Yeşil-Beyaz’ın hatırlattıkları ve Faşizmin rengi!
Yıllardan beridir Türkiye’de, Spora siyaset karıştırılmaz, diye içi boş bir söylenti var. Ama ne spor siyasetten uzak durur ne de siyaset spordan özellikle de Futboldan.
Çünkü iki taraf için de diğeri adeta sağılacak inek mesabesindedir. Bu yüzden de hiçbir zaman ne siyaset spordan elini çekmiştir ne de spor camiası siyasetten uzak durmuştur.
Ama gelinen aşamada Pazar günü Bursa’da yaşananlara bakılınca Futbol gerçekten de siyaset üstü olmayı başarmış ırkçılığın sefil zirvesinde utanç piki yapmıştır.
En başta söyleyeyim ben Amed Spor taraftarı falan değilim. Hatta hangi ligde hangi sırada olduğuna dair bir bilgim de yok.
Ama bütün hafta boyunca ve maç esnasında Bursa’da yaşananlara, maç esnasında atılan sloganlara ve açılan pankartlara ve de yapılan saldırılara bakınca bu katıksız faşizm karşısında sessiz kalmanın vebal altına girmek olduğunu açıkça söyleyebilirim.
Orada o tribünlerde bir zamanların zulüm simgesi olan Beyaz Toros ve Yeşil lakaplı katilin resimlerini ellerinde tutanların orada tüm Kürtleri PKK olarak lanse edenlerin PKK’dan hiçbir farkları yoktur.
Faşistin, bölücünün, ırkçının, memleketinin ya da ırkının veya taşıdığı bayrağın renginin olmadığını bir kez daha gördük.
Sokakta durdurdukları bir Kürt genci tehdit edip eline Yeşil-Beyaz atkı vererek onu korkutan ona küfredenler bilsinler ki; bundan böyle Yeşil-Beyaz da ırkçılığın Faşistliğin rengi olarak temeyyüz edecektir.
Tüm bu olanları Amed Spor da şunu yapmıştı bunu yapmıştı diye savunmak, ırkçılığı bir misilleme gibi lanse etmek isteyenler de bilsinler ki; bu davranışlarıyla ancak Kandil’e hizmet ediyorlar.
Bu konuda en önemli görev elbette Devlet’e devleti yöneten Siyasi İktidara düşüyor. AK Parti bu konuda cesur davranmalı bu ırkçılığın hesabını sormalıdır.
Bu saldırganlıkta yer alan herkes hesap vermelidir. Maçta saldırganlığa izin veren maçı tatil etmeyen hakeme düdüğü hemen astırılmalıdır.
Bu konuda sorumluluğunu yerine getirmeyerek gerekli tedbirleri almayan yetkililer ve federasyon denen yapı hemen görevden el çektirilmelidir.
Belki çok sivri olacak ama bir daha böyle bir şey olmaması için Bursa Spor denen faşist yapının kapısına kilit vurulmalı kazandığı süper lig şampiyonluğu elinden alınmalıdır.
Hükümet ırkçılığın önünü almalıdır. Belli ki; güvenlik bürokrasisi bu konuda üzerine düşen yapmamış. Bu konuda sorumlular da hesap vermelidir.
Türkiye’nin sosyolojik gidişatı hiç de iyi değil. Sağıyla soluyla hâkim partilerin tamamı gittikçe ırk eksenli bir faşizme, Kemalizm’e doğru radikalleşiyorlar.
Futbol sahalarında yaşananlar bu radikalleşmenin bir sonucudur. Bu da Türkiye’yi ateşe atmaktadır.
Kesinlikle ve kesinlikle faşizme geçit verilmemelidir…