• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Her seçim dönemi yaklaştığında iktidar olan parti seçime sorunsuz girmek adına mağduriyetleri gidermek ister. Yaklaşan seçim dolayısıyla da bu tavır sergilenerek kimi mağduriyetler giderildi. Ama ısrarla bir kesimin mağduriyeti giderilmiyor ya da giderilmek istenmiyor.

Sayıları 25 bini bulan Fahri Kur’an Kursu Hocalarından bahsediyorum. Defalarca kendilerine söz verilmesine rağmen bir türlü kadroya alınamayan Kur’an Öğreticilerinin mağduriyetlerinin seçimden önce giderilmesi gerekmektedir.

Geleceğimiz adına çok önemli bir görevi ifa eden bu insanların da oy verme hakkı olduğu gerçeğini başta Ak Parti olmak üzere Cumhur İttifakını oluşturan partilerin unutmaması gerektiği kanaatindeyim.

Bu konuda çok çaba sarf eden ve her platformda bu konuyu dile getiren HÜDA PAR yetkililerinin çabalarına, AK Parti kanadının, seçimden sonra bakarız, şeklinde cevap vermeleri gerçekçi ve adil bir yaklaşım değildir.

Bu insanlara tabiri caizse üvey evlat ya da ikinci sınıf memur veya vatandaş muamelesinde bulunulması insaf ve adalet duygularını zedelemekte en kötüsü de birer seçmen olmaları dolayısıyla onların ve ailelerinin kafasını karıştırmaktadır.

Kadrolu hocalarla aynı görevi yapmalarına rağmen kadrolu hocalardan yüzde 70-80 oranında daha az maaş alan bu Fahri Hocaların sigortaları da ayda sadece 10-13 gün olarak yatırılmaktadır. Bunu açıklayacak bir hukuk, adalet ya da idari sistem olmasa gerek. Aynı işi yapıyorlar hem çok daha az maaş alıyorlar üstelik bir de hak ettikleri sigorta priminden de mahrum bırakılıyorlar.

Bu hocalar sırf geçici olarak atanabilmek için bile birçok zorluğu aşmak zorundalar. En basitinden her yıl yaşadıkları bir mülakat sorunu var ki; hakikatten de insanın adalete olan güvenini zedeliyor. Bu insanlar KPSS’yi kazanıyorlar ama adil olmayan bir mülakat sistemiyle hak ettiklerinden mahrum bırakılıyorlar.

Sürekli bir sınav mecburiyetinden olmaları dolayısıyla her zaman kendini geliştiren yeni bilgiler edinen bu öğreticiler yıllardan beridir süregelen tecrübeleriyle zaman zaman kadrolu olarak atanan hocalara staj bile verebilmektedirler. Ama buna rağmen bu yetkinliğe rağmen atanamayan hocalar olarak kalmaya devam ediyorlar.

Bu hocalar tabiri caizse mevsimlik olarak atandıklarında ise uzak köylere kadroluların gitmedikleri yerlere gönderiliyorlar. Çoğunlukla merkezden en uzak ve ücra köylere gönderilen bu hocalar zaten az aldıkları maaşlarının önemli bir miktarını da yola harcamaktadırlar.

Şimdiye kadar başta Cumhur İttifakı bileşenleri olmak üzere birçok Parti tarafından bu hocalarımıza kadro sözü verildiği halde bu sorun bir türlü aşılamadı.

Bence şimdi tam zamanı. Belki çok az kaldığı için seçime kadar bu sorun çözülemez ama Sayın Cumhurbaşkanı açık bir şekilde seçimden sonra bu sorunu çözeceğini kamuoyu önünde deklare edebilir.

Eğer denildiği gibi 14 Mayıs seçimleri hayati bir öneme haizse o zaman her oy kıymetlidir. Hem insani ve kul hakkı açısından hem de yaklaşan seçimler dolayısıyla siyasi olarak bu hocalara verilen kadro sözünün tutulmasının zamanı gelmiştir.

Aileleri ile beraber 100 binden fazla oya tekabül eden bu hocaların ve ailelerinin oyları hiç kimse için garanti değildir.

Hasıl-ı kelam bu sorunun çözülmesinin tam vaktidir.