olarak Fransız vatandaşı olduğu halde, bu insanlar sırf ten renkleri, coğrafi kökenleri ve dini mensubiyetleri dolayısıyla halen ayrımcılığa maruz kalıyorlar.

En son 17 yaşındaki bir gencin sebepsiz yere Fransız Polisi tarafından infaz edilmesi bardağı taşıran son nokta oldu.

Bu mesele de gösteriyor ki; Fransız yönetim sisteminin kafası halen 19-20. Asırların kafası. Kendilerini halen o zamanki gibi Afrika’nın sahibi Afrikalıların efendisi olarak görüyorlar. Sömürmeyi, öldürmeyi, kriminalize ederek suçlayıp zindanlara tıkmayı kendilerine ait bir hak olarak görüyorlar.  

Önce dışlayıp eğitimden, iş yaşamından ve sosyal hayattan uzaklaştırarak varoşlara hapsediyorlar. Adeta suça, suç işlemeye mecbur bırakıyorlar. Kendi halklarından birisi yapınca gayet basit bir suç olarak algıladıkları bir fiili Fransız vatandaşlığı almış olsa bile, yabancı kökenli biri yapınca büyük bir suç olarak değerlendirip yabancılar arasında ya da banliyölerde suç oranı yüksek, diye raporlar tutuyorlar.

Bu mantıkla da kendilerinde bir müdahale hakkı hatta gerekirse silah kullanma hakkı olduğu kararını veriyorlar.

Müslüman ise suçludur. Siyahî ise suçludur. Afrikalı ise suçludur. Mantık tam da böylesi bir ön yargıyla faşizan bir zihniyetle işliyor.

Avrupa genelinde bu mantığın en keskin uygulandığı ülke anlaşıldığı gibi Fransa’dır. Elbette Fransa’da da kimi yabancı kökenliler az da olsa bazı yerlere gelebiliyor bazı görevlere ulaşabiliyorlar. Ama ya Fransızlardan daha fazla Fransız olup devşiriliyorlar ya da Futbol dünyasının kimi ünlülerinde olduğu gibi çok özel yetenekler sergiliyorlar.

Bu yaşananlardan yeni bir Fransız İhtilali doğar mı onu kestirmek güç. Ama Fransa içinde yakılan bu ateşin Afrika’ya da yansıması ihtimalini de göz önünde bulundurmak gerek.

Yakılan bu ateşin Afrika’daki Fransız varlığına, Fransız sömürgeciliğine son vermesi umuduyla beter ol Fransa!

Selam ve Dua ile…