• DOLAR 34.437
  • EURO 36.351
  • ALTIN 2840.248
  • ...

“Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah'ın emaneti olarak aldınız ve onların namusunu kendinize Allah'ın emriyle helal kıldınız. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, kadınların da sizin üzerinizde hakkı vardır.”

Okuduğunuz satırlar Veda Hutbesi’nden.  Son günlerde artan kadın cinayetlerinden sonra özellikle sosyal medyada ve kimi dinsizlik tandanslı haber yayın organlarında suçu İslamiyet’in üzerine atmaya başladılar.

Oysa İslam bilgi kaynağının hadis yönüyle en güvenilir ve en önemli metni olan Veda Hutbesi’ni İslam Peygamberi ibadi konulardan ziyade insani ilişkileri üzerine bina etmiştir.

Eğer Veda Hutbesi’ndeki ilkeler hayata pratize edilecek olursa toplumsal anlamda her türlü ilkesizlik ve ahlaksızlık son bulacaktır.

Belki siz değerli okurlarımızın da dikkatini çekmiştir; toplumu ifsad etmek isteyenler kadınların ‘Emanet ve Namus’ olmalarıyla çok uğraşmaktalar. Her olaydan sonra katilleri lanetlemek yerine, biz kimsenin namusu değiliz, kimseye emanet değiliz, türünden pankartlar taşımak suretiyle adeta Veda Hutbesi ile kadınlara bahşedilen koruma zırhını kırmak istiyorlar.

Kadın cinayetleri incelenecek olursa eğer, her olayda ayrı ayrı sebepler ve etkiler tespit edilecektir. Şunu da açıkça söyleyeyim ki; hiçbir sebep katillerin yaptıklarını meşru kılmaz.  

Bu ilke yine Veda Hutbesi’nde açık açık beyan edilmiştir; ‘Allah'ın haram ve dokunulmaz kıldığı canı, haksız yere öldürmeyeceksiniz’

Dediğimiz gibi, her olayın farklı sebepleri vardır. Ama kadın cinayetlerinin temel sebebi kadınların üzerindeki ‘Emanet ve Namus’ korumasının kaldırılmış olmasıdır. Acı olanı da Hristiyan kültürüne uymak adına kimi uygulamalarla bunun devlet eliyle yapılmış olmasıdır.

Düşünün bir kere, vicdanlı bir insan kendisine emanet edilen en ufak bir nesneyi bile korumak için yoğun bir çaba sarf ederken ki bu emanet bir can ise onu korumak için canını bile verebilir.

Başta kadın cinayetleri olmak üzere her türlü toplumsal problem ve ahlaksızlıkların sebebi ise İslamsızlıktır.  

Örneğin beşeri ceza sistemleri. Cezalandırmalardaki temel mantık, suçun hafifliği ya da ağırlığı oranınca terbiye edici veya caydırıcı olmalıdır. Oysa beşeri cezalandırma sistemleri katilden kahraman çıkarmaya elverişli bir ortama sahiptir.

Karısını katleden katillere cezaevlerinde bile olsa hayat hakkı tanımak, onun kulağını çekmek gibi bir olaydır.

Önünde kısas gibi bir gerçek olan bir insan elbette ki, bu tür bir fiile kalkışmadan önce kendi akıbetini de düşünecektir.

O yüzden tekrar diyelim ki;

Başta kadın cinayetleri olmak üzere her türlü toplumsal problem ve ahlaksızlıkların sebebi İslamsızlıktır. 

Selam ve Dua İle…