Şehr-i ramazanda şeytanlar hala cirit atıyorsa
Allah`a hamd, Resulü Hz. Muhammed aleyhisselata selam olsun!
Başı rahmet, ortası mağfiret ve sonu Cehennem`den kurtuluş olan bir aya erişmenin sevinç ve huzurunu yaşarken ve bu mübarek ayın atmosferini ruhuna uygun solumaya çalışırken oruç hazımsızları insi şeytanların son sürat devreye girdiğini görüyoruz.
Kimi konularda ve açıklamalarda yapılan yanlış ve hatalı durumları hep gördüysek de ayıpları örtme ve iyi niyetimizi koruma adına çoğunlukla bir şeyler söylemedik. Ama bazen mızrak çuvala sığmadığı ve yapılanların iyi niyet çerçevesine oturtulacak bir hali kalmadığı için birkaç cümle yazma zorunluluğu hâsıl oluyor.
Gayemiz, kimseyi incitmek değil; sadece Allah dini adına görev icra edenlerin öncellikli sorumluluklarının Allah`a karşı ve asıl hesap verecekleri merciinin Allah olduğunu hatırlatmaktır.
Elbette, devletin herhangi bir kurumunda çalışanların amirlerine karşı memur olduklarını biliyorum; ama amacı halka Allah`ın dinini anlatmak olanlar, Kur`an-ı Kerim ve Hz. Muhammed aleyhisselatu wesselam`ın mevzu edildiği her yerde ve samimi niyetle bunu gündeme taşıyan her birey veya organizeye hiçbir kınamadan korkmadan destek vermelidir.
Ulu orta oruç yiyip oruçlular rencide etmek;
Sosyal medyada #Oruçbizibozar, #OruçYasaklansın gibi taglar açmak;
Ramazan eğlencesi adı altında orucun maneviyatını rezalet, şehvetle bozmak; bombalarla şehirleri harabeye çevirmek…
İstedim ki talan, yalan, dolan, bozan, yıkan bir zihniyetin fasid portresi içinden Ramazan kılıfı giydirilmiş eğlencelerden ve onların zihin ve gönüllerde açtığı/açacağı tahribattan ve bunların neden yanlış olduğunu ve böylesi bir tenkide konu yapıldığını birkaç cümleyle bahsedeyim.
Ramazan ayı, bir arınma, mağfiret, hayırla buluşma, hayırda yarışma ve şeytana/nefse geçit vermemek adına kendini dil, göz, el ve mide yönüyle haramlardan tutma ayıdır.
Böyle bir ayda manevi dinamiklerin ülkemizi atmosferini sarması lazımken ne yazık ki ülkemizin gök atmosferini saran toz toprak, gönül atmosferini saransa eğlence ve lakaytlıktır.
Biliyorsunuz, Ramazan gecelerini şenlendirmek(!) adına Hükümet Konakları, şehir meydanları ve belirlenen halka açık alanlarda çoğunlukla belediyeler, bazen de özel/tüzel girişimcilerin desteklediği bazı eğlenceler düzenleniyor.
Tiyatro, müzik... gibi sanatsal etkinliklere bir şey dediğimiz yok; ama belki de Ramazan ruhundan çok uzak ve Müslümanların dünyasına yabancı kalanların Ramazan`ımıza da göz dikerek kadın erkek iç içe, açık saçık sahneler ve argo sözlerle karşımıza çıkmasına -ki son örneği iki gün önce CHP`li bir belediyenin düzenlediği gibi- göz yumamayız. Bu bir vebaldir. Sessiz kalmamak lazımdır.
Önceki yıllarda masumane bir halle, bu etkinliklere(!) giden birkaç kişiden dinleme imkânı bulduğum ortak bir tavrı anlatayım:
-Vallahi, sahnelerdeki açık saçıklık ve absürdlük sebebiyle eşimden ve çocuğumdan utanarak apar topar oradan ayrıldım.
Benim bildiğim Ramazan`ın şenliği, neşesi
“Dua, teravih, iftarlar, yardımlaşma, mukabele, dertleşme, okuma fuarları/kampanyaları” ile olur.
Namazsız veya namazı gevşek olanlar için “Namazla buluşma”, uyuşturucu ve stresin ağına düşenleri “Kişiliğiyle barıştırma” çalışmaları düzenlemekle olur.
Hiçbir müftü veya molla ya da imamın fetva vermeyeceği, hiçbir duyarlı insanın onaylamayacağı bu eğlence kültürüne karşı bu sessizlik niye?
Sanki onay verircesine orta yerde duran kayıtsızlık niye?
İslam ümmetinin içinde bulunduğu içler acısı hal malumken,
Suriyeli, Iraklı, Kürdistanlı, Filistinli... mazlum ve yetimlerin ahı, feryadı kulağımızı patlatırken,
Coğrafyamın birçok şehri çukurlarla yıkılmış ve gün aşırı patlatılan bombalarla cenaze evine dönüştürülürken,
Bu “Çal oyna, vur patla!” türünden gayri insanî ve İslamî eğlencelerin hem de Ramazan gibi (ruhlarımızı tedavi eden ve manen bizi besleyen/günaha karşı tutan) bir ayda olması niye?
Ramazan ayını biz, şeytanların zincire vurulduğu ay olarak biliriz.
Acaba kaçımız, bu şehirlerimizde bu şehr-i Ramazan`da arz-ı endam eden günah davetçilerinin iş ve gidişlerinden dolayı şeytanımızı zincirlediğimize inanır?
Her derde deva(!) açıklamalar facebook, twitter, internet, sohbet ortamları, radyo programları, gazete sütunlarında arz-ı endam ederken “iyiliği emr kötülüğü nehy” adına bir şeylerin yapılmaması,
Şu % 99`u dindar diye ilan edilen bir ülkede dahi “ahlâksız reklamların panolarda, araçlarda afişe edilmesi; alış veriş merkezlerinde 9, 90, 99`lu hilelere başvurulması, eğlence adına hayâsızlık ve edepsizliğin sahnelere taşınması” na karşı üç maymunların oynanması bu satırların yazılmasını gerektirdi.
Hakk`a teslim olmuş ve haramdan uzaklaşmış ve zalimin zulmünden beri olma umuduyla Allah`a emanetsiniz!