Yeniden Çözüm Süreci mi?
Belli mahfiller tarafından kamuoyunu hazırlamak adına sızdırılan bilgilere bakılırsa, Sonbahar’ın başlangıcıyla beraber adı farklı olsa da yeni bir süreç başlayacak gibi görülüyor.
Sorunların çözüme kavuşturulması elbette ki elzem bir durumdur. Ama geçmiş tecrübelerin de şahitliğiyle biliyoruz ki; her seferinde aynı şeyi yaparak faklı bir sonuç alınmaz.
Devlet’in Habur Süreci’yle başlayıp çukur olaylarıyla son bulan süreçte düştüğü hatalara tekrardan düşmememsi gerekmektedir. Kürt Sorunu’nun çözümünde PKK ve bileşenlerinin tek resmi muhatap olarak alınması ya vahim bir hataydı ya da PKK’yı iyi tanıyanların kurduğu bir tuzaktı. Amaç Kürdistan coğrafyasını iki ateş arasında bırakarak halkı iki taraftan birini tercih etmeye mecbur kılmaktı.
Elbette PKK ve bileşenleri ile de görüşülmelidir. Ama onlarla silah bırakmaları konusu müzakere edilmelidir. Kürt Halkı’nın hakları ve geleceği PKK üzerinden değerlendirilmemelidir. Bu Kürt Halkı’nı bir bütün olarak PKK’nın güdümüne vermek olacaktır. Önceki seferlerde yapılan bu hatalar, Hendek ve Barikat olarak hayat bulup Kürt Halkı’nın canına okudu.
Aslında Adalet ve hakkın teslimi için ne bir sürece ne de pazarlığa ihtiyaç vardır. Gücü elinde bulunduran yapı, yılların tecrübe ve bilgi birikimi ile nerelerde aksaklıkların olduğunu çok sarih bir şekilde bilmektedir.
Bu aksaklıkları gidermek için de tek muhatabı doğrudan Kürt halkı olmalıdır. Her denize düştüğünde öcyılanlara sarılan anlayışın hiçbir getirisi yok iken, halen PKK eşittir Kürt demek ve PKK’yı muhatap almak onu meşrulaştırmaktan başka bir şey değildir.
Tam aksine PKK’nın argümanlarının elinden alınması gerekmektedir. Buna da devletin resmi olarak Kürt varlığını ve dilini tanıması ve yazılıp hale getirmesi ile başlanılmalıdır. Halen mahkemelerde Kürtçe için bilinmeyen dil tanımlaması yapmak bir tür samimiyetsizlik göstergesidir.
Mesela devlet işe, tamamen Kürtçe eğitim veren bir üniversite kurarak ya da kurabilecek olan yapıları teşvik ederek başlayabilir. Çünkü dilin; hayatın, eğitimin, siyaset ve bürokrasinin her alanında kabulü halkın kabulü ve tanınması anlamına gelecektir.
Öyle bir yöntem izlenmeli ki; süreç PKK ve bileşenleri ile değil PKK ve bileşenlerine rağmen ve onlardan beri olarak hayata geçirilmelidir.
İmralı ile Kandili karşı karşıya getirmek ve bundan bir şeyler kazanmak boş bir çabadan ibarettir. Onlar ve onların emrinde olan siyasetçilerin rağmına ve sabırla sürdürülecek hakkaniyetli bir süreç tek şans olarak önümüzde durmaktadır.
Adına süreç denen şey karanlık odalarda işliyor. Ama loş ışıktan yansıyan gölgeye bakılırsa hükümet ilk düğmesi yanlış iliklemiş gibi görünüyor. Diğer taraf ise, Suriye’de edindiği tecrübeler ışığında daha modern hendek ve tünel inşa edecek malzemelerin siparişini vermiş gibi duruyor.
Ne diyelim Allah sonumuzu Hayreylesin İnşallah.