• DOLAR 34.446
  • EURO 36.302
  • ALTIN 2836.87
  • ...

Kur’an-ı Kerim, en özlü ifadeyle Allah’ın insanla tekellümüdür.

Kur’an-ı Kerim, insanlık için dünya ve ahiret hayatının huzur kapısıdır.

Kur’an-ı Kerim, hayatı en doğru, istikametli ve güzel şekilde yaşamanın kodlarını içerir.

Kur’an-ı Kerim, içerdiği ilahi hakikatler -çağ, zemin ve zaman ne kadar değişirse değişsin- kıyamete kadar bütün insanların ihtiyacını karşılayacak değerde ve yeterliliktedir.

Kur’an-ı Kerim, insanlar bilim, teknoloji, his, duygu gibi konularda istediği kadar gelişsin, ilerlesin aklın hiçbir zaman kendisinde çelişki bulamayacağı İlahi kelamdır.

Bilim ve akıl, hiçbir zaman Kur’an’ı aşamaz; çünkü Kur’an, aklı yaratan Allah’ın kelamıdır. Bilim ise Yaratıcının verdiği aklın ancak % 10’luk kullanımının neticesidir. Eserin kendisi müessirine mecbur ve muhtaç iken eserin tesiri/izi hiç müessirle boy ölçüşebilir mi?

Kur’an-ı Kerim, evrensel bağlamda bütün insanlığın bedeni, ruhi, ferdi, sosyal ve manevi bütün problemlerine çözüm üreten bir hayat nizamı, yol haritası ve şifa kaynağıdır.

Kur’an’ı en iyi tanımanın ve anlamanın yolu Kur’an’ın kendisi ve onun ‘yürüyen’ somutluğu olan Peygamberimizdir. Bir önceki yazımızda Kur’an’ın kendi dilinden Kur’an’ı tanımaya çalışmıştık. Bugünkü yazımızda da birkaç hadisle Peygamberimizin aleyhi selam dilinden Kur’an’ı tanımaya çalışalım:

“Sizin en hayırlınız, Kur’an’ı öğrenen ve öğretendir.” (Tirmizî, Fedâilü’l-Kur’ân, 15)

 “Hiçbir peygamber yoktur ki, insanların inanmaları için kendisine mucizeler verilmiş olmasın. Bana verilen ise Allah’ın vahyettiği vahiy (Kur’an-ı Kerîm)dir. Bu sayede ben kıyamet günü ümmeti en çok olan peygamber olacağımı ümit ediyorum.” (Buhari, İ’tisâm, 1)

"Onda, sizden öncekilerin tarihi, sonrakilerinin haberi ve aranızdaki meselelerin hükmü vardır. O, hak ile bâtılı birbirinden ayıran kesin bir hükümdür. Her kim hidayeti ondan başkasında ararsa, Allah onu şaşırtır. O, Allah'ın kopmayan sağlam ipi, kuvvetli fikir kitabı ve doğru yoldur. O, akılların sapıtıp şaşırmamasına ve dillerin karışmamasına yegâne sebeptir… Kur'an, ilim adamlarının doymadığı, asla tekrarlanmaktan eskimeyen ve hayret veren üstünlükleri bitip tükenmeyen bir kitaptır. Yine O, öyle eşsiz bir eserdir ki, cinler dahi onu dinlediği zaman 'Biz, doğruluk ve olgunluk yolunu gösteren harikulade bir Kur'an dinledik.' (Cin Süresi: 1) demekten kendilerini alamamışlardır. Ona dayanarak konuşan doğru söylemiş, O'nu tatbik eden sevap kazanmış, Onunla hükmeden adâlet etmiş ve insanları O'na dâvet eden dosdoğru yola yöneltmiş olur." (Tirmizi, Sevabu’l-Kur’an 14, 2908)

“Bu Kur’an Allah’ın ziyafet sofrasıdır. Yiyebildiğiniz kadar onun nimetlerinden yiyiniz. Şüphesiz ki bu Kur’an, Allah’ın ipidir, apaçık nurdur ve faydalı şifadır. Kur’an kendisine sarılanın koruyucusu, kendisine uyanların kurtarıcısıdır. Kur’an’a uyan doğru yoldan sapmaz ki, kınansın. Eğrilmez ki, doğrultulsun. Kur’an’ın bambaşka üstünlüğü kaybolmaz, çok okumakla eskimez. Onu okuyunuz. Çünkü Allah onun okunmasının her harfine on ecir verir. Dikkat edin elif, lam, mim bir harftir demiyorum. Fakat elif tek başına bir harftir, mim bir harf ve lam da bir harftir.”  (Terğib ve Terhib.3/276)

“Her hangi bir topluluk Allah‘ın evlerinden birinde toplanır, Kur’an-ı Kerim’i okurlar ve aralarında müzakere ederlerse mutlaka üzerlerine kalp huzuru iner, Allah’ın rahmeti kendilerini kaplar, melekler kendilerini kuşatır ve Allah da onları kendi katındakiler içerisinde anar.” (Müslim; Ebu Davut)